"can still hear you saying you would never break the chain.
[ hala zinciri asla kırmayacağını söylediğini duyabiliyorum. ]
and if you don’t love me now,
[ ve eğer beni şimdi sevmiyorsan, ]
you will never love me again.
[ beni bir daha asla sevmeyeceksin. ]"
kızın ipek misali yumuşak sesi kulaklarına dolarken gülümsedi Sam. uzaktan oturmuş, kendi kendine şarkı mırıldanan kızı izliyordu. şarkı sözlerinin anlamıyla içi burkulurken yine de gülümsedi. Charlie belki de asla onu ve sevgisini fark etmeyecekti, ama Sam bunu sorun edemiyordu. çünkü o, zehirli bir adamdı. sevdiği kadınların tavanda yanışını izlemişti bir çok kez. birini daha kaldırabileceğini sanmıyordu. iç çekti.
Charlie şarkıya devam ederken kafasını kaldırıp Sam'e baktı. gülümseyerek el salladı ona. ayağa kalkmaya çalıştığında kolundaki serumlara takıldı, onları çıkarmaya çalışırken yer sallanmaya başlamıştı. Sam ayağa fırladı, deprem oluyor olmalıydı -ama hiçbir deprem belirli aralıklarla sıçratmazdı- Charlie'nin yanına koştu ve kucakladı kızı. "Sam?"
o ağzını açıp buradayım, diyemeden kollarındaki ufacık kızın toza dönüşmesini izledi. "Sam. Sam!"
korkuyla gözlerini açtı Sam. berbat bir kabus görmüştü, ama şimdi güvendeydi. rahat bir nefes verdi.
Dean konuşup konuşmamak konusunda tereddütlüydü. "Sam, Charlie..." dedi, sustu. "onu ameliyata aldılar. iki kere kalbi durdu."
Sam göğüs kafesindeki müthiş sıkışmayla oturduğu yere sinerken rüyasının gerçek olduğuyla ilgili korkusu onu yiyip bitiriyordu. "onu kaybedemem," dedi kısık sesiyle. "bir kere daha olmaz."
"olmayacak." omzunu sıktı kardeşinin ve yanına oturdu. "duydun mu beni, olmayacak Sam, onu kaybetmeyeceksin. sakın bunu düşünme bile."
derin bir nefes aldı Sam. yüzünü kapattı kocaman elleriyle. korkuyordu, deli gibi korkuyordu hem de.
Dean ne yapacağını bilmez halde sarıldı ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SING A SONG ( sam winchester+charlie bradbury ) AND SONGS
Fanfiction" biz bir şarkıydık hiç yazılmamış hiç bestelenmemiş okunmasına izin verilmemiş tozlu bir rafta plak kutusunda çürüyen belki de hiç söylenmemiş sözler gibi hiç birbirine bakamamış aşıklar gibi sanki ayrı ve ırak gerçeklerden uzak " for beggs, actua...
