Evet arkadaşlar uzun bi aradan sonra tekrar ben.. Lafı uzatmadan hemen hikayeye geçmek istiyorum çünki biliyorum ki sizde en az benim kadar bu yazılardan nefret ediyorsunuz. O zaman canlarrrr ## İYİ OKUMALAR...
ASRIN'IN Azından;
Telonumu yere düşürdüğümde sanki telefon değilde ben düşmüşüm gibi "hiiiii" dedim ve hızlıca eğilip telefonuma baktım. Allahtan düştüğü yer kumdu.
İyice sağına soluna baktıktan sonra sağlam olduğunu anladım ve çarptığım kişiye bakmak için kafamı galdırdım. hiç kimse yoktu. Abim telefonumun çaldığını duyunca yan taraftaki takıcıya doğru gittiği için onunda hiç bişeyden haberi yoktu.
Ayağa kalktığımda yanımda duran çubukun göz hizamda bulunan bölgesine küçük bi kağıt asıldığını gördüm. Ne olduğunu anlamak için onu aldım.
İçimde garip bi his vardı. Sanki azıcık korku azıcık heyecan gibi bişeydi.
Kağıda baktığımda içine küçük bir resim yapıştırıldığını gördüm. Resim de bir papatyanın üstünde uğurböceği vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne anlama geldiğini çok merak etmiştim. Tam "belki başkası yapıştırmıştır" dicekken altındaki "ASRIN " yazısını görünce afalladım.
"Kağıdı buraya asan kişi aldığımda ne tepki vereceğimi merak eder ve buraya bakar" düşüncesi ile etrafıma baktım. Ama bana bakan tek kişi abimdi. Abim yanıma yaklaşarak elimdeki kağıda baktı.
"bu ne Asrın?" elimdeki kağıda bakarak konuşmuştu. Bende kağıdı biraz havaya kaldırarak "ah bi bilsem" Dedim.
Eren " Asrın daha elindekinin ne olduğunu bilmiyosun... " dedi ve duraksadı. Bişey düşünür gibiydi. Sonra aniden sanki aydınlanmış gibi "pekii ismini soranlara nasıl cevap veriyosun" dedi.
Bende yine umursamaz tavrımı takınarak "Senin kafan lahanayla felan mı çalışıyo abi yaa" dedim sinirlenmeye başlarcasına.
Eren"tamam be bi şaka yaptık. "sonra elimdeki kağıda bakarak ciddileşti. Ardından" baboş şu işi başından anlatsana sen bi yaa" dedi.
İşte Eren'i bu yüzden seviyorum abi yaa. Çünkü nerede ne tepki vermesi gerektiğini biliyo. Ayarlı bi çocuk.
Dediği şey ile elimdeki kağıdı hatırladım ve kağıdı Eren'e uzattım. Sonra olanları anlatmaya başladım.
Eren anlamsızca yüzüme bakmıştı. Normalde o konuşmasada gözleri her şeyi ortaya sererdi ama bu sefer sanki bi boşluğa bakarmış gibi hissizce yüzüme bakıyordu. Aniden gözlerinden düşündüğünü anlatan bakışlar kaçıverdi.
Anlaşılan aklına bişe gelmişti. Kafasını yere eğmişti. Eren'e "ereen hadi ama ne oldu anlatmicak mısın?" diye sorduğumda kafasını yerden kaldırdı ve bana bakarak "papatya... " dedi. Çok ciddi gözüküyordu. Sonra sözlerine devam etti "Vee... Uğurböceği.... "tekrar duraksadığında artık sabredemeden" Eeee? "diye sordum. Duru'da merak etmiş olucakki " Eren çatlatma insanıııı"diye söylenince Eren
" ya ama hevesimi kırdınız. Söylemicem bulun "dedi ve olduğu yere bağdaş kurarak oturdu.
Az öne konuşurken çok ciddi gözüküyordu. Nasıl olduda ani bi şekilde tekrar şebekleşti bu diye düşünmenin verdiği şaşkınlıkla abimin yanımızda olduğunu unutup" yoğğğ amk bu nasıl bi duygu değişimidir. "dedim. Dediğim şeyin farkına varınca kafamı yavaşça abime dönderdim ve masumca sırıtarak" abi valla Eren benim dengemi alt üst etti. Yoksa sen biliyosun senin yanında böyle konuşmam"dedim. Sonra kırdığım potu fark eden abim tek kaşını kaldırarak "he yani başkalarıyla böyle konuşuyosun öylemi abicim"dedi. Abime zoraki bi gülümseme göndererek Eren'e döndüm. Dikkatimi erenin beş altı metre arkasında kapşonunu kafasına kapatmış biri çekti. Kapşonu kapalı olduğu için yüzü gözükmüyordu. Çok tanıdık gelmesine rağmen önemsemeden abime dönüp "ya bunları unutalım artık. Ben gondola binmek istiyorum diyerek ağzımı kulaklarıma kadar uzanacak şekilde açarak sırıttım. Abim hemen elimi tutarak beni jeton almak için çekiştirdi.
Birlikte jeton aldıktan sonra gondola doğru yürüdük. Eren ve Duru'yu başbaşa bırakmak için abimle dolaşıyordum. Normalde olsa Duruyu elimden kimse alamazdı.
Gondolun içine yerleşip kemerlerini kapattıktan sonra yerime iyice yayıldım ve abimin elini tuttum. Kapşonlu çocuk yine gözüme çarpmıştı. Gondolun ön taraflarında tabureye oturmuş dimdik gondola bakıyordu. Nereye baktığını anlayamamıştım. Sadece ağzı gözüküyordu birazcık.
Akşama doğru:
" Ya abi ben artık sıkıldım. Gitsek mi " Diye sorunca Duru"aaaa hem gelmek için yalvarıp hemde erken gitmeye çalışıyorsun"dedi. Eren'de onu onayladı. Canlarını sıkmak istemediğimden "yaa ne abarttınız hadi sıra ismi sanırım makas olan alete binmeye geldiiiii!!" dedim el çırparal makineye doğru hızla yürümeye başladım.
Eve varınca :
Üzerimdekileri çıkardım ve toplu bi şekilde dolabımda yerleştirdim.
Sonra tam pamuk gibi yumuşak şortumu giyecekken dolabıma koyduğum elbiselerime bakıp tek gözümü kısarak " vaay ben ne zaman toplu bi kız oldum yaa" dedim ardından dolabımın içine atlayarak herşeyi birbirine kattım. Sonra şaheserime bakıp"ahh böylesi daha iyi "diyerek gülümsedim.
Şortumu ve üstünede atletimi giydikten sonra leptobu aldım ve yatağa uzandım. Parkta bulduğumuz kağıt aklıma geldi.
Ve gelmesi ile yataktan sıçramam bir oldu. Yataktan hızlı kalktığım için başım dönmüştü. Yere düşmemek için yatağa oturdum. Kollarımı arkama yaslayıp kağıdı nereye koyduğumu düşünmeye başladım ama bi türlü hatırlayamadım. Yataktan bu sefer yavaşça kalkarak dolabıma gittim.
Dolabın önüne oturdum. Gariban gariban dolaba bakarken iç sesim "demekki insanlar boşuna düzenli olmuyolarmış. Bak az önce çıkarttıklarını birbirine katmasaydın şimdi boş boş ümitsizce dolaba bakmicaktın."iç sesimin haklı olmasıyla daaha çok sinirlenip "sen bi kessene sesini ! Hem sen niye hep kötü bişiy yapınca benimle konuşup beni aşşaalıyosun? İyi bişiy yapınca nerdesin? konuşma benimle yaa istemiyorum allah allaaaah!!!!!" diye kendi kendime bağırmaya başladığımda camdan bi tıkırtı geldi.
İrkilerek yerimde sıçradım. Ayağa kalkıp cama doğru gittim .Pencereye yaklaştığımda camın dış yüzündeki kağıdı farkettim. pencereyi açıp kağıdı aldım.yine kareli bi kağıdın üzerinde içi düzensizce boyanmış sarı iki tane kalp vardı.💛💛 (gamzelime gelsin)
Kağıdı alıp içeri girdiğime kağıdı elimde evirip çevirmeye başladım. İyice kendime yaklaştırdığımda ışık sayesinde kağıdın bazı yerlerinde iz olduğunu farkettim. Kağıdı masanın üstün koyup kalemi hafifçe üzerinde gezdirmeye başladım . Kağıdın üstünde harfler belirmeye başlamıştı. Anlaşılan kağıdı bırakan kişi bişiyler yazıp silmiş. Harfleri okunaklı olana kadar boyadıktan sonra kafamı eğip okumaya çalıştım. Büyük harflerle "ÇOK ÖZLEDİM GÜZELİM"yazıyordu.
Evet arkadaşlar bu bölümde bitti bi çoğunuz bana özelden "kitabın adı yeni okulum ama kitapta okulla alakalı neredeyse hiç bişiy yok " gibisinden mesaj atıyo. Evet böye düşünmeniz gayet doğal. Çokta haklısınız ama ben kitabı bi plana göre yazıyorum okuldan bahsetmek için henüz çok erken . Lütfen birazcık anlayış gösterin🙏🙏.
Yeni bi bölümde görüşene kadar çoooooooooooook MUTLU VE HUZURLU KALMANIZ DİLEĞİYLE...🖤🖤🖤