Selam gençler.Doğrusu aklımda o kadar güzel şey var ki hangisinden bahsetsem diye düşünmekten bölüm yazamıyorum:).Umarım beğenirsiniz.Bölüm uzun yazmamı isteyen Rumeysaizm0 icin daha uzun yazilmistir.Kendisine ,destegine,güzel kalbine teşekkur ederim.Vee en guzel,en tatlış,en sevimli,en övülesi,en hınzır ,en şapşik takipçim ccerenkoc a da destegi icn teskkur ederim.(umarim mutlu olmustur:)) Goccukpandam.Bolum ithafi icin onlara söz verdim,bu yuzden seni etiketlemiyorum,Ama sen benim ilk göz ağrımsın,alınma canım <3 iyi okumalar...(Ne cok konustum be )
Çocuklara çagın sorunlarını sıralamak beni ruhen yormuştu.Onlara hayatın güzelliklerini,hayal edebilmenin eşsizliğini,umudetmenin kudretini anlatmak isterdim.Fakat olgun bir insan bardağın dolu tarafını da boş tarafını da aynı incelikle bilmeliydi.Zil çaldığında bana bakan koyu kahveleri bir kenara bırakıp ,çocuklardan biraz beklemelerini istedim.Ve devam ettim.
-Hepiniz yeterli ve yetersiz yönlerinizi bilebilecek zekaya ve olgunluğa sahipsiniz çocuklar.Fakat her bireyin ,yetişkin ya da genç farketmez,bazen ne yapacağını bilemediği durumlar olur.Bocalarlar.Siz de eğer böyle bir durum içindeyseniz birine akıl danışmaktan çekinmemelisiniz. ben ya da başka biri .Beni anladığınızı biliyorum.Sizden istediğim bir şey var.Çocuklar merakla bakıyordu.Bana içinizden geçenleri yazmanızı istiyorum.Bu bir ödev veya zorunlu bir şey değil.İsminizi yazmasanız da olur.Sadece okuyacak ,kim olduğunuzu bilmeden cevaplacak ve masanın üzerine kağıtlarınızı bırakacağım.Fazla beklemek istemiyorum bu yüzden dersim olmamasına rağmen yarın gelip bu işi halledeceğim.Çocuklara samimi ve anlayışlı bir gülümseme yolladım.Çıkabilirsiniz.Müdür beyin içerde kalmasından benimle konuşacağını anlamıştım o da zaten uzatmadan lafa girdi.
"Sahra hocam,öğretmen kazanımları diye bir şey var,bilmem haberiniz var mı? Öğrencilerle canınızın istediği gibi konuşamazsınız.Ama doğrusu baktığınızdan bile emin değilim.
Böyle bir çıkışı hiç beklemediğimden olacak biraz şaşırdım ,daha sonra çabukça kendimi toplayıp,
-"Kazanımlardan bu hafta bahsetmem gereken şeyin 'gelecek planlamasının önemi ' olduğunu bilecek kadar haberim var.Fakat önce çocukların şimdi den haberdar olmaları gerekiyor.Kastettiğiniz şey sınavsa çoktan bir sunum hazırladım .Öğrencileri sınıf sınıf odama çagırıp meslekler ve planlı çalısma konusunda bilgilendirecegim.Bunları size aktaracaktım.Ama uzlaşmasız tavrınız beni zor durumda bırakıyor.dedim hiddetle.
-Bunları görevinin ilk dakikalarında bana kaba olduğumu söylemiş biri mi anlatıyor?Bir dilekçe yazıp hakkınızda soruşturma başlatabileceğimi yahut mufettiş isteyebileceğimi biliyorsunuz degil mi ?
-"Elbette biliyorum .Tabi sizin de araştırılırken açığa alınacağımı ve yerime yeni biri gelene kadar ögrencilerin mağdur olacağıni düşünebildiğinizi hissediyorum.Bakın ikimiz de bir eğitimciyiz ve önceliğimiz öğrencilerin faydası olmalı ,kişisel egolarımız değil.Bunu siz de anlayabilirsiniz." Bu adam eğitimci değil miydi ,Allah aşkına ? Biraz düşünüp ,hoşnutsuz bir sesle,
-"Pekâla ,çok memnun olmasam da aynı şey için çabaladığımızı düşünerek bu konunun üzerine gitmiyorum.
Doğrusu bu geri adıma sevindim.Böylece faaliyetlerim için buz adamla uzlaşabilirdim.Tavırlarını beğenmesem de mantıklı ve makûl hareket etmesi bende saygı uyandırmıştı.Ona gülümsedim.Böyle bir şey beklemediği için biraz afalladı.Ama tabi kendisi de bana gülümseme nezaketini göstermedi.Ancak biraz daha sakin bakması ve konuştuğundaki sakin sesi de dikkatimden kaçmadı.
-"Geldiğinizden beri boş vakitlerinizde odanızla uğraşıyorsunuz.Tahminimce henüz diğer öğretmenlerle bile tanışmadınız.Benimle gelin ,ben de sizi onlara tanıtayım.
Ben öğrencilere konsantre olup öğretmenleri unutmuştum.Halbuki normal olan ilk gün direkt onlarla tanışmamdı.Durumu yadırgamadan edemedim.Bir haftadan beri günde bir iki saat de olsa okuldaydım ve Semra hocadan başka kimseyi tanımamıştım.Odaya tıkılırsan böyle olur diye kendi kendime söylendim ve cevap beklemeden ilerlemeye başlayan buz adamı takip ettim.Öğretmenler odasına vardığımızda beni kısaca tanıttı.İlk elimi sıkan ela gözleri temiz yüzüyle dikkat çeken, saçına çokça özenildiği belli bir adamdı.Genç yaşına bakılırsa göreve başlayalı çok olmamıştı.Sempatikçe gülümsedi.
-"Ben edebiyat öğretmeni Deniz .Hoşgeldiniz Sahra hocam .Siz gelmeden methiniz geldi.Odanızı öyle güzel dekore etmişsiniz ki bir öğrenci anlata anlata bitiremedi.
-"Teşekkür ederim hocam.Bunu duyduğuma gerçekten sevindim.İstediğiniz zaman odama gelip benimle bir şeyler içebilirsiniz.Şeref duyarım." Gülümseyerek başıyla onayladı.Elini uzatan diğer bir kişi saçlarını sıkıca toplamış,gözleri kemikli bir gözlükle çevrilmiś ciddi tavırlı bir bayandı.
-"Hoşgeldiniz,ben tarih öğretmeni Ayfer.Göreve yeni başladığınızı duydum.İhtiyacınız olduğunda size yardımcı olmak beni memnun eder. Bu nazik ama ciddi tavırlı kadın tam anlamıyla bir tarihçiydi.Güzel bir yüzü hafif çıkık elmacık kemikleri vardı.Onu da nazikçe başımla onaylayıp teşekkür ettim.Ve cırtlak bir sesin ,
"Ay ,şekerim hoşgeldin.Ben İrem.İngilizceciyim..demesiyle hayattan soğudum.Makyaja batmış bir yüz,kırmızı ruj,kocaman yapmacık bir gülüş ,beyaz bir swit,kırmızı kısa bir etek . Ne yalan söyleyim kadına hiç içim ısınmamıştı.Saçımın bir tutamını parmağına dolayıp ,
-"Güzel dalgalandırmışsın.Kuaföre mi gittin yoksa ? Kadının platin sarısı dümdüz saçlarına bakınca kimin kuaföre gittiği belliydi.Saçlarımı kurtarıp doğal olduğuna dair bir şeyler geveledim.Bana uzanan babacan bir el beni bu durumdan kurtardı.
-"Hoşgeldin kızım.Ben Erhan Sevimay .Coğrafya hocasıyım. İleri yaşlı ,beyaz saçlı bu sevecen adama minnetle gülümsedim.
-"Hoşbuldum efendim ,ben de Sahra. Galiba babama benzettiğimden Erhan hocaya sarılasım gelmişti.Birden babamı ne kadar özlediğimi farkettim.Burnumun ucu sızladı.Onu aramayı aklıma not ettim.Diğer öğretmenlerle de tanıştıktan sonra oda eski durumuna dönmüştü.Ayfer hoca masada ciddiyetinden bir şey kaybetmeyen yüzüyle kitap okuyor ,İngilizceci ismini hatırlayamadığım fizikćiye kahkayla bir şeyler anlatıyor,Edebiyatçı Deniz hoca ve Erhan hoca ise kanepeye oturmuş sakince konuşuyorlardı.Gidip kanepenin koşesine oturdum.Ve telefonuma gelen mesajlara bakmaya başladım.Whatsupp taki grubumuza gelmişti.Nur ve Ferhat yine birbirlerine laf sokuyorlardı. Pembe panter yazıyor göründü.
-"Sana mı soracağım fosil yakıt?
-"O kadar paraya parfüm mü alınır kızım salak mısn?Oje feln mı kokladın sn ?
-"Ogggff ,o marka tamam mı ,sen ne anlarsın hanzo !
-"Kedicik ,bir şey soylesene şuna .
Yazmaya başladım.
-"Ablanız öğretmenler odasında oturuyor ;) .Kurbağa kermit yazıyor.
-"oo kedicik,atanınca bizi tanımaz oldun.:( pembe panter yaziyor.
-"Gereksiz kermit ilk defa doğru bir şey soyledi :(
Nur ,Ferhat ve ben çocukluk arkadaşiydik.Ferhat ayni zamanda kuzenimdi.Üçümüzün yedi yaşında çekilmiş pijamalı bir fotoğrafımız vardı.Benim pijamamda yavru kediler,Nur 'da pembe panter,Ferhat 'da kurbağalar vardi.Ee birbirimize lakap bulması cok da zor olmadı.Nur çatlak ama temiz kalpli ,süslünün tekiydi.Ferhat ise egoist ve korumacı bir şapşaldı. İkisini de çok seviyordum..
Bir süre sonra beni unutup birbirlerine sardılar.Ben de Erhan hocayla ,edebiyatçının konuşmalarıni dinlemeye başladim.Dertleşiyorlardı.Erhan hoca;
-"Artık yoruldum,Deniz.Yaşlandım.Gençliğimdeki gibi ordan oraya koşturamıyorum.İnsan bu yaşlarda huzur istiyor.
-"Anlıyorum ,hocam.Emekliliğinize ne kadar vardı?
-"Bu yılı bitirdim mi oluyorum inşallah.Gençken böyle emeklilik bekleyeceğimi söyleseler inanmazdım.Ama yoruluyormuş insan.Bir süre sonra her şey anlamsız geliyor evlat.Bir değirmendir bu dünya,öğütür bizleri dememiş mi şey ,ımm.. (Lafa girdim)
-"Cahit Zarifoğlu ,hocam.
Gülümseyerek bana baktı.
-"Doğru ya ,oydu.Aferin kızım.
Çok babacan bir adamdı.Bizle sizli bizli konuşmuyor,sanki çocuklarıymışız gibi davranıyordu.Zilin çalmasıyla gözlüklerini taktı.
-"Ben derse gideyim,sonra konuşuruz çocuklar.
Ona başımızla onay verdikten sonra Deniz Hoca bana döndü.
-"Doğrusu Zarifoğlu nu bilmenize şaşırdım hocam,edebiyatla ilgilenir misiniz?
-"Çocukluğumdan beri edebiyat öğretmeni olmak istedim.Ama sonradan pdr ye döndüm işte nasip.
Güldü .
-"Öyleyse beni daha çok şaşırtacaksınız.Başka hangi şairleri,yazarları takip ediyorsunuz ?
Cevaplamamla birlikte derin bir sohbete daldık.Günümüz yazarlarından ,artık her önüne gelenin yazarım diye ortaya çıkmasından yakındık.Böylece pekçok ortak fikrimiz olduğunu farkettik.Bitiş zilinin çalmasıyla konuşma sonlanırken,konuştum.
-"Deniz hocam,sizde..
-"Deniz de lütfen Sahra, deyip göz kırptı.Gözüme pek tatlı göründü.Gülümsedim.
-"Peki,Deniz.12/B nin sınav kağıtlarını bana verebilir misin?
-"Elbette ,dolabımdaydı.Hemen verebilirim.Peki ne yapacaksın?
-"Şey ,söylemesem?
-"Tabi ,sorun değil. Yerinden kalkıp sınav kağıtlarını buldu ve bana verdi.Tesekkur edip ona ve birkaç öğretmene gülegüle dedikten sonra odama uğrayıp çantamı ve hırkamı aldım.Çıkışta merdivenleri süpüren Tekin amcaya da el salladım.Okulun hademesiydi ve odam konusunda bana çok yardım etmişti.
-"İyi akşamlar,Tekin amca.
-"Gülegüle Sahra kızım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukde
General Fiction-"Ben insanın umutsuz bir aşkı ömrünün sonuna kadar kalbinde taşıyabileceğine inanıyorum ve hayatın her gün onu söndürmeksizin üfleyebileceğine." Bir okul. Yaşından büyük çocuklar. Kırık bir aşk hikayesi. Sabırlı bir öğretmen. Sabırsız bir adam. Ken...