Yeni başlangıç

1.4K 74 16
                                    

"Annemi ve babamı kaybedeli 2 yıl oldu. Ve aynı şekilde benim bambaşka bir hayatımın olması da .

Annem ve babamı kaybettikten sonra dayım ve yengem bana bakmaya başladılar. Onlardan nefret ediyordum. Dayım hem bana bağırıyor çağırıyor hemde yengemin isteklerini yapmam için beni zorluyordu. Çoğu zaman bizim eve gelirlerdi. Havuzumuzu, evimizi kendi evleri gibi kullanıyorlardı. Ben onlara hiç bir zaman bağırmadım.

Saygısızlık benim işim değildi. Şimdiye kadar anneme veya babama ''of'' demedim. Hep birliktelik içinde olduk. Annem ve babam asla kavga etmezlerdi. Babam annemin işlerine yardım ederdi. Ailecek sinemalara giderdik. Annem ve babam el ele tutuşurlardı. Bazen beni aralarına alırlardı. Yolun ortasında sarılırdık herkes bize bakarken. Böyle de harika bir aileydik.

Annem ve babamı kaybettiğimde 15 yaşındaydım. Şuan 17 yaşındayım. Ve yavaş yavaş dayım ve yengemden kurtulmaya başlıyorum sanırım. Artık eskisi gibi gelmiyorlardı. Bu iyi birşeydi benim için. Tek yaşamayı seviyordum.

Yarın okulun ilk günüydü. Herkese rağmen ben okulu seven biriydim. Arkadaşlarımı,ortamı asla bırakamazdımki ben.Derslerimde aynı şekilde. Öğretmenlerim zaten ayrı. Onlar beni sever, bende onları.

Okulun ilk günü

(Multimedya öykü)

İşte hazırdım, Saçlarımı da doğal haliyle yani dalgalı bırakıp aşağı indim. Kimse yoktu. Mutfağa geçtim ve birşeyler atıştırmaya başladım. Sabah sabah yemek ne kadar hoşuma gitmesede.

Karnımı tamamen doyurmadan mutfaktan çıktım. Nasıl olsa Zeynep'le birşeyler yerdik. Çantamıda aldım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açar açmaz karşımda kravatını alelacele düzeltmeye çalışan dayımı gördüm.

-Öykü! geç kalmadım değil mi!

-Hayır,dayıcığım. bende yeni çıkıyordum.

Dayıcığım derken vurgu yapmıştım ama o kalın kafalı ne anlar?

-Öykü bugün seni ben bırakıcam kızım. Hadi arabaya geç.

Dayım eskiden babamın olan Audi Q7'yi kullanıyordu. Kendi arabasını da yengeme vermişti.

-Ben taksiye binip gidicem dayı. Sonra görüşürüz.

deyip kapıdan çıktım ve yürümeye başladım.

Ama baş belası adam peşimi bırakmadı.

-Ne demek kızım öyle ya! Bin hadi arabaya.

Sabah sabah bide bununla tartışamazdım. Direk arabaya bindim.

Evimiz okula uzaktı. Okula gidesiye kadar başımı cama yaslayıp dışarı izlemeye başladım. Ağaçlar, evler, saniyeler içinde kayboluyorlardı. Okula geldiğimiz zaman herkesin gözü yine benim üzerimdeydi. Neden böyle olduğunu anlamamıştım ama umursamama da gerek yoktu herhalde. Okulun içine girer girmez Zeynep yanıma koştu.

-Öykü! İnanmıyorum, çok özlemişim seni!

- Zeynep bende seni çok özledim! Okul olmasa görüşemiycez ha!

dedim ve güldük.

Direk kantine yöneldik. Ben sabah az yemiştim ve zeynep ise hiç birşey yemediğini hatta geç bile kalktığını söyledi. Kantine yöneldiğimizde en büyük masada Aras denen çocuk ve arkadaşları oturuyordu. Okulun popülerleriydi bunlar. Gruplarında Aras dışında 2 kız 2 erkek vardı. Sevgiliydi onlar. Ama Aras'ın sevgilisi yoktu. Gerçi onun sevgilisi olmazdı. O kızları sadece bir kez kullanırdı. Ve bidaha yüzüne bakmazdı.

Soylentilere göre yani.

Aras pek fazla kızla görülmese de böyle dedikodular dolaşıyor ortada. Garip biri ve oldukça yakışıklı. Her ne kadar onu çekici bulsam da, onun gibi biri bana bakmayacağı için bu düşüncemden vazgeçiyorum.

Aras normal erkeklere göre daha soğuk ve siyah. Ailesi hakkında fazla birsey bilmiyorum ama baya zenginler sanırım. Bindiği araba tam bi harika.

Ama dedigim gibi, benim gibilere bakmaz o. Ancak okulun popüler kızları ile gezerler.

Zeynep ile kantinden çıkıp sınıfa doğru yonelirken Aras' ın bana dik dik baktığını gördüm. Bu bir normal kız süzmesi değildi. Sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi. Bilmiyorum, degisikti bakışı. Neyse.. Bu gün Zeynep'le dışarda bişeyler yemeyi planlıyorduk. Okul çıkışında gezicektik biraz da. Batuhan ve Kayra da bizimle gelecekti. Uzun zamandır beraber bir şeyler yapmıyorduk. Hasret giderecektik.

Son derste bitmişti. Okul çıkış kapısında Batuhan ve Kayra bizi bekliyordu. Aras'ı da gördüm. Duvara yaslanmış, ve fiziği tam anlamıyla harika olan bir kızla konuşuyordu. Arada benim olduğum tarafa bakıyordu. Bize burdayız anlamında el sallayan Kayra'lara doğru yürümeye başladık. Bora ve Kayra ile selamlaşırken Aras'ın bana dik dik baktığını gördüm. Bu çocuğun derdi neydi? Benden ne istiyor? Ben ne yaptım ki ona? Üstelik bu bakışları ilk değildi. Aldırmadım. Bize doğru yürümeye başladığında bu aldırmama uzun sürmedi. Kolumdan tuttup sürüklemesiyle Batuhan' ın bağırması bir oldu.

" Hey! Noluyor? Sürüklemesene kızı! "

"Kes lan."

Kolumdan tutup duvarın arkasına fırlattığında acıyla inledim. Çok sert çarpmıştım. Kolumdan tuttuğu yerin de moraracağına adım gibi eminim.

"Derdin ne kızım senin? "

"Benim bir derdim yok! Asıl senin benimle derdin ne?"

"Beni delirtiyorsun. "

"Anlamadım? "

"Normal, yaşın küçük. "

Itiraz etmeme gerek kalmadan arkasını döndü gitti. Ilk defa böyle bişey yaşıyordum. Ben ona bişey yapmadım ki. Ne bu öfke?

Kolumu ovuşturarak Zeynep'lerin yanına gittim. Gider gitmez de Zeynep in boynuma sarılmayı bir oldu.

Üçü de aynı soruyu sordu.

"Ne yaptı sana?"

"Bişey yapmadı. Lütfen konuşmak istemiyorum, gidelim burdan. "

Aras' ın gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Ama arkama bakamadım bile.

Uzun bir yürüyüşün ardından kafeye geldiğimizde en arka masalardan birine geçip sipariş ettiğimiz kahveleri bekmeye başladık.

Gelen kahvelerimizi yudumlarken kapıdan gelen Öykü! sesiyle hepimiz bakışlarımızı kapıya yönlendirdik.

Hepsi üzerime doğru yürümeye başladığında korkuyla olacakları bekledim.


Biliyorum okuyucularım henüz çok az bende bunun üzerine hikayenin üzerinde fazla durmadim. Eğer okuyucular yorumlar böyle devam ederse hikayeye devam edeceğim, hemde harika bir kurguyla.
Bidaha ki bölümde görüşmek üzere :))

SadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin