1. BÖLÜM 👻

63 6 17
                                    

Multimedia: Esila

Bu benim üçüncü hikayem.. bu diğerlerinin konusuna göre çok fazla fark atıyor.

İyi okumalar.. 🌹

"Balığı ayıkla dedim, derisini yüz demedim" burnumdaki mandalı çıkarttım. Karşımdaki balığa baktığımda miğdem bulandı. Tabi buna balık demek ne kadar doğru olurdu orası ayrı. "Abla ben sana kaç kere söyledim şu yemek işlerini beceremiyorum diye!"  Bana kaşlarını çattığında ofladım.  "Ablaya oflanmaz melodi. OFLANMAZ"
"Ya ne yapılır abla?"  Diyerek ellerimdeki eldivenleri çıkarttım. "ONlanır ahahaha" yaptığı kötü espiriyle suratımı buruşturdum. "Ben yapmıyorum yemek falan ya. Yemeğe olan aşkım da kalmadı sayende abla çok saol." Kısa süre sonra zor da olsa yemeği yapabilmiştik. "Ne yapıyorsun sen orada?" Ablamın çığırmasıyla suratımı buruşturdum. Nevresimin ucunu biraz daha çekiştirdikten sonra uzaktan inceledim. Akvaryumumun heryerini örtebilmiştim.

Ne ? Balık yerken akvaryumdaki balıklarım ürkebilir.

"Ablacım ben uyuyorum. Yarın okulum var" diyerek ablamın yanağına sulu sulu öptüm.
"Ben erken çıkıcam evden şimdiden vedalaşalım" ablam bana kocaman sarılırken dolan gözlerimi saklamaya çalıştım. "Görüşürüz abla"   "Görüşürüz ablacım"
...

"Kanka al " Serkan'a öpücük atıp elindeki en sevdiğim nane şekerini kaptım ve hızla açıp ağzıma birtane şeker attım. Bana anormal bakışlar atan arkadaslarıma omuz silktim. Kısa süre sonra biz koyu bir sohbete dalmışken omzumda bir el hissettim. Arkama döndüğüm anda yüzümü buruşturup önüme geri döndüm. Bu bana her fırsatta yavşayan Dolunaydı. Onu görmemezlikten gelerek önüme döndüm ve ağzıma bir tane daha şeker attım. "Niye beni takmıyor bu kız?" Dedi bıkmış bir ses tonuyla. Ben ağzımı açmış tam birşey söyleyecekken, yanımda oturan Cansın -biliyorum ismi çok tuhaf- konuştu. "Prezervatif olsan bile seni takmam Dolunay. Hala neyin dersindesin kardeşim sen?" Dedikten sonra gülmemek icin kendini zor tutan Serkan'a baktım. Dolunay bozulmuş bir ifadeyle yanımızdan ayrılırken Serkan kahkahasını serbest bıraktı. "Biraz fazla mi ileri gittiniz sanki?" Dedim gözlerim ikisinin üzerinde mekik çekerken. Serkan kolunu omzuma atıp beni kendisine çekerek konuştu. "Melodi, melodi, melodi" Dedi ayıplar gibi. "Çok duygusalsın be kardeşim." Omuz silktim. Öyleydim. Cansın bana baktı. "Hadi çantanı kap gel maviş bu ders fizik. Tugay hoca giriyor. Girmeyelim bu ders" basımı sallayıp çantamı sırtlandım ve Cansını takip ettim. Okulun çıkış kapısından ilk önce atladı. Aşağıdan bana beklentili gözlerle bakınca eteğime baktım. Yırtılabilirdi..

"Hadi atlasana maviş!" Diye bağırdı. "Tamam da eteğim yırtılacak!" Ellerini iki yana açtı. "Atlarsan tutarım" Dedi ve göz kırptı. Gülümsedim. Başımı -olumlu- anlamda salladım. "Atlıyorum! " "Atla hadi" kahkaha atıp onun kollarına attım kendimi. Dizlerimin altından ve ensemden yakaladı. Kollarımı onun boynuna doladım. "Yerin rahat geldi galiba" gülümsedim. "Evet. Cansın valla" beni bırakmasıyla yere yapışmam bir oldu. Popomu ovuşturup yüzümü buruşturdum. "Seni pis odun!" Eğildi. "Bu odun senin icin yanıyor" ayağa kalkıp önden önden yürümeye başladım. "Ha-ha-ha!" Çantamı cansın aldı ve koluma girdi. Yaklaşık beş dakika bir sureden sonra evimin önüne gelebilmiştik. "Hadi görüşürüz fıstık" "Görüşürüz yakışıklı" çantamdan anahtarımı çıkarırken eve birisi daha girdi. Ama terk fark, benim gibi anahtarla girmek yerine, duvarın içinden geçmesiydi..

Seni Görebiliyorum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin