G

5.3K 324 165
                                    

"Ne yapacağını söylememi ister misin, yoksa beni taklit etmek mi istersin?" İkiside koltuğa oturunca Yoongi sordu.

"Um, yalnızca yapmam gerekeni söyle." Jimin başıyla onayladı.

"Pekâlâ." Yoongi iç geçirdi. "O halde, ben kızım ve sen de oğlan." Başladı. "Genelde oğlan ilk adımı atar." Birkaç saniye sonunda mırıldandı.

"İlk adım?" Jimin kaşlarını çatmıştı.

"Seni nasıl öptüğümü hatırlıyor musun?" diye sordu Yoongi. Jimin karşılık olarak hımlayıp, neler olduğunu tamamen hatırlamaya çalıştı. "Hayır?" Kaşlarını kaldırdı.

"Um- Ben- Bunu yapabileceğimden emin değilim." Jimin homurdandı.

"Evet yapabilirsin, zaten bir fuckboy görünüşün var. Bu görünüşe uyarak yaşa." dedi Yoongi.

"Neyim var?" Jimin kaşlarını çattı. Yoongi sıkkın bakışlarla başını salladı. "Yalnızca beni öpemez misin, böylece yapmam gerekeni anlarım?"

"Bu sefer gerçek bir öpücük mü?" diye sordu Yoongi, ufak bir tebessümle. Jimin bu tuhaf durumdan kaynaklı suratında kalan azıcık özgüveniyle, onayladı.

O daha anlamadan, Yoongi onu yakınına çekti ve dudakları tekrar bağlandı. İlk başta, hiçbir şey farklı hissettirmemişti. Ardından Yoongi dilini sürttü ve işler değişti. Jimin, geri çekilme şansı olduğunu bildiği halde, hâlâ geriye çekilmemişti. Bir sebepten ötürü Yoongi her zaman durmanın bir yolu olduğunu hissettiriyordu, şimdiye kadar, iki taraf için de.

Jimin'in durmaktan hoşlanmamasına rağmen, Yoongi geriye çekilmişti. Jimin olanları kontrol altına almaya çalışıyordu, Yoongi suratına muzip bir sırıtma yerleştirdiğinde nefes nefese kalmıştı.

"Bunu yapabileceğini düşünüyor musun?" diye sordu Yoongi.

"Sanmıyorum- yani, evet." Jimin nefeslenip terbiyesizce gülümsemeye son verdi. "Ama, bence daha basit bir şeyle başlamalıyım."

"Üzgünüm ama, elele tutuşmak ya da sarılmak sıfır beceri ister." Yoongi kıkırdadı. "Bundan daha iyi olmak zorundasın, Jiminie."

"Demek istediğim, ben de numaran bile yok, ve ben eminim ki bu önemli." Jimin ufak bir omuz silkintisi ile söyledi.

"Pekâlâ, bu önemli.. aslında, sen haklısın!" dedi Yoongi sarsak bir gülüş eşliğinde. Telefonunu çıkarıp, numarasını yazması için Jimin'e verdi. "Sana mesaj atarım." Telefonunu tekrar yerine koymadan önce söyledi.

"Ama, sevgililer ne yapar ki?" Jimin sordu.

Yoongi iç çekip dudaklarını büzdü. "Öpüşürler, sevişirler, bazen de birbirlerine hickey bırakırlar-"

"Hickey? Hickey ne demek?" Jimin kafası karışmışken sordu. Yoongi gözlerini devirdi.

"Bilirsin, hickey. Aşk ısırığı işte? Bunu da mı hiç duymadın?" Yoongi sordu. Jimin başını tekrar sallamıştı. "Peki sence hickey ne?"

"Bilmem. Aşkla yapılan bir ısırık?" Jimin omuz silkti. "Sadece göstersen olmaz mı?" Sordu. Kısık sesi, sızlanan bir çocuğunkine benziyordu.

"Pekâlâ." dedi Yoongi derin bir nefes alarak. "Koluna bir örnek bırakabilirim." Birkaç saniye sonra söyledi.

Jimin kaşlarını çattı. "Koluma mı?" Kolunu kaldırırken, sordu.

"Genelde boyuna bırakılır, ama saklaması gerçekten zor. Özellikle de sen tamamen bakirken." Yoongi, Jimin'in kolunu tutarak açıkladı. Derinin en ince olduğu yere, kolunun üst kısmına yerleşti. Çok sürmemişti.

teach   me [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin