9. Bölüm.

67 1 4
                                    

MULTİMEDYA : DENİZ :))

2 GÜN SONRA

Yusuf Mardin'e dönmüştü dün. İşlerini toparlayip Denizli'ye gelecekti. Artik Ekrem ile birlikte çalişacaklar yani bir nevi ortak sayilirlar. Bu durum Yudum'la aklimizdan hep geçerdi.. Çok içten istemişiz galiba. Bu akşam Yudumlar da balayina gidecek. Ben de kimse yokken büro işimi halledeceğim annemle. Artik kendi işimi yapmaya başlayacağım. Bayramyeri'nde bir yer kiraladim. Mevkisi iyi, eşyalarini da aldiktan sonra bi eksiğim kalmayacak. Ama ilk once Yudum Hanim'a hazirlik için yardim etmek gerekiyor. Başimin etini yer yoksa..

Annemle güzel bir kahvaltinin ardindan Yudumlara gittim. Elimde annemin yaptiği kekler, börekler, sarmalar. Sanki aç kalacaklar..  Ama annem laf dinler mi? " Aman kizim aç kalmasin yolda midesi kazinir atiştirilar." diyip verdi elime. Kapıdan girdiğimde Yudum bi telaş için de koşturuyor. Ekrem'e hayirdir dercesine baktim.

'' Aman Afra koş gözlüğünü bulamadi deli dana gibi koşturuyor iki saattir.''

Hemen girdim Yudum'un odasina gidip taki kutusunun içindeki gözlüğü alip verdim. Eşyalarini toplarken ben koymuştum oraya. Hemen sarildi hazine bulmuş gibi seviniyordu.

" Harikasin sen yaaa."

Aceleyle eşyalarinı hazirladik. Aşağıya indiğimizde Ekrem mutfakta sarmalari börekleri açmış götürüyor. Bizi gördüğünde sitemle söylendi.

" Ayşe Sultan da olmasa napacağız bilmiyorum.." Yudum hazirlik telaşindan çocuğa yemek yedirmemiş heralde..

" Hayatim yolda ne yiyeceksin yeme hepsini" Yudum kendi midesinin derdinde tabi..

Akşam oldu , Yudumlar gitti. Ben de sultanimi arayip yemek yapmamasini soyledi. Şöyle başbaşa bi yemeğe çıksak fena olmaz diye düşündüm.. Özledim onun mubabbetini. Derin derin nasihatlarini. Beni doğruya mutluluğa yönelten hep Yudumla annem oldu zaten. Haklarini ödeyemem. Eve gittiğimde sultanimla bir guzel süslendik. Hemen attik kendimizi disariya.. Güzel bir balik yedik sonra da türk kahvesi eşliğinde muhabbetimizi ettik. Biraz Yusuf'tan konuştuk.

"Gerçekten seviyor musun yoksa Nihat'i unutturduğu icin mi bağlisin?" dedi.

Bu soru epey kariştirmisti kafami. Cevabini zamanla öğreneceğimden eminim. Tam sohbet ederken telefonum çaldi. Yusuf veya Yudum'dur diyordum ki ekrandaki Deniz yazisi beni şok etti. Bu kiz nasil oldu da aradi beni. Son zamanlarda epey uzaklaşmisti bizden. Hatta Yudum'un düğününe bile gelmemişti.

Deniz bizim liseden arkasimiz. Üniversiteyi de üçümüz okuduk, ayni evde kaldik. Dalinda iyi bi kalp doktoru Deniz.. Evlendikten sonra İtalya'ya gitmişti. Bizi birakip gitmemesi icin çok üstelemiştik ama bizi dinlememişti. Biraz durakladiktan sonra telefonu actim;

"Deniz?"

"Afra nerdesin?"

"Denizlideyim de hayirdir noldu?"

"Hayir şuan evde değilsin de dişarıda misin diye sordum"

"Annemle dişardayiz da sen bizim evde olmadigimizi nerden biliyorsun ?"

"Müneccim oldum Afracim. Neyse hadi gelin sizin kapinin önündeyim bekliyorum. Sakin bir şey sorma gelince konuşuruz."

"Oha yuh çüş.. Neyse tamam geliyoruz hemen"

Acele acele eve gitmiştik. Annemde ben de cok merak ediyorduk olanlari. Acaba Deniz niye gelmişti ki? Eve gittigimizde Deniz valizleriyle birlikte kapida bekliyordu. Hemen arabayi park edip indik. Önce sikica sarilip özlem giderdik. Sonra hep birlikte valizleri taşidik yukariya. Güzel bir kahve yapip oturduk. Deniz başladi anlatmaya;

DERİNDEKİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin