Stiles, dehşete düşmüştü, önünde olan olayla göz göze geldiğinde.
Kurtadamların değiştiğinde canavarlaşabileceğini biliyordu, ama bu bir canavar değildi.
Derek, önündeki bedene eğilmiş boğazını kemiriyordu, hatta gömülmüş, burnu ve ağzı boğazın içinde kaybolmuştu.
Küçük kan Gölcük'üne bakmak istemiyordu, ama kısa süreli transa geçmişti. Kafasını oynatamıyordu, ellerinin titremesi dışında herhangi bir hareket gerçekleştiremiyordu.
Scott'a daha önce böyle şeylere karşı hassas olduğunu söylemişti, dövmecide.
Şimdi öylece ayakta duruyor, ve bir cinayete tanık oluyordu, ama buna cinayet kelimesi uymuyordu, tanık olduğu şey Stiles'a göre kabustan başka bir şey değildi, ve o hemen şu anda uyanmak istiyordu.
Onun yerine içinde olduğu kısa transtan çıktı, ve bu birnevi uyanıştı.
Derek'i durdurmak istiyordu, ama korkusuna yenik düşerek bir kaç dakika boyunca daha izledi. Kendine zarar verdiğinin farkındaydı, hala nasıl ayakta durduğunu sorguluyordu, şahit olduğu şey onu bir kaç ay boyunca korkunç kabuslar bahşetmişti bile. Bir kurtadam intikam için bir insanı böyle parçalıyorsa, normal bir kavgadan ne halde çıktıklarını düşünüyordu.Sonra yavaşça bir adım attı.
Sonra bir adım daha.
Bir adım daha.
Ve bir tane daha.
"H-hey.."
Stiles'ın her zaman kendinden emin sesinin yumuşadığını duyan Derek yavaşladı.
Ama adamın Erica'yı vurmasına gerçekten sinirlenmiş olmalıydı- o kadar önemsiyor muydu gerçekten?-O anlar Derek'in beynine tekrar doluyor olmalıydı, ve öncekinden daha hızlı kemirmeye başladı, olayın garip olan tarafı adamın hala kesik kesik nefesler alıyor oluşuydu.
Stiles istemesede yarayı incelemeye başladı. Gördüğü şey iyice midesini bulandırmıştı. Kemirme sesi kıkırdaktan geliyordu, ama bu ezilme sesi değildi.Derek onu öldürmüyordu, işkence çektiriyordu.
Stiles, bunu Derek'in gırtlağa yada soluk borusuna hiç dokunmayışından anlamıştı, ortada ne bir kıkırdak ezilme sesi, nede bir kıkırdak parçası vardı.
"Derek."
Stiles bunu çok ciddi ses tonunu kullanarak söylemişti, ve Stiles'a göre onun şimdi durması lazımdı, değil mi?
Aslında, başarılı olduğuda söylenebilirdi. Ama Stiles hiç bir başarısından bu kadar iğrenmemişti. Derek kafasını hızla adamın boğazından çekti, onun kafasının çekilmesiyle adamın soluk borusunun yarısıda onunla beraber çekildi.
Şimdi ortada kıkırdağın ezilme sesi, ve kıkırdak parçaları vardı.
Stiles durumun iğrençliği karşısında dengesini koruyamamış ve yuvarlanmıştı, şimdi öğürüyordu. Bir kaç saniye boyunca öğürmüş ve şimdi içindekileri boşaltıyordu.
İşi bittiğinde kendini yere bıraktı.
Stiles bayıldığını hissedebiliyordu.
Gözleri seyiriyor, ağzını istemsizce açıp kapıyordu, ama yüzüne inen sağlam tokatla kendine geldi.
Patlamış dudağından çıkan kanı tükürdü, ve kafasını tekrar yere bıraktı.
"Bu kadar etkileneceğini bilseydim seni getirmezdim."
Derek'in alaycı sesi onun sinirine dokunuyordu, ama az önce ölmüş olan adama olan şeylerin ona da olmasını istemiyordu.
"Kalkmama yardım et.."
Güçsüz çıkan sesiyle utanmış ve gözlerini kaçırıyordu.
Derek gülerek Stiles'ı belinden tutarak ayağa kaldırdı.
Stiles ayakta durmaya çalışıyordu, bu yüzden kolunu Derek'in omzuna attı.
====
"Adamın ölmek zorunda olduğunu sende biliyordun. Neden bu kadar takıyorsun?"
Stiles hala kendine gelememiş, cipinin sürücü koltuğunda oturup sürmeye bayılsada hiç yanaşmamış, her şeyden çok değerli gördüğü cipini -babası, ve dostları dışında- Derek'in sürmesine izin vermişti. Ve şimdi yanında oturmuş, bir kolunu cama yaslamış, başını arkaya atmıştı.
" Her gün başıma gelen bir şey değil."
Patlamış dudağı konuşurken gerildiği için ince bir çizgi halinde kan dudaklarından süzülmeye başlamıştı.
Stiles işaret parmağını dudağına bastırdı, diğer eliyle torpidodan mendile uzandı.
"Erica'yı iyileşecek mi?"
Kız hemen arkalarında baygın yatıyordu.
"Her zamanki gibi."
Stiles başını tekrar arkaya attı.
"Babam beni bu halde gördüğünde ne diyeceğim?"
"Bilmem, belki de gerçeği söylemelisin."
"Hayatım boyunca ruh sağlığım ile ilgili konuşacak bir kadına ihtiyacım yok."
Başını kaldırdı, ve Derek'in suratına baktı.
"Belki de beni görmemelidir."
Derek gözlerini bir anlığına Stiles'a bakmak için yoldan ayırdı, sonra karşısında uzayıp giden yola bakmaya devam etti.
===="Sağol."
Kendi cipiyle kendi evine bırakılması ona tuhaf gelsede, bir şey demeden kapıyı açarak arabadan indi.
"Arabanı ne yapayım?"
Stiles tamda eve doğru gidiyordu."Evin önüne park et." Derek kendisine denileni yaptı.
Stiles Babasının vardiyadan dönmüş olabileceğini düşünüyordu, ama saatin kaç olduğunu bilmemesi onu yanıltıyordu. Aslında babasının çözemediği şeylere bulaşmaya bayılırdı, ancak Derek'in onu eve götürmesi veya, onun cipini kullanarak yaralanmış bir kızı ambulans çağırmadan bilinmeyen bir yere götürmesi, babasını şaşırtırdı. Şaşırtmak ne kelime, adam deliye dönerdi. Ve bunun yanında, Stiles suç ortağıydı. Ve bu bile hapse atılmasına yeterdi.
"Erica'yı hastaneye götüremem." Stiles'ın hemen arkasında kucağında Ericayla Derek dikiliyordu.
Stiles işin içinden çıkamadığı için bunalmış şekilde;"Bizim eve de getiremezsin."
"Başka çağre yok."
Stiles omuz silkti.
"Getiremezsin."
"Erica'nın sana aşık olduğunu biliyorsun. Yada arkadaş aramak yerine senin gibi birine aşık olduğunu."
Stiles alınmış gibi kollarını göğsünde bağladı.
"Yani?"
"Uyanınca seni görmesi içini rahatlatır."
"Bak.."
dedi evin içine girmek için hamle yapan Derek'i durdurarak.
"...babamın bizi bulması ikimizi de hapse attırmaya yeter. Ve bu yüzden evime giremezsiniz. Hem evime girsen bile hangi odayı kullanacaksın? Babamın kullanmayıp girmediği odaları bulabilirsen tabi, ki böyle bir oda yok, benim odam dışımda-"
Ağzını kendi eliyle kapayarak sözünü kesmişti.
Derek yarım gülümseyerek;"Senin odan."
Stiles bu sefer onu durdurmadı, kendine ceza çektiriyordu. Hapse girecekti, Derek'i yakalayabilirlerse...
Yavaşça eve girdiler, Stiles daha babasının gelmediğini görünce rahatlayarak Derek'in önüne geçmesi için ona yer verdi.
"Odan nerede?"
"Düz devam et, oradan sağa dön..."
Derek sola dönüyordu.
"...hayır, sol değil, sağ dedim!"
Derek , Stiles'ın yükselmiş sesiyle kaşlarını kaldırarak arkalarından gelen genç adama baktı.
"Tamam, sustum...Şimdi sağa dön."
Derek önüne dönerek sağa adımladı. Stiles derin nefesler alıp verip içinden 'umarım beni parçalamaz' sözünü tekrarlayarak içinin korkudan yanıp kavrulmasını dizginleyemeyerek çaresiz Derek'in arkasından gitti.
----
"Babam geldiğinde ne yapacağız? Sen kaçabilirsin belki, ama o...."
Stiles kafasıyla Erica'yı işaret etti.
".... kaçamaz."
Derek odanın penceresinin yanında dikilmiş, kolları kavuşmuş halde Stiles'ın dediklerini düşünüyordu.
"Yani belki kalkıp kaçar, ama ağır yaralanmış, iyileşmesi uzun Zaman alacak gibi gözüküyor."
Stiles çalışma masasının üstüne oturmuş, bacaklarını sallandırıyordu.
"Yapabileceğimiz bir şey var mı?"
Derek düşüncelerinde boğuluyormuş gibi başını iki yana salladı.
"Beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok."
"Belki yaralarının daha çabuk iyileşeceği bir ortam yaratmalıyızdır?"
Derek gözlerini Stiles'a dikti.
"Nasıl yani?"
Genç olan omuz silkti.
"Yaralarını sarmaktan bahsediyorum..."
Derek başını sallayarak onayladı.
"Neyle saracağız?"dedi Stiles.
"Çarşafı yırtabiliriz."
Ve Stiles'dan için istemeden Erica'nın yattığı yataktaki çarşaftan uzun bir şerit kesti pençesiyle.
İli bittiğinde doğrulup çarşaf şeridini iki elinde iki kez gerdirerek:"Bu iş görür." dedi.
Stiles, Derek çarşafı kesip yırtmasan önce onu durdurmak için ağzını yarım açmış, ellerini kaldırmıştı.
Ama korktuğu için söyleyeceği kelimeler ağzına geri tıkılmıştı.
Zayıf bir sesle Derek'i onayladı, ve kollarını göğsünde birleştirdi.
----
Tam 1000 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S T E R E K || Değişim
FanfictionElektrik tellerindeki akım gibi, sende beni yaşatmak için içime akıyorsun, biri seni kesecek diye ödüm kopuyor...' Derek'in kalbinin içide olanları anlamak mümkün müydü ki, Stiles gerçekten onu seviyor mu sevmiyor mu anlasın..?