Sabah uyandığımda farklı atıyordu kalbim. Her sabah uyandığımda aklıma ilk gelen Yusuf oluyordu ve direk telefonu elime alıyordum. Her günkü gibi bugünde aynısını yaptım ve mesajım gelmişti bile. "Hayatımın kadına bol öpücüklü günaydınlaar." Şebeğim benim ya ne çok hoşuma gidiyor birinin bana böyle ilgi göstermesi. "Hayatımın erkeğine bol bol tokatlı günaydınlar" Napıyım odunluk var kanımda. ama o en çokta bu huyumu seviyor biliyorum.
Berfin gözlerini açtı. "Günaydın yenge." Yenge mi? Hoppalaa ne yengesi Berfin ya. " Sana da günaydın görümcek" Ahahah sevdim ben bu konuşmaları aslında. Müstakbel kayınvalidem kalkmadan kahvaltıyı hazırladık Berfinle. Afiyetle yedik hepbirlikte sonra ben Berfin'i de alıp çıktım evden önce biraz gezdik alışveriş falan yaptık. Ee kızların işi ne olur ki başka. Sonra Berfini bizim kızların hastanesine götürdüm. İlk Yudum'un odasına gittik. Hepbiirlikte kantine inip Deniz'i arıyacaktık ki ne göreyim . Deniz! Volkan! Ne konuşuyor bunlar. Yudum'la şoktayız. Berfin hala ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Şimdi içeri girsek ayıp olabilirdi. Amaa Berfin gidip yan masalarına oturup neler döndüğünü öğrenebilirdi. Zor zahmet yoladık. Berfin geldiğinde. "Yenge bunlar sevgililik aşamasında" demesiyle bir şok daha. Aslında niye şok oluyorsak tahmin etmiştik. Ama Deniz'in bizden saklamasıydı beni kızdıran. Her zaman söylemişimdir ona. Ne olursa olsun gel bana söyle diye. Çünkü benden bir şey saklamasına hep kızmışımdır. Biz içeri girdiğimizde Deniz şok oldu ve ne yapacağını şaşırdı. Sonra zor zahmet toparladı durumu. Neyse bizde çaktırmadık artık. Biraz sohbet ettik Volkan müsade isteyip kalktı. Kız kıza kalmıştık. Muhabbet muhabbeti açtı. Sonra Berfin ile çıktık hastaneden. Eve gidip yemek hazırladık Yusuflar gelirdi birazdan. Makbule hanım mutfağa gelip "hamarat kızlarım benim" demesiyle irkildim. Beni de kızı olarak görüyordu artık. Çok hoş bi durum artık bi annem daha var. Akşam güzel bi yemek yedik her şey çok güzeldi. Bu gece uçakları vardı gidiceklerdi. Yusufla beraber Hava alanına bıraktık. Saat gece 4 e geliyordu çorbacıya gittik bu gecenin tadını çıkarıyoruzz artık. Sabah Günaş'in doğuşunu izlemeden olmazdı ve bunun için en güzel yer şahin tepesiydi. İlk defa güneşin doğuşunu izlemiştik birlikte. En güzel yanıydı birlikte bir şeyleri ilk kez yapmak. Sanki ilk defa yaşıyormuşcasına o duyguyu. Eve gittiğimde saat 7 buçuğa geliyordu akşama kadar uyurum artık diye planlayıp atmıştım kendimi yatağa.
Saat 2..
Deniz'in telefonuyla uyandım.
"Afra ofise geldim yoksun nerdesin"
"Dün makbule hanımları hava alanına bıraktık eve 7 bucukta girdim dolayısıyla uyuyordum canım"
"Hadi ya kusura bakma canım ya ben seninle konuşmak için gelmiştim neyse sen yat konuşuruz sonra."
"Yok yok uyandım artık noldu? Bi hal var sen de "
"Görüşelim mi?"
"Tamam geliyorum ofise bekle "
"Bekliyorum.."
Sesinde ki garip ton beni endişelendirmişti Volkan'ı mı anlatacak acaba? Ofise gittiğimde gözleri şişmişti ağlamış büyük bi ihtimal.
"Noldu sarışın sana?"
"Anlatacağım içeri geçelim mi?"
Kapıyı açtım içeri girdik. İki tane sert bi kave yaptım ikimizinde ihtiyacı vardı çünkü. Anlat bakalım dercesine baktım.
"Afra ben İlker'i unutamıyorum. Onsuz yaşayamıyorum. Ben İtalya'ya geri dönmeye karar verdim."
"Neee. Ne diyorsun sen Deniz. O aam sana neler yaptı hala onu sevdiğinden mi bahsediyorsun sen? Seni üzen kıran bi adam için yine bırakıp gidicek misin bizi?"