s o l o

1.3K 115 66
                                    

Gözlerimi tavandan ayırıp doğruldum. Ne kadar canım acısa da, içimde ki özleme engel olamıyordum. Onu görmek için yanıp tutuşan vücuduma söz geçiremiyor, kendi ateşimle her dakika ölüyordum.

Annem, elim iyileşene kadar bir kaç gün için rapor almış evden dışarı çıkmama izin vermemişti.

Ayağa kalkıp masada ki telefonuma bakmaya başladım. Mesaj atmalısın diyen yanıma kulak asmadan odadan çıktım. Mesaj atan ben olmamalıydım, suçlu oydu.

Bir kaseye cips doldurup koltuğa yerleştim ve televizyonu karıştırmaya başladım. Annem dolaşmaya gitmişti, abim de okuldaydı bu yüzden dehşet bir şekilde sıkıntıya boğularak ölmeyi bekliyordum.

Duygusal bir film bulup, duygusal olmayan kısmında ağlamaya başlayarak cipsi ağzıma tıkmaya başladım. Aslında filmi izlemiyor, Yoongi'nin özlemi yüzünden sıkışan kalbimi rahatlatmaya çalışıyordum.

Kapı çaldığında hıçkırarak yerimden kalktım ve ağlamaya devam ederken kapıyı araladım. Karşımda gördüğüm silüet, ağzımda kalan bir kaç parça cipsin beni öksürük krizine sokmasına sebep olmuştu.

"Y-yoongi?"

"İyi misin?" Sırtıma vurarak kendime gelmemde yardımcı olduğu için teşekkür mırıldandım.

"Neden buradasın?" Yüzü hariç her yere bakmıştım.

"Seni merak ettim." O kapının boyası mı çıkıyordu? Kendimi ortamdan soyutlamış ciddi bir şekilde etrafı inceliyor, eskimiş parçaların değişmesi gerektiği hakkında yorumlar yapıyordum.

"Dai?" Başımı ona çevirip anlamsız bakışlar gönderdim.

"Girebilir miyim diyorum."

"Hayır." Kapıya yaslanıp gözlerimi sildim.

"Niye gelmiştin?"

"Ha? Seni merak ettiğimi söyledim ya."

"Duymadım. Her neyse, iyiyim şimdi gidebilirsin."

İç sesim "hani özlüyordun? Yapış sarıl işte" diyerek beni tahrik ediyordu ama onu duymamazlıktan geliyordum.

"Piyanona bakabilir miyim? Sadece beş dakika."

Göz devirip içeri geçtim ve piyanonun olduğu odaya girip gelmesini bekledim.

Odaya girip piyanoyu inceledi ve bir kaç tuşuna basıp bana döndü. "Dai, o gün çekilmediğim için bana kızgın olduğunu biliyorum."

"Bir önemi yok. İstediğin kişiyle öpüşebilir ya da sevişebilirsin. Bunu daha önce de söyledim, umurumda değil."

"Ah.. Dinle. Bak, bizi han nehrinde beraberken görmüş. Beni tehtid etti. Sadece bir kez öpmesine izin verirsem, hiç kimseye bir şey söylemeyeceğine söz verdi. Karşılık vermedim bile!"

Doğru söylüyor gibiydi. Başımı sallayıp tamam anlamında bir şeyler mırıldandım.

"Ben.. Küçük piyanistimi özledim."

Kıkırdadım ve bir kaç adımda yanına gidip beline sarıldım. Bütün öfkem dinmişti. Elini sırtımda gezdirdi ve alnıma öpücük kondurdu.

"Bence artık gitmelisin, annem gelecek."

Belinden ayrılıp piyanoya oturdum ve ona bakmaya başladım. Bacaklarımı, bacaklarının arasına alıp, saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. Dejavu yaşamıştım sanki.

Başımı kaldırıp ona bakarken yüzüme daha fazla yaklaşarak dudaklarını, aralık dudaklarımın üstüne kapadı. Yapboz gibi birleşmiştik sanki. Elimi istemsiz olarak gömleğine atıp sıkı sıkı tuttum. Alt dudağımı dişlerinin arasına alıp hafif bir şekilde ısırdığında, kendime engel olamayarak inledim ve bu yüzümün yavaştan kızarmasına sebep oldu.

Dillerimiz birleştiğinde, birbirlerine uyum içinde olmaları tango yapıyorlarmış gibi hissetmeme sebep olmuştu. İstemeden dilini ısırdığımda kendini tutmayı bırakıp inledi. Nefes nefese geri çekildiğimde gözlerimi gözlerine diktim.

"G-gitmen gerekiyor." Doğrulup ayağa kalktığım sırada göbeğime değen sertlikle gözlerimi aşağı indirdim. Yoongi çadırı kurmuştu bile.

"Piyanonun üstünde seninle öpüşmek bana nasıl zevk veriyor görmüş oldun. Minik Yoongi uyandı.. Bence de gitmeliyim. Ama, bir gün piyanonun üstünde minik Yoongi'yi uyutman gerekecek."

s e k s m a k i n e s i y l e y a z ı l d ı .

My Music Teacher - MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin