66 BÖLÜM

13.1K 736 40
                                    

### evet sonunda bölüm geldi. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Mutlu sonlar geldi. Bu bölümlere karşı fikirlerinizi daha çok merak ediyorum. İYİ OKUMALAR 😇😇 ###






“Sürpriz!” hızlıca şaşkınlığımı silip sevinçle öne atıldım ve Ali’nin kucağında ki küçük köpeği kucağıma aldım. Golden cinsi yavru bir köpekti. Minicikti daha.

“Ali bu nereden çıktı böyle? Allah’ım! Çok tatlı bu.” Gözleri ufacık, patisiyle ha bire yüzünü kapatıp duruyordu. Ürküyordu resmen. Hızlıca gıdısını okşarken elimden de kaçmaya çalışıyordu.

“Azra’nın köpeği doğurmuş. Oğlunun daha doğrusu. Bakamayacakları için birini arıyorlarmış, bende kulak misafiri oldum tesadüfen. Sana aldım. Adı Şila. Daha bir haftalık bir köpek.” Ali konuştukça gözlerine daha büyük bir sevgiyle baktım. Pek sevmezdi köpek. Zamanında Haydut’a da benim için katlandığı bir gerçekti. Şila’nın kafasını okşarken Seda da yanıma gelmiş ve sevmeye başlamıştı. Hızlıca köpeği Seda’ya verip Ali’ye koştum ve hemen boynuna atladım.

“Çok teşekkür ederim. Çok güzel bir hediye bu.” Kolları sıkıca belimi kavramıştı. Anlamı gerçekten çok büyüktü benim için. Haydut’u kötü bir şekilde kaybetmiştim ve uzunca bir süre de aklımdan da gözümün önünden de görüntüsü gitmemişti. Tekrardan bir köpek sahibi olmak çok güzeldi. Dahası kızlarım da bunu tadacaktı. Birlikte büyüyeceklerdi.

“Sen mutlu ol da, gerisi hiç önemli değil.” boynundan öptükten sonra ayrıldım ondan ve tam gözlerine baktım. Daha bir koyulaşmıştı karaları ve yüzümde ki gülümseme daha da artarken tekrardan köpeğe yöneldim. Evimizde bu sıralar şenlik hiç eksik olmuyordu. Yeni misafirimiz de bize alışana kadar hep ilgilenmek gerekiyordu. Daha da bir yoğun olacaktı günlerim ama olsun. Köpeğin sevgisi bir başka güzeldi. Seda ile köpeği severken cebimde ki telsizden sesler gelmeye başlamıştı. Kızlardan biri ağlıyordu. Tam da tahmin ettiğim gibi babalarının geldiği zaman da uyanmışlardı.

“Hadi gel, kızlar uyandı. Yemeğe kadar seversin.” Ali’nin gözleri parlarken köpeği Seda’ya bırakıp birlikte içeri girdik. Kızların odasına girmeden de hemen koridor da ellerimi yıkamıştım. Ne olursa olsun köpeği sevdikten sonra kızlarla ilgilenemezdim. Hemen her şeyden mikrop kapacak durumdalardı onlar.
Odaya girdiğimde Ali çoktan Su’yu kucağına almıştı. Yağmur da huysuzlanırken Toprak hala uykusuna devam ediyordu. Toprak üçüzlerinden biraz bağımsızdı aslında. Acıkması da, uyuması da, ağlaması da hep diğerlerinden sonra geliyordu. Su ile Yağmur da her şeyi aynı anda istiyorlardı. Bu durum bana yarıyordu tabi. Biri ağlamadan bekliyordu en azından.

“Mindere koy istersen Ali. Üçünü bir öyle daha rahat seversin. Beş dakikaya Toprak da kalkar nasılsa.” Ali bir şey demeden dediğimi yaparken ilk önce kucağında kızını yatıştırmıştı. Hemen süt vermeme gerek yoktu zaten. Biraz pışpışlama ile susarlardı.

“Toprak kalksın da hiç sevdirmiyor ki o minik kızıl. Ben kucağıma aldığım da daha fazla ağlıyor sanki.” Su’ya karşı garip garip hareketler yaparken söylemişti bunları. Evet kızım biraz yabani çıkmıştı ama bir süre sonra babasına alışacağına emindim ben. Gerçi bu durum benim suçum olmuş da olabilir.

“Kuvözde kaldı ya bir süre onun üzerine biraz daha fazla düşmüş olabilirim ben. Çıktıktan sonra hep ben ilgilendim, sana doğru düzgün vermedim. O da fazlasıyla alıştı bana. Tek sen değil, benden başka kimseye gitmeyi sevmiyor. Biraz daha sabret zaman geçtikçe tanıyacak seni de.” içtenlikle gülümsedi bana ve

“Annelerin çok ayrı bir kokusu olduğunu biliyorum. Seni doğdukları andan itibaren tanıyorlar. Böyle olması da normal o yüzden.” Dedi. Bende gülümseyerek karşılık verdikten sonra usulca Su’yun boynuna burnunu gömdü ve gözlerini kapayarak solumaya başladı. İçimi kocaman bir şefkat kaplamıştı. Ben sabahtan akşama kadar onlarla birlikteydim ve ne kadar o cennet kokuları alsam da doyamıyordum. Eşsizlerdi benim için ve kesinlikle Ali için de.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin