Işık kapalı, odamda karanlıkla yalnız, yine bazı düşüncelere dalmıştım.Adıma ne kadar ters düştüğümü düşünüyordum bugün de.
Adım ışık, ben karanlık...
Sanki zıtlığın uyumluluğu gibi biraz.Siyah ve beyaz gibi...Saat gecenin 4'ü. Yine uyumamıştım. Sıkılmıştım bu durumdan, aslında uymak da istiyordum uyumamak da. Nasıl oldu bilmiyorum bunları düşünürken uyumuşum.
Evet, liseye gidiyorum ve uyandığımda bir pazartesi sabahına kalkmış olucam. Dolayısıyla okul var.
Lise 2'ye gidiyorum. Tarih dersini sevmiyorum, sıkıcı geliyor. Güzelim sayısal dururken niye sözel. Matematikte sayılarla dövüşmek varken.
Neyse okula erken gelmiştim, bir yere geç kalmak en son isteyeceğim şeylerin arasında olurdu herhalde. Ders başlayana kadar okulun bahçesinde zaman öldürdüm.Zil çaldı, sınıfa çıktım. Daha ben koridorda yürürken bir sürü bağırış sesleri geliyordu ve Belliki kavga vardı ama umrumda değildi çünkü ders tarihti ve ben uyuyuyacaktım, uykumu kimse kaçıramaz. Sınıfa girdiğimde en yakın arkadaşım ve en kavgalı olduğum kız kavga ediyorlardı. Evet en yakın arkadaşım Pelin'le aynı sınıftayım 10 senedir dostum, sırdaşım, kardeşim...
Tabi Pelin'le o kızı o şekilde görünce beynimden ateşler fışkırdı ve zaten psikolojim bozuk gidip Tülin'e yumruk attım.
Tülin (sevmediğim kız)
Nasıl vurduğumun farkında değildim yere düştü ve burnundan kanlar akmaya başladı, bayıldı. Bayılacağını tahmin etmiyordum ve sonra yardım etmeye çalıştım.
Ben: Tüliin kalkPelin: Ne yaptın Işık yaa
Ben: Kes Pelin, git Serpil Hoca'yı çağır.
Pelin: ...
Ben: Ya gitsene kızım alık mısın?
Pelin: Hee tamam.
Pelin yine hangi düşüncelere dalmıştı anlamadım.
Tülin kendine geldiğinde tabiki de müdürün odasına gittik. Tülin'den özür diletti sadece. Onu sevmeme nedenim hoşlandığım çocuğu elimden almaya çalışması hem de bile bile ve benim hakkımda orda burda yalan yanlış iftiralar savurması. Bir kaç kere benden dayak yedi ama hâlâ akıllanmadı. Ama ondan daha önemli problemlerim var. Benim bir hastalığım var adı koyulmadı bile ama şöyleki arada sinir krizi geçirip ne yaptığımı bilemiyorum. Açıkçası o an herşeyi yapabilirim. Ve bu hastalığımdan sadece annem ve babamın haberi var. Zaten onların da umrunda değil. Onların herhangi bir derdim ile ilgilendiklerini hatırlamıyorum. Aile tarafından tek kelimeyle umursanmamak nedir bilir misiniz? Kardeşler tarafından en az sevilen hiçbir problemini çözmeyen hatta problem yaratan bir aile. Yine de Allah'ıma şükrediyorum bana bir aile vermiş.
Okul bitti eve gitmek için askılıktan montumu alıp giyindim, beremi taktım, atkımı taktım son olarak çantamı taktım ve hazırdım. Kış mevsimi en sevdiğim mevsimdi. Bana huzur veriyor her tarafın beyaz olması karanlıgıma iyi geliyor.
Yürürken siyah çizmemin fermuarı açıldı yere çömeldim ve fermuarı yukarı çektim. Ayağa kalktığımda ödüm koptu ve korkudan yere düştüm. Karşımda Murat vardı. Hani o hoşlandığım çocuk
Ben: Napıyosun burada
Murat: Hiiç yürüyordum senin ne işin var burada.
Ben: Eve gidiyorum.
Murat: Ben bırakıyım seni