*1. Bölüm *

26 5 0
                                    

* Veee merhaba millet
ilk bölümümle karşınızdayım. Karakterlerimi ve hikayemi sevin olur mu? ♥️
Keyifli okumalar.. *

Gözlerimi açar açmaz sağıma ve soluma bakıp bulunduğum yeri anlamaya çalıştım. Bir duvar dibinde öylece yatıyordum. Ayağa kalmak için bir hamle yaptığım sırada başım dönmeye, kalbim sızlamaya başladı. Bir ya da iki dakika kadar bulunduğum yerden kalkamadım.
Ayağa kalkıp kendime geldiğimde neredeyse her gece rüyalarıma giren o asansörü gördüm ama bir farkla ona doğru yürüyordum. Bir kaç ufak adımın ardından rüyalarımda gördüğüm asansörün içindeydim ve 8. Kata yani son kata doğru çıkıyordum. Neden burada olduğumu sorgularken 8. kata geldiğimi fark edip kapıya doğru bir adım attım. Kapının açılmasını bekledim fakat kapı açılmadı. Kapının açılmadığı gibi asansörde durmamıştı. Ama bu nasıl olabilirdi. Bu kadar da kafayı yemiş olamazdım. Kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıp bu sefer arka tarafa doğru bir kaç adım atıp sırtımı asansörün aynasına yasladım ve beklemeye başladım. Yaklaşık beş dakika kadar sonra asansör durdu, kapılar açıldı. Sebebsiz bir ürpertiyle beraber üşümeye başladım. Sonrasında aldığım derin nefesin ardından, minik ve temkinli adımlarla asansörün dışına çıktım. Hemen etrafıma bakmaya başladım. Beyaz ve oldukça büyük bir bulutun üzerindeydim. Bir an bulutun üzerinden düşme korkusuyla hemen asansöre girmek istedim fakat arkamı döndüğümde ise asansör yerinde değildi. Onun yerine çevremde sadece bulutlar, bulutlar ve bulutlar vardı. Kaybolan asansörü düşünürken, soğuk bir şeyin bana dokunduğunu hissettim. Öyle korkmuştum ki arkamı dönüp o şeye bakacak cesareti kendimde bulamadım..
**
Arkamı döndüğümde ise etrafımda bulutlardan başka hiç bir şey yoktu. Ama birinin bana dokunduğuna eminim dedim kendi kendime
-Evet ben dokundum dedi bir ses.
-Kim var orda! Sen de kimsin? dedim titreyen ses tonumla
Hiç bir şey göremiyordum, çünkü etrafım bulutlarla kaplıydı.
-Şu an tam karşında duruyorum. Ben karbulut dedi.
Karbulut kelimesinden sonra gülmeye başladım.
-Allah aşkına benimle dalga mı geçiyorsunuz! Karbulut da ne kartopu gibi! dedim ve kahkaha atmaya başladım.
-Gözlerini kısıp tam karşına bakarsan beni görürsün dedi.
Dediğini yaptım ve tam karşımda hareket eden bir şey gördüm. Olduğum yerde sıçrayıp yok artık dedim. O buluttu ama kartanesine benziyordu.
-Sen gerçek misin?
-Evet ve beni buraya sen çağırdın dedi.
-Hiiç öyle olduğunu sanmıyorum. Bence aşağıdan buraya kadar sen beni çağırd- Cümlemi tamamlamadan birden o küçücük minicik olan karbulut tanesi bir kavun kadar büyümüştü.
-Evet seni buraya ben çağırdım hatta buraya gelmeni bile ben sağladım ve ayrıca beni de buraya sen çağırdın.
-Sen! sen nasıl böyle kocaman oldun!
-Sen eğer beni göremeseydin bu kadar büyüyemezdim. Buralarda ufacık kalan bir sürü karbulutlar var.
-Bir sürü! karbulutlar! Bir saniye bir saniye sanırım beynime su kaçtı, şu an hiç bir şey anlamıyorum anlayamıyorum. Olan biteni mantığım almıyor. Ben en son intihar etmek için denize atladığımı hatırlıyorum. Sonra kendimi burada buldum.
-Sen zaten o hayatından bıkmamışmıydın? Dedi gülümseyerek
-Yoksa öldüm mü! Umarım ölmüşümdür.
-Hala hayattasın ama bir makineye bağlı olarak.
-Nasıl yani?
-Komadasın işte! dedi o buğulu gözlerini devirerek.
-Sen ne gıcık bir şeysin öyle!
-Yerinde olsam bana iyi davranırdım! Neyse hadi gel benimle...

Karbulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin