"Hazal : Doğru."
"Felix : 9 - 8 ben kazandım."
"Evet."
"İsteklerimi yarın geceden itibaren yerine getireceğin için saat tam 00:00'da kapımda ol."
"Tabiki."
"Şimdi git uyu."
"Hemen." Koşarak odadan çıktım. Utandım. Ahh o Jeongin mi?
"Jeongin."
Ahhh~ Edepsiz yüzüme bile bakmadı. Buna bir şey olmuş ama şimdilik her neyse.
Odama çıktım ve saatle şoktaydım 04:53.
"Ohaa. Ben şimdi bilmem kaç saattir oppamla birlikte miydim?"
İç Ses : Evet Hazal. Ve Felix ile çok iyi anlaşıyorsun. Şanslısın, iyi gidiyorsun.
"Eveeeet."
İç Ses : Ama şimdi uyumazsan yarın okula gidemeyeceksin gibi duruyor.
"Oh okul."
İç sesim olmasa nasıl yaşarım? Hemen uyudum, zaten gözlerimi kapamamla uyumuştum.
***
Sabahın 07:11'i ve ben uykusuz bir şekilde sınıfın kapısının önünde bekliyorum.
Ahh dayanamıyorum, uykum var. Lavaboya gittim ve bir kaç kez yüzümü yıkadım.
Tuvaletlerden birine girip uyuma kararı aldım. Ne de olsa zil çalınca uyanırım.
ZZZZZZZZZZ...
"Ahh. Imp zil çalmış." Sınıfa gittiğimde Jeongin'in yanına oturdum. Cidden uyku iyi gelmiş açıldım.
"Jeongin...Ahh o tip ne?"
"Neden okula son iki ders kala geldin?"
"Ne? Omg."
"Bir dakika neyden bahsediyorsun?"
"Ben dün gece geç yattım. İlk ders geldim ama geç geldiğim için öğretmenin kızacağını düşündüm. Tuvalete gittim zil çalınca uyanırım sandım ama fazla geç uyanmışım."
"Peki niye geç yattın?"
"Asıl sen neden dün gece sana seslendiğimde yüzüme bile bakmadın?"
"Şeyy bir şey düşünüyordumda."
"Ne?"
"Lütfen beni dikkatle dinle. Dün ben Soul'la yanlışlıkla öpüştüm."
"Ne?"
"Ne?"
Heralde tek şaşıran ben değilim. Eun Sang niye şaşırdı bu arada?
"Jeongin!!!"
"Hop hop bir dur! Ben sana Jeongin'den uzak durmadığın taktirde olacakları anlatmamışdım değil mi?"
"Sakin bir şekilde konuşacağım onunla."
"Yanınızda olacağım.
"Tamam."
Bunu Kim Eun Sang gibi birinin kabul etmesi beni saşırttı.
Ama en azından bugün normal inanamıyorum ama cidden normal görünüyordu.
Medeni diye izin verdim aksi taktirde ASLA.
"Jeongin, biliyorum seninle çok anlaşmazlığımız var ama bu daha farklı bir şey. Soul bana her şeyini çekinmeden anlatır sonuçta o benim kardeşim..."
OMG Jeongin, Soul'u öpmedi mi? Eun'ın kardeşi Soul ise Jeongin bitti. Bu durumda ben bile kurtaramam.
Bir dakika Soul kim?
"...Ve ben Soul'u canımdan cok severim. O ne isterse bu güne kadar yaptım. Hatta onun sana aşık olmasına bile itiraz etmedim. Peki sen ne yaptın?..."
Eun sorusundan sonra masaya bir yumruk vurdu. Jeongin ve ben adetâ titredik.
"...BENİM kardesimi öptün."
"H-hayır o öyle o-olmadı. Anlatayım izninle. Ben Soul'un yanından ayrıldım, onun yanında durmak istemedim çünkü utandım. Ş-şey onu biraz övdümde..."
Şu an Eun'ın bakışlarına hayran kaldım. Öldürecek gibi bakıyor. Çok cool...n-ne bir dakika ahh~
"...Ben arkamda birinin olduğunu sandım ve arkamı döndüm cidden arkamda biri varmış. Soul. O an yanlışlıkla şey olmuş yani...biz real olmuşuz. Cidden farkında değildik ikimizde."
"Kardeşimi öpmüşsün işte..."
"YANLIŞLIKLA EUN YANLIŞLIKLA!"
"Neyse kapa çeneni. Kardeşimle çıkar mıydın?"
"Soul'le mi?"
"Benim bir kardeşim var."
"Ş-şey bilmem." Namus meselesi, eh tabi önemli!
"Şunu bil artık zorundasın çünkü kardeşimin gözlerimin önünde aşk acısı çekmesine dayanamam. Şu an düşmanıma bunları söylediğime inanamıyorum. Ama söylediklerimde ciddiyim, düşünme direkt cevap ver..."
"Hala bekliyorum 5dk oldu. 2dk sonra zil çalıyor."
"Tamam. Soul gibi bir kızla çıkabilirim."
"Bir daha sende Soul'da gözüme görünmeyin. Bir de...ona söyle abisi onu canından çok seviyor bunu unutmuş heralde."
Bir dakika bizim Eun ağlıyor mu? Şimdi ben şoktan ağlayacağım Eun gibi biri!
Ben bu çocuğu gözümde çok büyüttüm yah~ Ama ne yapayım duygusuzun teki.
***
Yurda gittiğimde hemen ödevlerimin başına oturdum.
Stajyerdim ve 1 hafta sonra provalara başlayacaktım. Bunun icin sınavlara çalışmaya şimdiden başladım.
Yoksa bir daha vakit bulamayabilirim. Diğerlerine göre geç katıldım nedeni bu.
Hatta onlardan bile çok çalışmalıydım. Her iki açıdan.
Odamda benim dışımda başka bir nefes duyduğumda arkamı döndüm.
Ama neden yani Kore'ye geldiğimden beri her durum OMG!!! olur ki?
Arkamı döndüğümde kapımda yaslanmış bir adet Felix buldum...
"Oppa."
"Hazal."
Bu kısa bile diyemeyeceğim diyalogtan sonra yanıma geldi.
Ben sandalyede oturuyordum. Bu yüzden Felix yanıma eğildi. ( Sıçar pozisyonda eğildi anlamışsınızdır. )
"Ders mi çalışıyorsun?"
"Öncelikle ödevlerimi yapacağım sonra ders tekrarı yapacağım."
"Yardım edebilir miyim?"
Aklımdan yardımdan öte fesatlık geçti. Yakınlaşabilirdik, yani tabiki kabul ediyorum.
"Açıkçası yardım edersen sevinirim."
"Bende seve seve yardım ederim. Merak etme."
Ahh~ bebem yerim.
***
Uzun bir aradan sonra oppamla derslerimi bitirmiştik.
"Hazal?"
"Hıh?"
"Saat 00:00."