11

1 0 0
                                    

 

Karanlık ve sessizdi. Olcay saate baktığında yelkovan 11.00 a göz kırpmıştı. Biraz daha beklemeye karar verdi. Cebinden bir sigara çıkarıp yaktıktan sonra saatine tekrar baktı. Olcay yaptığının tam bir aptallık olduğunu biliyordu ama başka bir şansıda yoktu. O sırada D kapısından 20 yirmili yaşlarının ortasında bir genç gözüktü. Genç telefonu ile konuşuyordu. Fakat Olcay için önemli olan şey ne konuştuğuydu ve bunun için ona biraz daha yakınlaşmaya karar verdi. Yavaş adımlar ile yaklaşırken bir yandan da yakalanması halinde ne yalan söyleyeceğini düşünüyordu. Muhtemelen yolunu kaybetmişti veya kestirme yolu kullanmak istemişti. Fakat bu çocuk dağın görünen yüzüydü. Muhtemelen burada bir şey olacaksa bunu İtalyan mafyaları yapacaktı. Meleklerin küçük bir olay için kâğıttan uçak yapacağını düşünmüyordu. Düşüncelerinde kurtulması ile birlikte gence yakınlaşıp dinlemeye başladı.

''Aşkım! Aşkım ne yapabilirim ama bizim çocuklara söz verdim. Ne olur, ne olur! Ama küserim bak.''

Olcay daha ilk duyduğu cümle ile yıkılmıştı. İçten içe kendini bir aptal olarak görüyordu. Bu saçmalıktan dönüp, gerçek bir haber bulmalıydı. Daha birkaç adım atmamıştı ki karanlığı yaran bir ışık bütün garı aydınlattı. Çalışmayan bir tren garında tren olmayacağına göre bu bir araba farıydı ve onun burada olmaması gerekiyordu.

''Hadi sen kapat. Hayır, hayır sen kapat!''

''Aşkım kapatmam lazım! Özür dilerim''

Genç, kız arkadaşının suratına kapattı. Muhtemelen kız arkadaşından yiyeceği azar, çalıştığı kişilerden yiyeceği azardan daha azdı. Ona doğru gelen gencin adı Semih'iydi. Sertlik ve delikanlılık ile tanınan bir adamdı.

''Etiket olmadın dimi''

Genç sesini kalınlaştırarak ve cümleleri uzatarak konuşmaya başladı.

''Yok abi''

''Araba nerde?''

''Dışarda abi. Etiket olmasın diye getirmedim. İndirince çıkartacağım''

Olcay telefonunu bacağına bastırıp ekran parlaklığını azaltıp telefonun kamera kısmından videoyu açıp, yaşanılanları kaydetmeye başladı. Olcay'ın ilk izlenimine göre temelde 3 adam vardı. Biri arabadan malları indiriyordu. Fakat malın ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Malları indiren kişi orta yaşlarda polo yaka tişört ile bol paça pantolonun altına kundura giyecek kadar zevksiz bir adamdı. Bununla birlikte edindiği diğer fikir şöyleydi; Konuşurken cümleleri uzatan suçlular. Malı indiren adam bağırdı.

''Beyler hadi ama! Muhabbeti kahvede yaparsınız''

Diğer iki kişi koşar adımlar ile yanına gitti. Malları yere indiren adam emir verirken diğerleri koşulsuz bir şekilde bu emirleri uyguluyordu. Demek ki bu çetenin lideri o adamdı. Kamerayı ona odaklamıştı.

''Bu torbalara doldur. Hepsini paylaştır birazını hurda trenlerden birinin altına bırak. Onu sabah alacağız. Tamam mı?''

Genç başını salladı. Bu sırada olayları daha iyi görebilmek için Olcay telefon kamerasını yakınlaştırdı. Kamera yakınlaştıkça olay daha da netleşmişti. Bu bir kaçak sigara ticaretiydi. Ödül kazandırmazdı ama haber değeri vardı. Olcay yaptığı bu haber için çok sevinirken saklandığı vagonun hemen yanından bir ışık geldiğini fark etti. Başka birileri daha vardı. Olcay biraz daha dikkatli baktığında karşı vagonda ki adamın elinde bir eng kamera gördü. Kendisinin video çektiği telefona baktıktan sonra diğer kameramanın ilgisini çekmeye çalıştı. Ki bu çok uzun sürmedi.

''Bu benim haberim! Kaybol''

Kameraman işaret parmağını dudağına götürüp ''Sus'' işareti yapıyordu. Hem haber elden gidiyordu hem de emir alıyordu. Bu haber Olcay'ındı. Ona bu haber melekler tarafından gelmişti. Kameramanı son kez uyaracaktı. Tekrardan ilgisini çekmeye çalıştı. Bu sefer daha sinirli bir şekilde konuştu.

''Bu benim haberim! Kaybol''

Kameraman derin bir iç çekmesinin ardından arkasındakilere ileriye işareti yaptı. Olcay o zamana kadar arkasında birinin olduğunun farkında değildi. Olaylar çok değişmişti. Çünkü ilk önce birkaç el silah sesi duyuldu. Daha sonra bağırışımalar.

''Yat yere yat, yat! Polis!''

Bir anda tren garının birçok köşesinden polis memuru çıkıverdi ve bütün kapılar polis arabaları ile kapatıldı. Etrafının sarıldığını anlayan gençler elini kaldırıp hemen teslim oldular. Çok güzel bir haber yakalamıştı..

Kağıttan UçaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin