4.BÖLÜM : YENİ ŞEHİR

67 17 9
                                    

Yen'i bölüme hoşgeldiniz! ❤️ İnşallah keyifle okursunuz, iyi okumalar. 😇 Hatalarım olursa affola.
MULTİ: Kızlarımız💗

🌈🌈🌈🌈🌈

"Hiracım, annecim, emin misin kızım bizimle gelmek istemediğine? Ah aklım sen de öyle kalacak ki! Başına neler geldi atlatamadık bile. Annenin dizinin dibinden neden ayrılıyorsun kuzum?" Anneme sıkı sıkı sarılıp yanaklarından öptüm. Canım annem benim haklıydı tabii.

"Telaşlanma annecim, İzmir de yeni insanlar var burdan uzak olacağım daha güvenli değil mi?" Annem aslında izin versede aklı kaldığı için kararsızdı. "Ama kızım ordaki insanlara nasıl güveneyim? Bak mahallede kaçırıldın sen. Ora koskaca bir şehir."

Ellerini tutup gülümsedim. "Ah annem benim. 20 yaşındayım artık! Korkma sen." Gülümseyip kıvırcık saçlarımı karıştırdı. Kaşlarını çattı sinsi sinsi gülümserken. "Sıpaya bak sen! Ne çabuk büyüdün sen daha odanı toplamaya üşenen kızsın dediği şeye bak!"

"Ya anne!" diye sızlandığımda kahkaha attı ben de kendimi tutamayıp güldüm. Pekala, kabul dağınım. Çok az. Yani ordan az kelimesini çıkarırsak.

Sonra annemle bavullarımızı tamamlamaya devam ettik.

"Aslı'da inşallah bir an önce iyileşir. Bunu bize yapanların Allah cezasını versin!" dediğinde anneme bakarak başımı salladım. "Amin."

Saat ilerliyordu ve herkes yorgundu. Ama doktor bir an önce burdan gitmemizi söylediği için bugün mecbur gidecektik.

Annemler de hep beraber güzel bi tatil geçirelim diye kızların ailesiyle anlaşmışlardı. Cemrelerin ve bizim yazlıklar Bodrum da yan yanalardı. Orada kalmaya karar vermişlerdi. Biz de bu yaz hem çalışacak, hem de takılacaktık. Aslında fena sayılmazdı.

Kız kıza tatilin güzelliğinden geçilir mi? Bir de en yakın arkadaşlarınızsa...Harika!

Babama arabaya valizleri yerleştirmesinde yardım ederken de annem evde son kontrolleri yapıyordu. Diğerleriyle terminalde buluşacaktık. Anne babalar Bodrum'a giderken bizde son anda şansımıza bir İzmir otobüsü bulabilmiştik.

Sohbet ederek sonunda terminale varmıştık. Herkes birbiriyle vedalaştıktan sonra otobüse bindik. Benim yanımda Doğa oturuyordu tam arkamızda da Cemre ve Başak oturuyordu. Melis de tam yanımızdaki tekli koltuktaydı.

BAŞAK'TAN

O kadar heyecanlıydım ki dolabımda ne bulduysam koymuştum bavuluma. Yanımda şu an ne olduğundan bile habersiz olabilirdim! Cemre yorgunluktan çoktan uyumuştu.

Güldüm. O sırada aklıma bi şey geldi ve telefonumu çıkarıp Cemrenin komik halini çektim. Pislik hem cam kenarını kapmıştı hem de uyuyordu! Ben müzik dinleyerek dışarıyı izleyecektim ne güzel.

"Cemre." diye fısıldadım kulağına. Uykulu uykulu "Ne var?" diye mızmızlandı. "Kalk yer değiştirelim. Madem uyuyacaktın niye orayı kapıyorsun be?" Ofladı. "Ne fark eder, hadi Başakçım uyu sende." Onu dürtmeye devam ettim. En sonunda pes etmek zorunda kaldı ve yer değiştirdik. Sinsi sinsi gülümsedim. Başını omzuma koyup uyumaya devam etti. Gülümsedim.

Doğa ve Hira koltukların arasından bize baktılar. "Kanka kafa topu varmış şu an çıldırıyorum." diyen Doğayla hiç şaşırmadım. Tam bi kafa topu hastasıydı. "Her zamanki gibi şaşırtmıyorsunuz Doğa hanım." dedim. Güldü. "Tabiki de."

Katillerin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin