4.''Dedikodu.''

533 58 18
                                    

JENNİE'NİN AĞZINDAN

Her zaman ki gibi karanlık ve dar sokağa girdiğimde kendimi ait olduğum yerdeymiş gibi hissettim. Ben buna layıktım. Bu iğrenç, beş para etmez ve karanlık sokağa layıktım. Aslında ben bir yere veya bir kişiye ait hissetmenin ne demek olduğunu hiç bilememiştim. Burada olmamın en büyük sebebi buydu zaten. Hayat beni yerin dibine sürüklerken benim için üzülecek ya da yanımda olacak biri yoktu. Benim kimsem yoktu zaten. İnsanlar bana ailemi sorduklarında ailemin olmadığını söylüyordum. Beni leylekler getirdi derdim her zaman. Ben bir insanın ne kadar acı çekebileceğini ve yalnız olabileceğini kanıtlamak için gönderilmiştim bu dünyaya. Daha ötesi yoktu.

Düşüncelerim beni boğarken kırık dökük binaya adımımı attım. Merdivenlerden inip kapıyı çaldım. Kapıyı Lisa açtı. Bu bodrum dairesinde hepimiz birlikte yaşıyorduk; Lisa, Bobby, Jinwoo, Minho ve ben.

Hepimiz bir şekilde karnımızı doyuruyor ve aynı evi paylaşıyorduk. Ancak kimse birbirine karnını nasıl doyurduğunu sormazdı. Pek itiraf etmesekte aramızda iyi bir dostluk vardı. Birbirimizin arkasını kollayacağımızı biliyordum. Ama yine de aramızda bazı sınırlar vardı. En azından benim ve onlar arasında. Hepsi geçmişlerini ve şuan neden tek başlarına sokaklara düştüklerini anlatmışlardı. Ben hariç. Eğer onlara geçmişte neler yaptığımı anlatacak olsaydım benimle aynı evde kalmayacaklarını biliyordum.

***

Sabahın erken saatlerinde yan odadan gelen seslerle uyandım. Sinirle üstümde ki yorganı tekmeledim ve odamdan çıktım. Bobby ve Lisa kanepe de oturmuş bir şeylerden konuşuyorlardı. Sinirle karşılarında ki kanepeye oturdum. Sesimin sinirli çıkması için boğazımı temizledim ve konuştum. ''Bu kadar önemli ne hakkında konuşuyorsunuz merak ettim gerçekten.''

''Öyle bir bilgi öğrendim ki şok olacaksın.'' Dedi bobby sırıtarak.

''Ne öğrendin?"dedim alayla. Genelde Bobby'i pek ciddiye almazdık.

''Şu Jisoo denen kız vardı ya, onun babası kimmiş sence?''

Jisoo'nun adını duyduğum da gerçekten de Bobby'nin diyeceği şeyi merak etmeye başladım.''Lafı dolandırma da söyle Bobby.''Dedim gözümü devirerek.

''Kore'nin şuan ki en zengin iş adamlarından biri olan Kim Do-hoon'un kızıymış.''Sırıtarak konuşmaya devam etti'' Yaklaşık 1-2 hafta önce ablası ölmüş. Haberler de yazıyor.''

Lisa ise büyük bir gizemi çözmüş gibi kafasını aşağı yukarı salladı. ''Demek ki o yüzden onu ilk gördüğümüz gece o kadar berbat haldeydi.''

''Jisoo'nun o adamın kızı olduğunu nereden anladın peki?'' Diye sordum merakıma yenik düşerken.

Bobby ise elinde ki telefonu bana çevirdi. Haberin başlık resmine Jisoo'nun aile resmini koymuşlardı.

İşte her şey şimdi kafama dank etmişti. Jisoo'nun bir anda dolan gözleri, dün gece bir anda sinir krizi geçirmesi bunların hepsi yaşadığı acının yansımalarıydı. Bir anda içimde bir acıma duygusu belirdi. Oysa ben insanlara acımaktan nefret ederdim. İçimde gidip Jisoo'yu kontrol etme isteği oluşmuştu ama tabii ki böyle bir şey yapmayacaktım. Ben onun neyiydim ki iyi olup olmaması beni ilgilendirecekti.

***

Jisoo'nun Ağzından

Saatlerdir odamda ki balkonda oturmuş öylece gökyüzüne bakıyordum. Ablamın oralarda bir yerde olup olmadığını merak ediyordum. Karnımın guruldadığını hissettiğimde mutfağa inip kendime bir şeyler hazırladım. Kahvaltımı yaparken bir yandan da telefonumdan haberleri okuyordum. Yine ablamın ölümüyle ilgili haberler yapmışlardı. Kaç hafta geçmesine rağmen hala aynı haberleri neden yaptıklarını bir türlü anlamıyordum. Haberi okurken telefonum çalmaya başlamıştı.

Forget / JENSOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin