( X = Fesat bölüm çok abatmayın emin olun düşündüğünüzden daha normal bir şeydir. )
"Jeongin."
"Adımı nereden biliyorsun." Sırıttı.
"Hıh, adını hiç unutamadım ki."
"Auh."
"Şimdi malesef ki hakkımda hiç bir şey bilmiyorsun."
"Adın Kim Soul ve Eun Sang'ın kardeşisin. "
"Evet malesef."
"Neden böyle düşünüyorsun ve neden beni kurtardın?"
"Bazen böyle bir ailenin çocuğu olacağıma ölseydim diyorum. Soyumuz çürüse umursamam öyle bir vicdansızlık derecesindeler. Ve seni, sana yardım borçlu olduğum için kurtardım."
"Ben seni tanıyor muyum ki?"
"Hatırlıyor musun? O gün, ailelerimizin ayrıldığı gün seninle bir pasta yapmıştık..."
"Çikolatalı."
"Evet çikolatalı."
"O kız şimdi sen misin?"
"Evet-"
"OMG. Ş-şeyy aslında halâ eskisi gibi çok güzelsin." Çok utandım neden derim ki ben böyle bir şey. Utancımı saklamak için yüzümü eğdim.
Yüzümü eğdiğimde Soul elini yüzüme koydu ve kaldırdı.
"Neden utanıyorsun? Bunu söylemen beni mutlu etti."
"Gerçekten mi?"
"Tabiki." Sonra sırıttım, neden yapıyorum şu an ben bunu? Ne oluyor? Kalbim hızlı mı atıyor? Sakin kalbim, konserde değiliz ki ne bu tempo?
"Ne oldu Jeongin?"
Kalbim hızlı atıyor." Söyledim şey üzerine hemen elimle ağzımı kapattım.
"Üzgünüm Soul." Ahh bu utanca dayanamam. Fevri hareketlerle arabadan indim. Koşmaya başladım.
Biri beni takip ettiğini hissettiğim gibi arkamı döndüm.
Arkamı dönmemle Soul ile dudak dudağaydık. Hayatımda şu an ilk defa bir kızı öpüyorum.
İkimizinde gözleri pörtlemişti ama ikimizde hâlâ ayrılmıyorduk. Sonra Soul yavaşça uzaklaştı.
"Ö-özür dilerim gerçekten çok üzgünüm Jeongin."
"T-tamam sakin."
"Hıh üzgünüm."
"Ağlama...ağlama Soul."
Soul'e teselli vermek için ona sarıldım ama o halâ ağlıyordu.
Kızlar üzerinde böyle bir etki bıraktığımı bilmiyordum. Susmayacağını anladığımda kucağıma aldım.
Soul'u kucağıma aldığımda gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.
Arabaya doğru yürümeye başladım.
"Köşke gidebiliriz. Orası benimde."
"Pekâlâ."
***
Hazal'ın Ağzından
Felix'in üzerine atlamak istiyorum. Bebem bu ne hâl.
"Oppa?"
"O " OPPAMMM " olacaktı heralde."
"Aynı şey işte."
"Sonuna -m eki gelince sahiplik bildiriyor. Okulda öğretmediler mi?"