2.BÖLÜM:"İFADESİZ"

16 3 0
                                    

Bölüm şarkısı: Nu'est W- Deja vu
Desteklerinizi eksik etmeyin lütfen...
.
.
.
.
.

"Efendim kız uyanıyor galiba."

Bu adamda kim? Bizim kampta neden bir erkek var ki?

Hafızam yavaş yavaş kendine gelince bir an ölmek istedim. Ben hangi kafayla sesleri duyduğum halde burada kalmayı sürdürdüm? Yetmedi birde adamları iş üstünde izledim.

-'Hadi izlediğin filmleri takmadın okuduğun kitaplarıda mı takmadın?'-

Ben ne salak bir kızın iç sesiyim.'diyen iç sesim ile kendime yine sövmeye başladım ve korku ile gözlerimi açtım.

Karşımda yine o beş takım elbiseli adam yani iç sesimin tabiri ile taşlar.

İyide ben neden sandalyede oturuyordum?

Yoksa beni diğer adama yaptıkları gibi linç mi edecekler ya da direkt uğraşmayıp kafama mı sıkacaklar. Aklıma gelen şeyler ile gözlerimi sımsıkı kapatıp:

"Bakın beni öldürmek istiyorsanız bayramı bekleyin yani neden diye sorarsanız b..ben öl-öl-ölmek için çok gencim demeyeceğim ama öyleyim yani ben daha ibadetlerimi tam yapmadım. Yani yanlış anlamayın hacca gitmedim mesela. Sonra..."

Ben bunları söylerken tek tük gülme sesi ve lafımı kesen bir bağırma sesi. Herhalde adı Ateş'ti.

"YETER! Ne kafa ütüledin lan! Sahi seni şimdiye kadar neden öldürmedim ben?" dedi ve belindeki silahı çıkarınca aralarındaki herhalde tek sarışın olan çocuk Ateş'in kolunu tuttu:

"Ne yapıyorsun kardeşim? Bekle bir derdini öğrenelim."dedi.

"Ege,saat olmuş 8 biz hala burada bu küçük kızla konuşuyoruz. Hem öldürmek için sebebim de var o adama işkence ederken bizi gördü."

Adının Ege olduğunu öğrendiğim çocuk bana dönüp gülümsemesini gösterdi yani düşüncem o kafamı kaldırmıyordum daha doğrusu kaldıramıyordum. Ayaklarından anladığım kadarıyla birisi biraz yaklaşıp yere çöktü.

"Bak senin gibi küçükleri hele ki kızları öldürmek hiç adetimiz değildir. Senden istediğimiz şey ise buraya nasıl girdin? Sonuçta dışarısı koruma dolu ve senin gibi küçük bir kızın o adamları kolayca geçmesi inanılır bir şey değil."

O böyle söyleyince kafamı kaldırdım ve herkesi inceledim. 7 ye yakın ve bana yalvarır gibi bakan....yalvarır gibi mi? Taşların yanında duran 7 koca cüsseli adam bana yalvarır gibi mi bakıyordu?

"Eğer çok konuşuyorum diye bölmezseniz anlatırım."deyince Ateş denen adam göz devirmiş ve diğer dört kişi de yüzlerini çevirip gülmemeye çalışmıştı.

"Ben lise son sınıf öğrencisiyim. Buraya okulumuz iki haftalık kamp için getirdi. Bir arkadaşımla ormanın önündeki çeşmeden su doldururken fark ettikki güvenliğimiz orada yoktu ve beş şişe olduğu için ben arkadaşıma önden gidip kamptan birisini yardıma getirmesini istedim. O gidince ormanın içinden 'imdaat!'diye bir ses duydum ve aklıma ilk gelen şey o bağırma güvenliğimizin bağırması olabilirdi. Bende bu yüzden hangi kafayla gittim bilmiyorum ama sesi takip ettim. Arkamdan birisi 'hey sen dur orada!' diye bağırıncada zaten korktuğum için tabanlara kuvvet dedim ve koşmaya başladım. Önüme bu depo çıkıncada hiç düşünmeden içine girdim."

Ben olayı anlatana kadar ismi Ege olan adam ve diğer dört kişi beni pür dikkât dinledi.

"Saf mısın?"

Diyen adama baktım. İsmini bilmiyordum ama dediği şeyin beni sinirlendirdiği kesindi.

"Katılıyorum kardeşim ve sen küçük bayan her duyduğun sese gidiyormusun. Hele ki ormanlık bir alana tek başına giriyorsun?"dedi diğer adam.

Ben onu da tanımıyordum. Ben zaten ismi dışında buradaki kimseyi tanımıyordum da neyse.

"Bakın ben bir insanım ve doğal olarak birisi acı çekiyorsa ve yardıma ihtiyacı varsa ona yardım etmek istemem doğal. Hem ince düşünüp kendimi o kişinin yerine koyduğum zaman birisi benim çığlığımı duyduğu halde yardımıma gelmiyorsa, bu beni üzer."deyip kestirip attım.

"Tek başına mı o kişiye yardım etmeye gideceksin? Hem o kişi senin tek başına gelip kendi başını da tehlikeye atmanı ister mi? Birde o ince düşünceli beyninden bunu bir düşün bakalım." Tamam işte bunu beklemiyordum. Ateş denen adamın dediği şeyi bir an düşündüm.

"Ama onu kaçıran kişinin ne kadar tehlikeli ya da kaç kişi olduğunu bilmiyorsun. Bu senin ona yardım etmene engel olacak bir şey değil."dedim.

Dediğim şeyi beynimde tarttığım zaman iyi demiştim... Ahh kimi kandırıyorum? Karşımdaki kişi hayatı boyunca kim bilir kaç kişi öldürdü? Bir gangster ya da mafya olma ihtimali bu kadar yüksekken ben kendi salaklığımla bu adama kafa tutuyorum.

Deponun içinde yükselen sesle birden herkes sustu. Bu benim telefonumdu ve lanet olsunki zil sesim

'VİTAMİN adlı grubun İSMAİL 2 şarkısıydı'

Ömrüm boyunca daha ne kadar utanabilirim bilmiyorum. Beş adam birden kahkahalara boğulunca ben onların bu kadar güzel gülebildiğine mi şaşırsam yoksa rezilliğime mi yansam bilemez halde yere dikmiştim gözlerimi.

"Bu..bu müzik için -ahahahha- çok düşündün mü gerçekten?" dedi gülmekten kendini zor durdurmuş Ege. Diğerleri gözyaşlarını silip Ege'ye katıldılar. Arayan annemdi. Ateş arayana baktı ve açıp hoparlöre aldı.

Onlara bakıp konuştum. Bu adamlardan tırsıyordum.

"E-efendim."dedim. Neden kekelemiştim. Annem birden telefonda bağırınca donup kaldım.

"Ali ben sana demedim mi bu işte bir şey var diye. Öğretmenlerin arayıp şikayet etmemesinden zaten işkillenmiştim."demesiyle babamın telefonda sesi duyuldu.

"Hanım, kız 'efendim' dedi ne kendi kendine tezler ortaya atıyorsun?"dedi. Ahh canım babam.

"Bende ondan işkillendim ya. Bu kız ne zaman bana efendim dedi?"annemin bunu demesiyle göz devirdim.

"Anne her arayışında efendim diyorum."dedim.

Öyle diyordum. Yani bir nevi. Off demiyordum tamam kabul.

"Sen onu benim külahıma anlat."diyen annemle gözlerimi kocaman açtım. Ah anne ah beni rezil ettin annem.

"Anne tamam neden aramıştın? Gül simalimi özledin?"dedim. Annem kahkaha attı.

"Gül simalin mi? Ben sana gitmeden önce kıyafetleri makinaya at demedim mi? Buna kızmak için aradım. Ah bacaksız, ah kafasız, ah benim deli kızım bir kerede anne sözü dinle."diyen annemle yine ve yine göz devirdim.

"Anne söz veremem ama dönünce yaparım. İstediğin her şeyi. Annem, babam bana beni sevdiğinizi söyler misiniz. Sizi çok seviyorum. Benim için 'Sokaktaki Kuçucukları Koruma Derneği' me iyi bakın olur mu. O Hayriye kadınının sakın başa geçmek için oynadığı oyunlara kanmayın. Bu son vasiyetimdir."dedim beş taş...adama bakarak.

"Kız! Düzgün konuş deli etme beni. Ne saçma sapan konuşuyorsun. Hadi kapat. Kendine iyi bak. Dikkat et."dedi. Ay ben şimdi ölürsem kim gidip canım ciğerim annoşuma sarılıp da yanaklarından öpecekti? Telefonu kapattıktan sonra beşliye baktım. Hepsinin yüzü anlamayacağım şekilde aynı bakıyordu.

  'İfadesiz'...

~AHLA~...《MİRASÇILAR SERİSİ 1》 (Ateş VURGUN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin