Merhametini Sevdiğim

351 17 2
                                    

Tahir yerde 1.80 yatarkan odaya Asiye abla girdi. Bir bana bir Tahire bakarken kahkaha atmaya başladı.

''Ula nefes niye teptin uşagı ne yaptı yine?''

''Yok abla ayakkabılarını bağlayamamış da takılıp düştü. Beceriksiz işte.''

Tahir yerden kalkıp üstünü düzeltti. Yanağımı sıkarken

''İşte sakarlığım üstümde Asiye yenge. Şey sorucaktım ben sana dedi.''

''Sor yengesinin paşası.''

''Biz bugün çıkarız değil mi hastaneden?''

Asiye yengem şaşırmış bir şekilde. ''Deli misin uşak? Kızın göğsünden yeni mermiyi çıkarttılar daha bugünkü pansumanı bile yapılmadı'' dedi.

''Haa deliyim yenge. Pansuman yapılsın eve gidiyoruz. Ben bakarım Nefese.'' Bana bakarak ''değil mi Nefesim?'' demişti.

''Aslında bende burda kalmak istemiyorum Asiye abla. Boğaldum valla. Zaten aylarca böyle odalarda kalmak zorunda kaldım. Eve gitsek herkes için daha iyi.''

''Siz ikiniz de delirmişsiniz. Valla tencere kapaksınız. Git doktoruyla konuş. İzin varsa durmazsınız.''

Tahir kafasını sallayarak odadan çıktı. Asiye ablamda yatağa oturup saçlarımla oynamaya başladı.

''Kuzum ne zamandır konuşamadık. Açmadım o konuları ama eve gidince bana o bir yılı anlatıcaksın tamam mı.''

Gözlerimi Asiye ablaya dikip ''ablam sen benim her şeyimi biliyorsun merak etme zamanı gelsin onları da öğrenirsin ''  dedim.

Saçıma bir öpücük bırakıp odadan çıktı. Yatakta doğrulmaya çalışırken canım yanmıştı. Elimi yarama bastırıp acımın dinmesini bekledim. Canımın acısı geçtiğinde doktorla Tahir odaya girmişti.

''Noldu Tahir? Gidiyoruz eve değil mi?''

Kafasını aşağıya yukarı sallayınca sevinmiştim.

''Evet Nefes hanım göğsünüzü açın pansumanınızı yapalım ki eve gidin yoksa Tahir bey hastaneyi başımıza yıkacak.''

Göğsümü açmaya çalışırken bir yandan da gülüyordum. Tahir doktoru tehtid etmişti eve gidebilmek için. Deli adam ya.
Pansuman yapılınca doktor odadan çıktı.

Tahir elindeki kıyafetleri yatağa koyup kalkmama yardım etti.

''Tahir Asiye ablayı çağırsana giyinmeme yardım etsin.''

''Yengemler eve gitti hem ben varım yetmiyor mu?''

''Tamam arkanı dön ben altımı giyiniyim sen üstümü giyinirken yardım edersin.''

Tamam diyerek arkasını döndü. Eşofmanı giyerken baya zorlanmıştım. Kolumu oynattıkça dikişlerim zorlanmıştı. Sonunda giyinmeyi başarınca Tahire önünü dönmesini söyledim. Tahir üstümdeki hastane kıyafetini çıkartıp yatağın üstüne koydu. Gözlerini yaramın üstünde gezdirirken dolduklarını farketmiştim benim ne kadar canım acıdıysa Tahirin de o kadar acımıştı. Yaralı olmayan kolumla ona sımsıkı sarıldım. Yaşları çıplak olan sırtıma damlarken sinirle benden ayrıldı.

''Noldu Tahir yine neye sinirlendin?''

''Sen bir arkanı dönsene .''

Ne demek istediğini anlamıştım. Sırtımdaki izleri görmüştü. O yüzden böyle sinirlendi. Ben hala arkamı dönmemişken hızla o arkama geçmişti. Saçlarımı önüme atarken elleriyle izlerin üstünden geçti.

''O şerefsiz yaptı bunları. Ben onu gebertmeliydim. Aptalım ben aptal. Sevdiğim kadını koruyamıcak kadar salağım.''

O sinirle duvarı yumruklanmaya başlamıştı. Her vuruşu canımdan can götürürken gücümün ve sesimin çıktığı kadar yapma diye bağırmıştım. Kendine geldiğinde kollarını vücuduma sardı.
''Seni o gün şerefsizle görüp yanlış anladığım içinde senden vazgeçip mercanı sevdiğimi zannettiğim içinde seni kurtarmadığım içinde özür dilerim Nefes. Her şey için özür dilerim. Affet beni.''

İkimizde ağlamaya başlamıştık. Beni iyice sarmalayıp saçlarımı öpmeye başladı. Ayakta kalmaktan yorulmuş bedenim kendini bırakmıştı Tahirin kollarına. Beni kucağına alıp yatağa oturttu. Bluzu alıp kafamdan yavaşça geçirip giyinmeme yardım etti. Hala gözlerinden yaşlar akıyordu. Ellerimi yanaklarından geçirip akan yaşların üzerinden öptüm.

''Hani bana söz verdirtmiştin ya ağlamak yok diye ama sadece baş başayken dertler üzerimize gelince beraber ağlasak. Başkalarının yanında güçlü dururuz ama birbirimizin yanındayken içimizden gelen her duyguyu yaşayalım tamam mı?''

Alnını alnıma yaslayıp tamam dedi. Elleriyle yanağını kuruladıktan sonra ayağa kalkıp ayakkabılarımı giydirdi. Sonunda buradan çıkıyorduk. Yataktan kalkıp yürümeye başladım. Peş peşe hastaneden çıkınca iliklerime kadar karadenizin o eşsiz havasını çektim. Tahir kapımı açıp beni oturttuktan sonra kemerim bağladı. Sürücü koltuğuna da oturunca eve doğru sürmeye başladı.

Eve geldiğimizde dışarda bir tane koyun kesilmiş derisi yüzülüyordu. Anlaşılan gece kutlama vardı. Arabadan inip eve doğru yürüdüm. Tahir arkamdan gelip kapıyı açtı. İçeriye girdiğim an herkes bizi bekliyor olmalı ki koşa koşa yanımıza geldi. Yangazlar sırasıyla sarıldıktan sonra Asiye abla ve Saniye anne de sıkıca sarıldı. Salona geçtiğimizde artık vücudum isyan bayraklarını çekmişti. Yüzümün sarardığını fark eden Asiye ablam Tahire beni odama götürmesini söyledi. Tahir de lafları ikiletmeden koluma girmiş beni odamıza götürmüştü. Yatağa yatırdıktan sonra üzerime bir şey örtüp yan tarafıma uzandı.

Elleri bedenimde gezinirken huylanmaya başlamıştım.

''Eğer vurulmasaydım şimdi bu odada karı koca olarak yatacaktık biliyorsun değil mi?

Kafasını usulca sallamakla yetinmişti. Elleri sırtımdaki izlerde sabitlenince orda bir kaç tur attı.

''Nefes arkanı döner misin?'' Ona karşı gelmeden arkamı döndüm. Bluzu yavaşça sıyırarak yaralarımı incelemeye başladı. Elleri sırtımda yavaşça  gezinirken ben eskilere dönmüştüm. Niye yapmıştı onları evden kaçtığım için mi yoksa onunla evlenmek istemediğim için mi?  Hiçbiri. Sadece sofraya iki dakika geç inmiştim. Bana o kadar kızmıştı o kadar bağırmıştı ki. Saçlarımdan tutup yerlere fırlatmış hıncını alamayıp belindeki kemerle sırtıma bir kaç kere darbeler indirmişti. Gözlerimden yaşlar yavaşca süzülürken kendime geldim.

''Canını çok yaktı değil mi Nefesim? Sen ona her karşı geldiğinde seni her geçen gün daha çok dövdü o şerefsiz.''

Soruları karşısında konuşamamıştım ama hıçkırıklarım sorularını bir nebze yanıtlamıştı. Ağlamam şiddetlenmeye başlayınca kollarını çıplak olan bedenime sarıp sırtımı öpmeye başladı. Dudaklarını hissettiğim her yerde sanki çiçekler açıyor gibiydi sanki o izler hiç yaşanmamış gibi hissediyordum. Gözyaşlarımı silerek yüzümü ona doğru döndüm. Yeni çıkmış sakallarında ellerimi gezindirirken dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

''Merhametini sevdiğim adam. Yaralarımdan öperek oralarda çiçek açtıran adam. Her saat her dakika yanımda kal. Seni çok seviyorum.''

Gözlerini kapattığında bende onun gibi kapattım. Fısılta şeklinde o da ''bende seni seviyorum hem de çok'' demiş ardından da dudaklarımızı birleştirmişti.

Yeni bir bölümün sonundan selamlar olsun herkese. İnşallah iyisinizdir. İnşallah tatiliniz mükemmel geçiyordur. Neyse çok uzattım diğer bölümde görüşmek üzere 👋. Hepinize kocaman öpücükler💋.

Anlat Karadeniz🌊||Tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin