20. BÖLÜM

20.5K 1K 139
                                    

** 3k olmuşuz arkadaşlar. Yeni okuyucularıma selam olsun 😘😘 ehh artık okuyucular da artıyor yorum şerefine nail görürsünüz artık beni değil mi? 😌😌 her bölüm yorumlarınızı heyecanla bekliyorum. Bu sefer sevindirin beni lütfen 👍👍 **

Sessizce arabaya bindiğimizde öylece dışarı izlemeye başladım. Arabaya binene kadar ayrılmamıştık birbirimizden. Kendimi bir an düşünmeden kollarına atmıştım ama uzun zamandan sonra kendimi çok fazla mutlu hissediyordum ve her şey biranda oluvermişti. Şimdi ise yanaklarım kıpkırmızı olmuş bir şekilde yüzüne bakamıyordum. Yanaklarımı serinletmek için bir iki kez yüzümü yelpazelesem de fayda etmemişti tabi ki de. Bende ona tamamen sırtımı dönerek dışarıya bakmaya başladım. Ve başka bir yere gittiğimizi o zaman anladım. Etrafa anlamak için baksam da nereye gittiğimizi çözememiştim. Soracak cesaretimde olmadığı için sabırla arabanın durmasını bekledim. Yollar git gide daralırken yine ormanlık bir alana girmiştik. Ben artık kesin emin olmuştum. Bu adam kendi türü olmadan yaşayamıyordu. Nerede orman orada Ali.

Kıkırtımla birlikte Ali'nin de elini kolumda hissetmem bir oldu. Gözlerine bakmamaya dikkat ederek ona döndüm. İnatla gözlerimi görmeye çalışıyordu. Bende aynı inatla gözlerimi olabildiğince kaçırdım. Şu anda gözlerine bakacak cesareti de isteği de kendimde bulamıyordum.

"Neye gülüyorsun kendi kendine?" sorduğu soruyla daha çok güldüm.

"Söylemem." Söylersem yine o kaşları çatılacak, gözleri koyulaşıp dişlerini sıkmaya başlayarak 'Şole!' diye bağıracaktı. Utangaçlığım beni terk etmese de bugün fazlasıyla mutluydum. Onun saçma sapan sinirini çekemezdim.

"Söyle!"

"Söylemeyeceğim Ali. Bırak içimdekiler de bende kalsın." Her halükarda da sinirlenmişti. Yine nefesi sıklaşmış, elini hızla kolumdan çekmişti. Bu ne inat canım? Kendi kendime bir şey de mi düşünemeyecektim ben? Bu yersiz sinirini umursamadan yola tekrardan döndüm. Hala ağaçlık yoldaydık. Hatta ağaçlar daha da sıklaşmaya başlamışlardı. Merakla etrafı daha çok inceledim. Çok geçmeden de büyük bir alan içinde çiftlik evi gibi bir yer görünmüştü. Etrafta tavuklar ve horozlar vardı. Araba durunca bizim kapı açılmadan etrafa adamları yayılmıştı. Bazen bu adamlardan korkmuyor değildim. Kuyruk gibi nereye gitsek geliyorlardı ve bulunduğumuz yerin etrafını tamamen sarıyorlardı. Oldukça korkutuculardı. İfadesiz yüzleri, ezberlenmiş hareketleriyle insan olduklarına dair bir belirti yoktu. Patronları gibi her şeyi kusursuz yapmaya çalışıyorlardı. Sonunda kapı açıldığında Ali ile aynı anda çıktık. Çocuk sesleri ve gülüşme sesleri geliyordu. Nereye gelmiştik ki biz? Soru dolu bakışlarımı Ali'ye çevirdiğimde onunda bana baktığını fark ettim.

"Neredeyiz?" diye usulca sordum. Kafasını gel dercesine sallayınca anında yanına gitmiştim. O da belimden tutup beni yönlendirmişti. Yine temasıyla aklımda ki her şey uçup gitti. Arada bir sürü kıyafet vardı ama sıcak ellerinin temasını hissedebiliyordum ve bedenim buna çok farklı tepkiler veriyordu. Daha önce hiç kimsede böyle şeyler hissetmemiştim. O kara gözleriyle bakınca bile içim titrerken soğuk bedenime değen sıcak teması bütün bedenimi titretiyordu. Bu benim için çok garipti. Ne anlama geldiğini, neye yoracağımı hiç bilmiyordum. Yine yanaklarıma kan hücum etmişti.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin