16

1.1K 116 135
                                    


Bay Payne'nin arabasına bindiğimden beri ortamda gergin bir hava vardı. Konu açmak istiyordum ama açıkcası çekiniyordum. Belki birazcık tebessüm ederek bana yardımcı olabilirdi ama bugün tüm soğukluğu üstündeydi.

Telefonundan gelen mesaj sesiyle bakışlarım ona döndü ama o yola bakmaya devam ediyordu. Muhabbet başlatmak amacıyla çekinerek konuştum.

"Daha ne kadar kaldı?" yüzüme bakmadan 'geldik' diye mırıldandı. Gözlerimi devirmeden edemedim. "Bay Payne bir sorun mu var?"

Arabayı park ederken cevap vermek yerine ufak bir tebessüm göndermişti. Ah kalbim...

Aceleyle arabadan indi ve benim kapımı açmama izin vermeden kapımı açtı. Şu an nasıl gözüktüğümü bilmiyorum ama gülümsememi durduramıyordum. Giydiği kıyafetlerle zaten yeterince yakışıklı gözüküyordu ve böyle yaparak kalp krizi geçirmemi sağlayabilirdi.

"Evet Zayn, çocukça bir şey yok anlaştık değil mi?" Keşke bir de çenesini açmasa.

"Anlaştık Bay Payne.."

Çekici gülümsemelerinden birini gönderip belimi tutarak yürümeye başladı. Galiba bugün öleceğim gün. Çünkü böyle giderse sağ çıkmam imkansız.

Mekana girdiğimizde Liam kendi yaşlarında birileriyle gayet samimi bir şekilde selamlaştı. Kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım. Havadan sudan konuşurken bakışların bana kaydığını hissettim. Kendimi tanıtmam gerekiyordu galiba.

"Merhaba ben Zayn."

İkisi de gülüşünce anlam verememiştim. "Kim olduğunu biliyoruz hayatım." Bay Payne'nin sahte bir şekilde öksürdüğünü duydum. Hasiktir, gerçekten benden bahsetmiş olamazdı değil mi?

Bay Payne onlara görüşürüz deyip kolumdan tutup beni başka bir tarafa sürüklemeye başladı. Evet, sürüklemeye.

"Çok fazla göz önünde olmasak daha iyi olacak sanki." dedi. Sesinde ima tonu vardı ama anlamamıştım. Herneyse.

Elinde içki olan ve diğerlerine göre daha genç olan bir kız yanımıza gelince Liam durmak zorunda kalmıştı.

"Oh merhaba! Liam uzun zamandır görüşemiyoruz değil mi?"

Rahatsızca kıpırdandığını hissetmiştim. "Evet uzun zaman oldu."

"Yanındaki çocuğu tanıtmayacak mısın bana?" diye sordu bana bakarak. "Zayn." Diyerek elimi uzattım. Ama o elimi sıkmak yerine sarılınca açıkcası şaşırmıştım. "Ben de Camila, tanıştığıma çok memnun oldum Zayn."

"Zayn benimle beraber, Cam."

Camila'nın bakışları değişti. Ama sonra gülümsemeye başladı. "Ah pardon, bazen ne kadar homo olduğunu unutuyorum. Neyse size iyi eğlenceler."

Topuklu ayakkabısı zeminde ses bırakırken yanımızdan uzaklaştı. Açıkcası çok güzel bir kızdı. Erkeklerden hoşlanmasam kesinlikle onunla konuşurdum. Fiziği de oldukça güzeldi. Ama asıl önemli olan şey Bay Payne'nin dediği şeydi.

"Bay Payne, neden böyle bir şey dediniz? Hem neden size 'ne kadar homo olduğunu unutuyorum' dedi?"

"Cam gördüğü her erkekle flörtleşen biridir. Aslında seni koruduğum için teşekkür etmelisin. Ve diğer soruya gelirsek, sadece komik olmaya çalışıyor." Çevresine bakındıktan sonra konuşmaya devam etti. "Sen burada otur ve beni bekle. Birazdan geleceğim."

Hem iyi hem kötü davranmayı nasıl başarıyordu bilmiyorum ama kalabalığın arasına karışırken yapabilecek bir şeyim yoktu. O yüzden oturdum ve çevreye incelemeye başladım. Bar gibi duruyordu ama daha resmi(?) bir yerdi. Böyle ortamları pek anlamazdım. Telefonumun titremesiyle mesajlara girdim.

Gigi: Yarın buluşuyoruz unutmamışsın umarım😇

Ben: Evet unutmadım. Sürekli hatırlatıyorsun zaten

Sinirimi Gigi'den çıkarmak istemezdim ama bir anda yazmıştım o da cevap vermeyince telefonumu tekrar cebime koydum. Bay Payne o sırada elinde bardaklarla geri gelmişti. "Sana alkolsüz aldım, reşit değilsin sonuçta değil mi?"

***

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes sarhoş olmuştu. Yani ben hariç herkes.

Bay Payne ve arkadaşları kahkahalarla anlamadığım şeyler hakkında konuşuyordu. Kesinlikle düşüncem bu değildi. Sarhoş olup beni barın tuvaletinde duvara yaslayıp öper diye düşünmüştüm oysa ki. Sonuç hüsran.

Kolunu dürtüp eve gitmek istediğimi söyleyince kaşlarını çattı.

"Seni çok mu ihmal ettim küçük Zaynie?" Elini kalçama götürüp sıkınca şokla ve zevkle inledim. Bakışları değişirken kalçamdaki tutuşu sertleşti. "Bir daha böyle inleme."

Kendimi eline daha çok bastırırken inlememe engel olamamıştım. Anlamadığım bir şeyler mırıldanarak elini çekti. "Zayn'i evine bırakmam gerekiyor çocuklar. Sonra görüşürüz." dedi ve elimi tutarak beni kaldırdı. Arabasına doğru ilerlerken ikimiz de konuşmuyorduk ama hala ellerimiz kenetliydi.

Gene kapımı açıp beni oturttu ve kapımı kapatıp kendi yerine geçti.

"Güzel bir geceydi öyle değil mi?"

"Eh, sizinle daha çok vakit geçirebilmeyi ummuştum."

Parmaklarını çenemde hissedince bakışlarımı ona çevirdim. Parmakları yüzümde dolaşıyordu ve gözleri tam olarak gözümün içine bakıyordu. Parmaklarını dudaklarıma sürttüğünde iç geçirdim. Gülümseyerek elini çekti ve arabayı çalıştırdı.

"Baş başa olacağımız bolca vakit olacak, Bay Malik."

***

Uzun bir araydı değil mi?

Ya ilk başta bu bölümü yazdığımda smut vardı ama çok hızlı gittiğini düşündüğüm için sildim. Ayrı bir smut kitabı çıkarmam gerek galiba yazmadan duramıyorum çünkü kabavskdşxkbwvsncvö

Neyse ya umarım okunur, hoşçakalın♥️

Turn Me On // z.m (TEXTING)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin