9.''Davet.''

473 60 27
                                    

Jennie'nin ağzından

Sabah uyandığımda yatağın sağ tarafına baktım.Bir eksik vardı, Jisoo yoktu. Çoktan uyanmış olabileceğini düşünerek umursamadan yataktan kalkıp odamdan çıktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Bizimkiler çoktan kahvaltı yapmaya başlamışlardı. Gözlerim Jisoo'yu aradı ancak burada da yoktu. Dün gece ondan bir adım beklemiştim. Ne kadar ondan uzak durmam gerektiğini bilsem de ondan ne istediğini sormuştum.Ancak hiçbir yanıt vermeyip uyuyakalmıştı. Dün geceden dolayı ona sinirli olsam da ben uyanmadan gitmiş olma düşüncesi moralimi bozmuştu. Masaya oturup önümde ki kahveden bir yudum aldım.

''Jisoo sabah erkenden gitti.'' Dedi Lisa. Jisoo'yu düşündüğümü anlamış olmalıydı. ''Bir süreliğine yurt dışına çıkıyormuş.''

Ağzımda ki lokma boğazıma takılıp beni öksürtmeye başladığında Lisa sırtıma vurmaya başladı. Boğazımı temizledikten sonra '' Neden gidiyormuş?'' Diye sordum.

''Bilemiyorum orasını anlatmadı.''Dedi Lisa , yüzümde ki ifadeyi çözmeye çalışırken.

Tüm iştahım kaçmıştı. En ufak bir veda etmeden gitmişti. İç sesim Sen kimsin ki sana veda etsin dese de yine de bir hoşçakalı hak ettiğimi düşünüyordum. Masadan kalkmamla tüm gözler bana çevrildi.

''Nereye?''Dedi Bobby.

''İşim var.''Diyerek onlar daha fazla soru sormadan odama kaçtım. Pijamalarımı çıkartıp üzerime siyah bir jean,beyaz bir tişört ve siyah bir kot ceket giydim. Telefonumu da aldıktan sonra kimseye görünmeden evden çıktım. Sonradan pişman olacağımı bilsem de şuan da tek yapmak istediğim şeyi yapmaya gidiyordum. Jisoo'yu son kez görecektim...

Jisoo'nun ağzından

Son bavulumu da merdivenlerden aşağıya indirdiğimde belimin kopacağını hissediyordum. Birkaç tane büyük boy bavulla Kore'yi terk etmeye hazırdım.Bunun bana iyi geleceğini biliyordum. Bazen kalmanız için hiçbir sebebinizin olmaması gitmek için iyi bir sebeptir...

Dün gece babam arayıp annemi bir süreliğine kafasını dağıtması için yurt dışına yollayacağını ve bana da uçak bileti aldığını söylemişti. Uçak bileti aldım demesi kesinlikle gideceksin itiraz istemiyorum deme şekliydi. Ablamı kaybettikten sonra bu şehir beni boğduğu için bende bir sıkıntı çıkarmayıp gitmeyi kabul etmiştim. Ancak sadece küçük bir parçam gitmememi söylüyordu. Sanki bir şeyleri yarım bırakıyor gibiydim ancak hiç başlamayan şeyler yarım kalmazdı değil mi?

Jennie'ye veda etmemiştim çünkü onun beni umursamadığını düşünmüyordum. Bu ülkeden gideceğim desem bana diyeceği tek şey ''Sonunda ait olmadığın bu sokaklardan gideceksin.'' Tarzı bir şey olurdu herhalde...

Kapımın çalmasıyla şoförün geldiğini düşündüğüm için söylenerek kapıyı açtım.

''Nerede kaldınız belim kop-''

Karşımda Jennie duruyordu... Yaşadığım şokla öylece ona bakarken o az önce söylediğim şeye tebessüm etti. Evet, az önce Jennie tebessüm etti!

''Girebilir miyim?''

''Tabii ki.'' Diyerek geçmesi için kapının önünden çekildim.

Eve girdikten sonra kapıyı kapattım. Bavulların yanına yürüdükten sonra durup bana bakmaya başladı. Ona doğru yürüdüm.

''Neden geldin?''

Bavullara baktıktan sonra bana döndü.''Bana veda etmeden gideceğini duydum.''

''Umursayacağını düşünmemiştim.''Dedim.

Bir iki adım daha atıp aramızda ki mesafeyi iyice azaltmıştı. Karşımda öylece durması bile kalbimi hızlandırmaya yetiyordu.

''Gitme desem... denmez zaten.''Dedi. Ne yapmaya çalışıyordu?

''Kal desen... kalamam zaten.''Dedim. Kelime oyunları yapıyorduk.

Bir adım daha attı. Aramızda mesafe kalmamıştı.

''Uzun zaman önce tanışmalıydık.''Dedi.

İçimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. Doğru insan yanlış zaman ikilemindeydik sanırım. Sahiden birbirimiz için doğru insan mıydık? Yoksa yanlış olduğunu bile bile hala atlar mıydım onun cehennemine?

Tebessüm ettikten sonra veda etmek için sarıldım. Ellerim onun boynunda onun elleri ise benim belimdeydi. Ona fark ettirmeden huzur veren kokusunu içime çektim. Uzun zaman önce tanışmalıydık, onun hala hayatla ilgili umudu benimse sevmeye yetecek gücüm varken...

Geri çekilip yüzüme bakmaya başladı elleri hala belimdeydi. Gözleri dudaklarımla gözlerim arasında gidip geliyordu, benden izin istiyor gibiydi. Yüzümü yüzüne yaklaştırınca izin verdiğimi anlamış gibi dudaklarımı yumuşak dudaklarıyla örttü. Şehvetli bir öpüşme değildi bu daha çok şefkatliydi. Veda öpücüğü gibiydi. Bir daha öpemezsek diye birbirimizin dudaklarını ezberliyor gibiydik. Kendimi tutamayıp gözümden bir damla yaş düştüğünde dudaklarımdan ayrıldı. Gözlerimin içine bakıyordu, ne çok şey anlatıyorduk birbirimize bakarken...

Kelimelere hiç ihtiyacımız yoktu bakışlarımız varken... Yanağımda ki yaşı usulca sildi.'' En çok özleyeceğim şey seni öperken çocuk gibi heyecanlanışım olacak.''Dedi, bir itiraf gibiydi.

''Benim en çok özleyeceğim şey...''Derin bir nefes aldım. ''Sana sığınmak olacak.''

''Gitme.''Dedi,bir davet gibiydi...


Yazarken duygulandığım bir bölüm oldu. Bazen tek ihtiyacımız olan diğer tarafın biraz daha cesaretli olmasıdır...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Forget / JENSOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin