Yukarda Deniz Arel Karayel'i görebilirsiniz. İyi okumalar.
Okyanus Karayel
Hava her zamankinden daha sıcaktı bugün. Henüz Eylül ayının sonlarında olmamıza rağmen normalde oldukça serin olan hava bugün sıcak ve hatta nemliydi. Havaya uyumlu olarak bugün okul gömleği giymeme kararı verdim. Yataktan kalktıktan sonra yüzümü yıkadım ve ahşap dolaptan mavi lakos ile siyah okul eteğini çıkardım. Üstümü değiştirirken çalan telefonum ise beni şaşırtmıştı. Tuhaf değil mi telefonunun çalmasına şaşılması...
Ablam Arıyor...Telefona biraz daha bakarsam kapanacağını bildiğimden açtım ve kulağım ile omzumun arasına sıkıştırdım.
-Efendim ablacım?
- Günaydın minik kuş okulda mısın?
- Yok abla hazırlanıyorum çıkıcam şimdi. Sen beni aramazdın hayırdır?
- Baktım sen aramıyorsun kaç gündür ben arıyım dedim. Ateş' te yanımda şimdi. Diyoruz ki haftasonu atlayalım arabaya gelelim yanına. Bir planın var mı?Bak işte bu tuhaftı. Ablam kolay kolay beni aramazdı genelde abilerimden birine aratırdı şimdi araması yetmez gibi gelmek mi istiyordu?
-Yok. Olanım yok ama sen ciddi misin?
-Evet burdan çok sıkıldım uğraşacak kimse yok bizimkilerde hep sevgili yaptı. Okul değiştiricez yine galiba.Ah evet birde şu okul değiştirme. Ablam ve abim asla bir okulda 1 seneden fazla kalmamıştır. Ya atılır yada sıkılıp ortam değişikliği yapmaya karar verirlerdi...
-Harika. O zaman görüşürüz bir kaç güne.
Ardından Ateş abim ile de konuşup kapattık telefonu.
Hazır olduğumda saçımı da at kuyruğu yaptım ve otelden çıktım. Ah evet otelde kalıyorum. Yurttan atıldım ve bu yakınlarda bir kız yurdu yok maalesef. Her neyse...
"Sevgili okuluma" vardığımda her zaman olduğu gibi gözler bana döndü. Aptal insanlar... Sırt çantamın kollarına sıkıca tutundum ve ilerlemeye devam ettim. Sonunda okul binasına gireceğim sırada o lanet sesi duydum.
- Hey sarı. Yakanı boşuna kapama bence.Bahçede her sabah olduğu gibi gülenler ve bana acıma dolu bakışlar ile bakanlar ortaya çıktı.
Umursamaz bir şekilde yoluma devam ettim. Sonunda sınıfa geldiğimde çantamı cam kenarında olan her zamanki sırama koyup kantine indim. Daha erken olduğu için birkaç birinci sınıf dışında bomboştu kantin. Tost ve kahve alıp bir masaya oturdum. Tostumu çiğnerken bir sıcaklığın başımdan aşağı döküldüğünü hissettim ve çığlığım okul koridorlarında yankılandı. Kahrolası kız üstüme sıcak çay dökmüştü. Alara ve arkadaşları bana alayla gülerken istemsizce gözlerim doldu.
- Yazık Bücür yandın mı? Kıyamam.Onun konuşması ile göz yaşlarım döküldü ve hızla oradan kalkıp okul dolabına gittim. Her zaman olan bu olay artık tedbirli olmamı sağlamıştı. Dolaptan yedek kıyafetlerimi çıkardım ve soyunma odasına koştum. Bu esnada beni gören herkes fısıldaştı. Ne kadar fısıltı denirse... Mavi gömlek ve siyah eteğimi giydikten hemen sonra 10/B sınıfına gittim. Sınıfa girdiğimde çantamda ki herşeyin yerde olduğunu görmem ve bunu yapanın kim olduğunu bilmem sinirimi arttırdı. Yerdeki kitapları ve kalemleri toplarken bana ait olan pedi uzatan Atakan bana alayla baktı. Buna karşılık öfke ile ona bakıp elinden pedi hızla aldım. Çantamı toparladıktan hemen sonra zil çaldı. Bugünü de bu kadarla atlatıcaktım sanırım...
Ne yazık ki yanıldığımı son teneffüste kötü bir şekilde anladım. Kantine çikolata almaya inerken Yaren' in bana çelme takması ve yere yapışmamın ardından etraftakiler kahkahalara boğuldu. Kalkmaya çalışırken elimi güçlü bir el tuttu ve beni kaldırdı. Baktığımda bunun Can olduğunu gördüm. Ancak alay dolu bakışları ve yanındaki iğrenç adam bunu iyilik olsun diye yapmadığını kanıtlar nitelikte gözüküyordu. Furkan bana küçümseyerek baktı ve elindeki pembe tamamen dantelden olan tangayı elinde salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Yeşili
RandomÖncelikle herkese merhaba. Bu kitap klişe hikayelerden sıkılan masum ve sakar, erkeğin her dediğini korkup yapan kızlardan bıkanlar için. Küçük kız kardeşinin onu ağlaya ağlaya araması Arel Deniz'in öfkesine ve intikam alma hırsına sebep...