NATSU
"Sen iyi misin?" Lucy'nin sesiyle sinirlerimden anca kurtulabilmiştim.
"İyiyim, merak etme. İyiyim." bunu söylerken parmağımla sevdiğim kadının dudak kıvrımına dokunuyordum. O pislik herifin öptüğü yere...
Hala sinirlerimi bozuyordu bu durum. Bu resmen bir meydan okumaydı ve bunun için Lucy'i kullanması kabul edilir gibi değildi.
Beni koruması yapıp bir de aramızda böyle bir meydan okuma yokmuş gibi beni gözünün önünde tutmaya çalışması işleri daha da zorlaştırıyordu.
"Natsu?" Bana soru sorarak bakan kocaman kahverengi gözlere hak vermiştim, bir kaç dakikadır öylece dalmış kızın dudağını okşuyordum sonuçta.
"Dalmışım."
"Onu fark ettim ama neye daldın? Önemli olan o." Cevap vermemiştim, zaten gerekte kalmamıştı beni bir kitap gibi okuyordu.
"Prensi düşünüyorsan, düşünmeyi bırak. Ondan önce senin konuşman gereken bir baban var. Gildarts'a bu konuyu sorabilirsin, belki sana yardımcı olabilir."
Haklıydı. Her zaman haklıydı ve bu bana güven veriyordu.
"Ejder soyu... Bunun için prensin bizim köyden olması gerekmiyor mu?"
"Saray ejderhaları dizginlemek için deneyler yapıyordu, başarıya ulaşamış bir deneyle, ejderhanın güçleri zorla prensin soyuna aktarılmış olabilir."
"Tanrım! O kadar mantıklı konuşuyorsun ki sana karşı çıkamıyorum bile!"
"Sana daha önce söylemedim mi?"
"Neyi?" diye merakla sorduğumda baştan çıkaran bir gülümseyle "Mükemmel olduğumu." diye cevap vermişti.
Onu öpmek için dudaklarına yaklaşırken "Söylemene gerek yok, zaten biliyorum." diye fısıldamıştım.
Onu öpmeye devam etmek istiyordum ama onun aklı daha mantıklı şeylerdeydi.
"Prens bana hiçbir şey olmamış gibi davrandı mı demiştin?"
Onu öperken "Hıhım." demekle yetinmiştim.
"Bu aslında iyi bir şey olabilir."
Ben onu bu şekilde öperken nasıl sakince konuşabiliyordu? Yoksa benden etkilenmiyor mu?!
"Çünkü düşününce-"
"Prenses?"
Bana daha yeni dikkatini vermek aklına gelmişti. "Efendim?"
"Sen benden sıkıldın mı?" diye sorarken alaycı olmaya çalıştıysam da yarı ciddi bir ses tonum vardı.
"Ne demek istiyorsun?" Bu şaşkın suratı fazlasıyla tatlıydı.
"Hayır, benimle bir gece geçirdikten sonra bitti mi her şey? Ben burda seni baştan çıkarmaya çalışıyorum, sense katiyen baştan çıkmıyorsun."
Kızaran suratına bakınca durumun farkına yeni varmış olması beni güldürmüştü.
"Aaah, demek artık beni beğenmiyorsun."
"Kapa çeneni Dragneel" derken beni göğsümden ittirip uzanmamı sağlamıştı.
Yatağa uzandığımda ellerimi enseme yastık yapıp gözlerimi Lucy'e diktim. "Bu fazla çekiciydi, Bayan Heartfilia. Suratına yerleştirdiğin o kararlılığı seviyorum."
"Bu kararlı kız senin hayatını kurtarmaya çalışıyor, keşke sende biraz yardımcı olsan."
"Kusura bakma, güzelliğin başımı döndürüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözden Düşmüş (TAMAMLANDI)
FanfictionLucy Heartfilia, sarayda yaşadığı bazı olaylar yüzünden sürgün edilmiş bir Prenses'tir. Kendisine ne olacağını dahi bilmeden, koskoca bir evde kimseyle işletim kurmadan beklemekten başka çaresi yoktur. Ona eşlik etmekle görevli olan, Natsu Dragneel...