Sensiz olmak, kafamdan bir darbe yemişim gibi hissettiriyor. Güneşli bir öğleden sonraya katlanamayıp uyumak için uzanmışım da, gün batımında uyanıp –ve gözlerimi açmaya korkup- seni yanımda bulamamışım gibi şu dağıttığım yatakta.
Sensiz olmak, şiir yazamıyormuşum gibi hissettiriyor. –şiir yazmayı aylar önce bırakmaya karar vermiştim-
Sensiz olmak, kalbin kangren olması gibi.
''Ütopya gerçekten bomboş gözüküyor.''
''Girilmez'' ve ''nüfus: iki''yazısını okuyan çıkmaz sokağa geri dönüyor. Orası dünya, onların çıkmaz sokağı. Şuradan şuraya hareket edemiyorlar. Biz de hareket edemiyorduk, ben sana yepyeni bir evren yarattım. Sevişiyoruz, kavga ediyoruz, geziyoruz, yalnız kalıyoruz, uyuyoruz beraber, durmadan koşuyoruz, yayılıyoruz çimlere.
Sensiz olmak, bu Ütopya'daki bütün ağaçların kesilmesi gibi. Oysa bir kağıda ihtiyacım yok bedenin ve gözlerin karşımda dururken. ''Ben kalbine yazarım, sen oku.''
Ve bir dansa kaldırıyorum seni, ay ışığını alıyoruz ayaklarımızın altına.
Saçlarında bekliyor ellerim bir süre ve döndürüyorsun beni müziğin en güzel yerinde.
Öpüyorsun beni müziğin sonunda.
Sensiz olmak, bir daha bu iç acıtan şarkıları duymamak için kulağını kesmek gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ütopya
Randomher gece biraz daha sen kokuyorum, her sabah biraz daha vanilya çiçeklerimi topladım koydum kapına saçların saçlarıma, ellerin ellerime, dudakların dudaklarıma. 300618'