YERSİZLER

Güç

Arda

Ben kendimi bildim bileli bilime aşık ve onu öğrenmeye çalışan biriydim. Bilimin sundukları dışındakiler yalandı benim için. Ama burada gördüğüm şeyi onun bile açıklayabileceğini sanmıyorum.

Etrafı büyük ağaçlarla çevrili kocaman bir bahçedeydik. Yerlerde yeni sulanmış gibi pırıl pırıl parlayan yeşil çimenler ve belirli noktalarda küçük gül ağaçları vardı. Koku ise en aç zamanınızda burnunuza gelen en sevdiğiniz yemeğin kokusu gibiydi. Her açıdan doyulmaz bir ortam.

Güzel bir bahçe tuhaf değildir ama içinde rüyada gibi uçarak dolaşan periler biraz tuhaftır. Tabii bugün buna hazırlıklı olmalıyız. Buranın farklı bir boyut olduğunu düşünüyorum çünkü burada hava aydınlık.

Buradaki periler kadar güzel görünen Nazlı heyecanla "O kadar da kötü değilmiş" diye fikrini söyledi.

Başmuhalefet liderimiz Direnç yine araya girdi. "Bence kötü bir fantezi film setine benziyor. Ayrıca perilik mesleği erkeklerde tuhaf duruyor. "

Murat da ona laf yetiştirmekte gecikmedi. "Bence burası harika. Hem Direnç bizim babalarımız da periymiş, erkek perilere karşı o kadar önyargılı olma. "

Direnç "Babam hakkında konuşma" diye onun üstüne yürüyordu ki onu kolundan tutup geri çektim.

İşte benim part time işim; öfke sorunu olan arkadaşımı kavgadan uzaklaştırmak. Ama bunun için maaş alıyor falan değilim.

Arkamızda bizi buraya o garip ışıklı şeyle getiren kadına döndüm. Ama ondan önce arkasında başka bir şey gördüm. Bir saraydı, hayır abartmıyorum gerçek bir saraydı. Göz kamaştıran renkleri ve etrafında uçuşan perilerle kocaman ve büyüleyiciydi.

"Perili köşk," diye mırıldandım ama kimse bana gülmedi. Bunların sorunu ne yahu? Tuhaf bir durumdayız diye hiç espri yapıp gülmeyelim mi yani? Onlara aldırmadan saraya doğru yürümeye başlayan kadına dönüp devam ettim. "Burası peri okulu falan mı?"

"Hayır burası benim evim"

Hepimiz ağzımız açık ona bakarken Murat "Pardon adınız neydi? " diye sordu.

"Tania."

Nazlı nefesini tuttu. "Periler kraliçesi. ".

Hepimiz bu sefer ona bakınca "Ne? Perilerle ilgili şeyleri severim." diye kendini savundu.

" Evet, ama bizdeki liderlik sizdeki gibi işlemiyor. Basit bir kontrol, belki fazladan birkaç güç ama genelde periler özgür yaşar. Neyse onu bırakın da, arka bahçede sizinle tanıştırmak istediğim biri var. Beni takip edin."

Çaresiz onu takip ettik. Bakalım bugün başımıza daha neler gelecekti?

Nazlı

Hayallerimin malikanesinin kenarındaki etrafı rengarenk çiçeklerle kaplı taş yol boyunca yürüyüp arka bahçeye ulaşınca bu sefer şaşırmamaya kararlıydım. Tabii bu kararlılığım orayı görene kadar sürdü.

Yine büyük ağaçların çevrelediği büyük bahçenin ortasında kocaman bir göl ve yine o periler. Allah'ım ne kadar mükemmeldiler. Her yer ışıl ışıldı.

Biz öylece bakarken aralarından bir kız uçarak yanımıza geldi. Ona bakamıyorduk bile. Sonra konar gibi durunca ışığı bakabileceğimiz kadar kısılmıştı. Işıktan bir elbisesi olduğuna yemin edebilirdim.

Oysa bizim şaşkın bakışlarımıza aldırmadan "Tania" diyerek kraliçeyi başıyla selamladı.

"Alina, biliyorum bu formdan hoşlanmıyorsun ama buna alışık değiller. Onları kör edebilirsin."