BÖLÜM 5: EN DERİN BAŞLANGIÇ

77 8 7
                                    


Evrenin başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar olan bütününde her zaman mucizelere inanan taraf olmuştum. Evrenin var oluşu dahi bir mucizeydi. Efsanelere gebe kalan evrenin nokta kadar küçük bir kısmını kaplayan bu şehrin bu odasında boynumdaki kolye de bir mucize gibiydi.

Buraya adım attığım andan beri oluşan olayların her defasında bu çocuğa çıkmasını beklememin bir sebebi olmalıydı. Ya da vardı.

Parmaklarım buz keserken aldığım sık nefesleri düzene sokmak için bir süre bekledim. Kahverengi gözlerindeki ışıltı sol tarafımda oluşan o ince sızıyı yeniden oluşturmaya yetmişti. Onun eli de karnının biraz altına yerleşmişti.

"Sen Affan olmalısın?"

"Sen de yeni gelen kız olmalısın." gözleri gibi koyu olan kahverengi saçları kapişonunun altında dalgalı halde dururken duru yüzü insanın kalp ritmiyle oynuyordu. "Varlığımdan haberdarsın demek." yeniden arkasındaki masaya dönerken hafif gülüşünü işittim.

"Uzun yıllar sonra kasabaya gelen ilk yabancısın, varlığın büyük yankı uyandırdı." yukarıdan bedenime bakıp yüzümü buruşturdum. "Ya, ne demezsin?" masanın üzerine yığmış olduğu ansiklopediye benzeyen garip kitapları incelerken öylece arkasında duruyordum. Benden ses çıkmadığını farkedince dönüp gözlerime baktı. Sızı biraz daha arttı, ikimiz de aynı anda derin bir nefes aldık.

"Az önce Afaroz diyordun, geleli daha birkaç hafta olmuşken orayı nasıl öğrendin?" rüyalarımı anlatmamın doğru olup olmayacağını henüz bilmiyordum. Bir efsaneymiş gibi anlatılsa da Affan'ı henüz tam anlamıyla tanımıyordum. "Seninle aynı cümle içerisinde çok duyunca araştırdım, şehrin tehlikeli bölgesiymiş." vücudunun tamamını bana taraf döndürüp kalçasını masaya dayadı.

"Tehlikeli değil de daha çok gizemli tarafı diyelim. Sonuçta orada neler olduğunu bilen kimse yok." işaret parmağımı havada sallayıp gülümsedim. "Mantıklı."

Bir süre öylece birbirimize bakmaya devam ederken birkaç dakika önce buz kesen kolye ısınmaya başlamış ve boynumu yakmıştı. İnce bir inilti dudaklarımdan firar ederken bedenimi geri çekmeye çalışıp kolyenin zincirini parmaklarımın arasına aldım. "Ne oluyor sana ya?"

"Ne o?" ağır adımlarla bana ilerlerken eli yine aynı yere gitmişti. O da bir şekilde benim yanımdayken etkileniyordu ama neden? Sesimi çıkarmadan bana yaklaşmasını izlerken yüzüne daha yakından bakma fırsatı yakalamıştım. Sol gözünün altında ve yanaklarında ona yakışan küçük benleri vardı. Buğday bir tene sahipti ve yüz hatları gerçekten çok güzeldi. Siyaha yakın gözleri kolyenin üzerindeyken saçları hafif alnına dökülmüştü.

Nefesim kesilirken elini uzatıp kolyeye dokunduğu an ayaklarımı yerden kesecek enerji hissettim damarlarımda. Yüzünü buruşturup hızla elini çekerken bir iki adım geriledi. Bakışları çok kısa bir an gözlerime tırmansa da hemen kolyeye inmişti.

"Seni evine bırakayım." yanına geldiğim andan bu yana yeni farketmiş gibi üzerimi inceledi. "Pek... İç açıcı geçmemiş partin anlaşılan, bu şekilde eve gidemezsin."

"Arkadaşların gereğinden fazla cana yakın." masadaki eşyalarını alıp cebine yerleştirirken söylediklerimle bir an duraksasa da yeniden devam etti. "Bu şehirde arkadaşım yok."

"Eftalya? Onunla da mı arkadaş değilsiniz?" hafif gülümseyerek yeniden bana doğru yürürken kalbim boğazımda atmaya başlamıştı, gülüşü gerçekten çok güzeldi. "Değiliz. Eftalya benim için çok başkadır."

Nefesim boğazımda düğümlendi bir an. Öylece durup bana bakan gözlerine baktım.

Eftalya benim için çok başkadır.

AFFAN - SAKLI ŞEHİR SERİSİ ~1 #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin