2

99 17 1
                                    


Eve geldiğinde köpeği koşup onu kapıda karşıladı. Beş dakika sonra kedisi de yanına geldi ve zıplayarak adamın bacağına tutundu.

Akşam için kendine yemek hazırlayıp salona geçti. Köpeği her akşam onunla yemek yerdi . Birlikte yemek yiyip televizyon izlediler yatma saati yaklaşınca adamı yine bir gerginlik kapladı ve o sırada aldığı kitaplar aklına geldi.

Eline o neden aldığını bilmediği kitabı aldı. Kitabın adı " Son Altı Saat " idi. Ne tuhaf bir kitap bu diye düşündü kapak tasarımına bakarken. Okumaya başladı okudukça heyecanlanıyordu birden aklına kağıtlar geldi odasından ceketini aldı cebinden kağıtları çıkardı. Küçük olan masada bulduğu büyük ise otoparkta bulduğuydu.

Büyük olan kağıdı önce açmaya karar verdi. Açarken içini tuhaf bir heyecan kaplamıştı . Uzun zamandır böyle meraklanmadığını farketti. Çok huzursuz olmaya başladı daha fazla gerilime gerek yok diyerek kağıdı açtı. Bu kağıt boştu " aman be buna mı gerildim " diyip bir hışımla diğer kağıdı açtı bu kağıtta yazı vardı okuyup okumama arasında bir ikilemde kaldı ama okumaya karar verdi.

" Lütfen " sadece lütfen yazıyordu . " Lütfen ne ? " diye söylendi anlam veremedi kağıtta yazana bir istek miydi bu bir yardım çağırısı mı yoksa yırtılmış bir kağıt parçası mı. " Of başıma iş aldığımı hissediyorum " dedi ve doğru düşündüğüne emindi.

Huzursuz adımlarla yatağına gitti ve yorgun düşene kadar kitap okudu. Kendi rızası ile uyumayı bırakmıştı oysa uykuya aşık biriydi. Hatta kız arkadaşı onu sen uykunu benden çok seviyorsun diye terk etmişti. " Ah sevgilim beni böyle görsen yüzüme tükürürdün herhalde " dedi . Ve yorgun düşene kadar kitabını okudu.

Yine aynı rüyayı görüyordu . Evden arabası ile çıkıyor bir orman girişine gelince koşmaya başlıyor ormanın sonunda uçurumun üstüne yapılmış kulübeyi görüyor kulübenin kapısına gelince bir kağıt buluyor kağıdı açıp içindeki " Lütfen o t...." yazısını görüyor ama yazıyı tam okuyamadan çığlık atarak uyandı kan ter içinde kaldığını farkedince duşa girdi.

"Oh be soğuk su iyi geldi hey Martin hadi yürüyüşe " dedi ve köpeğini alıp dışarı çıktı kedisi hala uyuyordu. Yolda lise arkadaşını gördü çok sevinmişti bu duruma uzun zamandır görmemişti onu yurt dışında üniversite okumuştu. Sessizce arkasından koşup sırtına atladı. Arkadaşı onu hemen tanıdı ondan başka böyle hareketler yapan olmazdı. " Hey seni gördüğüme sevindim akşam yemeğine ne dersin? "   " Martin izin verirse gelirim . " " Martin bey bu arkadaşımız sanırım? "  Martin evet dercesine havlamıştı akşam için sözleşip ayrıldılar.

Eve geldiğinde kedisi hala uyuyordu " Ricky hadi dostum uyan kahvaltı zamanı " Kedi tüm huysuzluğuyla uyandı . Kendisini uyandırdıkları için sinirlenmiş olmalıydı adamın bacağına tırmandı ve tırnaklarını ona geçirdi. O böyle yapınca Martin öbür bacağına yapıştı adama  bir şey olacak korkusuyla . Adam onların bu durumundan zevk alıyordu. Onları zorda olsa bacağından ayırdı ve kahvaltıya oturdular .

Bugün fark etmeden işe geç kalmıştı . Otoparkta hızlıca koşmaya başladı daha fazla geç kalmak istemiyordu. Dün gördüğü kıza çarptı . Kız yere düşmüştü ama hiçbir şey demedi adama . Adam onu yerden kaldırıp özür diledi. Koşarak odasına çıktı .

Arkadaşının odaya girmesiyle uyandı . " Dostum iyi misin ? Sen hiç böyle olmazdın enerjin yarıya indi . Sende bir tuhaflık var "     " Hiç sorma kaç gecedir kabus görüyorum uyku düzenim alt üst oldu. " " Bir rüyadan mı korktun sen " dedi arkadaşı dalga geçer bir şekilde ve gitti. Arkadaşının arkasından söylendi " Sen benim beş gündür gördüğüm rüyayı bir kez görsen kafayı yersin haberin yok senin "

Metropoldeki AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin