BEŞ YIL ÖNCE
Büyük bir iç sıkıntısıyla başımı cama doğru çevirdim. İçim içime sığmıyorken burada oturup ders dinlemek çok bunaltıcıydı. Son dersti ve başlayalı henüz beş dakika olmuştu ama ben yerimde duramıyordum, aklım ondayken dersler zihnime girmiyordu. Önümde ki sıraya kollarımı koyup başımı yasladım, camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Hava çok güzeldi, gökyüzü masmavi ve bulutsuzdu, güneş olabildiğinin en parlak halindeydi. Sabırsızlığıma eşlik eden hava beni dahada heyecanlandırdı. Oturduğum sıradan sarkan ayaklarımı hafif bir ritm içinde sallıyordum, içimdeki mutluluk bedenime de yansımaya başladı, nasıl bir buluşma olacağını hayal etmeye başlarken salakça bir tebessüm yine gelip yüzüme yapıştı. Ne kadar süredir camdan dışarıyı seyrettiğimi ve hayallere daldığımı bilmiyorum ama öğretmenin sinir dolu sesine bakılacak olursa yine abarttığım kesin.
-Karen!
İsmimin sinir yüklü seslenişini duyunca korkuyla irkildim, aniden başımı kaldırıp sınıfa bakınca hayal dünyamdan çıktım, etrafa göz gezdirdikten sonra tüm dikkatlerin bende toplandığını anladım. Öğretmen kızgındı, sınıftan bir uğultu yükseldi bana bakarak gülüyorlardı ama kimin umurunda ki. Sıradan sarkan ayaklarımı sallamaya devam ediyordum, yüzümde ki salak tebessüm silinmişti yerini meraklı bakışlara bıraktı. Dikkatimi öğretmene toplamaya çalıştım.
-Benim dersimde sana cam kenarına oturmayı yasaklamıştım. Neden oturdun oraya?
Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken sınıftan başka birisi lafa atıldı. Oldukça çalışkan ve sinir bozucu bir kız olan Rümeysa'nın yüzünde sinsi bir gülüş vardı, beni ispiyonlama'nın hazzını yaşadığı belliydi.
-Diğer öğretmenlerde yasakladı ama Karen dinlemiyor, yerini dolu görünce tartaklayarak kaldırıyor bizi!
Rümeysa'ya gözlerimi devirip tekrar öğretmene döndüm, tam açıklama yapacakken yine sınıftan başka birisi lafımı kesti. Sınıfın komedyeni olan Arda, kilolu ve uzun birisiydi. Yüzünden sinir okunsada o da Rümeysa gibi haz alıyordu beni ispiklemekten. Dersten önce yaşadığımız kavganın öcünü almaya çalıştığı belliydi.
-Evet öğretmenim! Bu gün ben oraya oturmuştum ama beni zorla kaldırıp kendisi oturmak istedi izin vermeyince de kolumu büktü.
Bunları anlattığı için onu pişman edecektim, Arda'ya gözlerimi kısıp sert bakışlar fırlattım, yerine hemen oturması şimdiden pişman olduğunu gösterir gibiydi. Tekrardan öğretmene döndüm, merakla bana bakmış söyleyeceklerimi bekliyordu.
-Öğretmenim ben başka yere oturunca rahat edemiyorum.
-Rahat edemiyorsun?
-Evet. Ayrıca dersi de dinleyemiyorum, buraya oturunca daha iyi anlayabiliyorum anlattıklarınızı.
-Demek öyle... Tahtaya gelde ne kadar anladığını görelim.
İçimden "yandın kızım sen" diye geçirdim, alt dudağımı ısırırken oturduğum sıradan yavaşça ayağa kalktım, ağır adımlarla tahtaya ilerledim. Tüm sınıfın gözü şu an benim üzerimdeydi, başım eğik bir şekilde tahtanın karşısında durdum. Zaten hiç anlamadığım matematik dersinde birde öğretmenin beni gafil yakalayarak tahtaya kaldırması çok kötü olmuştu.
-Çöz bakalım tahtada ki soruyu.
Ben tahtaya tahtada ki soru bana baktı. Aklımdan şöyle mi olur böyle mi olur diye geçirdim ama nafile ben bu soruyu çözemezdim.
-Çözemem... Çözmekte istemiyorum zaten!
-Çık dışarı!
Sınıftan tekrar bir uğultu yükseldi, tek kişinin bile bu duruma üzüldüğünü sanmıyorum, sanırım herkes içinden "ohh olsun" diyordur. Hışımla sınıfın kapısına yöneldim, kapıyı kapatırken ne çok hızlı ne de çok sert olmak üzere ama sinirimi yansıtacak derce de kapattım. Koşarak merdivenlere gittim, ikişer ikişer indim merdivenleri. Okulun bahçesine ulaştığımda hemen bahçenin arka tarafına geçtim. Arda'nın bisikleti bir ağacın kenarında duruyordu, yanına gidip hemen atladım üstüne, pedallara basarken bu sefer benim yüzümde sinsi bir gülüş vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/154230041-288-k230018.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-KAÇIŞ-
ActionSahip olduğumuz zeka bize her zaman kapıları aralamakta yardımcı olur. Sınavları geçersiniz, iş bulursunuz, zorlukları çözersiniz, doğru tercihler yaparsınız vesaire. Peki ya hiç zekanız yüzünden başınız belaya girdi mi? Hayatınız ve sevdikleriniz...