Saatin 11:03 olduğunu görünce yurda gittim. Neden aklıma gelmezki, ama Hazal yurttada yok.
Acaba başına bir şey mi geldi düşüncesine kapılmış hayaller kurarken yorgun gözlerim kapandı ve uykuya daldım.
.
.
.Bling bling....
Alarm sesiyle uyandım, rutin işlerimi hallettim ve Hazal ile okula gitmek için arabada onu beklemeye başladım.
Ahh salak ben ( Yazar : Üzgünüm ) Hazal yok ki. Nasıl unuttum?
Bunu hatırlayınca arabama binip okula gitmek üzere yola koyuldum.
Aklımdan Hazal'ı geçirmeden duramıyorum çıldıracağım. Ben bjnları düşünürken okula gelmişim bile.
Arabayı patk edip, okkla girdim. Yine bir kız bariyelini atlattıktan sonra derse girdim.
Zzzzzzzzz
- Felix-ah.
Şaşırmamalıyım Shin Hyun.
- Git başımdan.
- Oppam-
- Deme!
- Ne?
- Bana sadece sevgilim oppa diyebilir.
- Bugün neyin var? İyi görünmüyorsun......sevgilin seni mi terketti?
- Kapa çeneni yok öyle bir şey.
- Sakin ol.....nedeni ne o zaman?
- Sa-na-ne.....
- A-
- .......DEFOOOL!!!
- Pekâlâ.
Bu kıza uyuz oluyorum, kahretsin. Hazal-ah, özledim seni.
Zzzzzzzz
Zil sesiyle irkildim.
Neden bu ders herkes suskun?
- Arkadaşlar...
Beni bugün Hazal'ın esrarengiz kayıbından sonra en çok korkutan şey matematik öğretmenimizin sakince, usulca ve medenice konuşmasıydı.
- .....Bugün sınıfımıza yeni bir öğrenci gelecek.
- Kız mı hocam?
Salak şu Ji Dong sorduğu soruya bak.
- Ahhh, evet kız...amaaa özel biri.
- Ohh ne? Bir dakika özel derken?
- Geldiğinde sizden olan farkinı görürsünüz.
- Saçma. İnsan sonuçta.
- Tüm sınıf : Ahhh~
- Ji Dong öğrencimiz gelince gözlerine bak.
- Selamınızı da söylerim.
- Söyle söyle.
Kapı açılma sesi işte " çıkırt " sjsjjk
- Tüm sınıf ( Felix Hariç ): Ohhhh-a.
...
- Sevgilim.
- Tüm sınıf : Ne?
- Ah o benim sevgilim de.
Hazal'ı bir günlük hasret sonucu görmek, sonunda. Tabi onu öyle beyaz gömlek, varlığı yokluğu belli olamayan ağzına sıçtığımın eteğiyle görmek, gerçekten beni heycanlandırdı.