[Olmuyor, yazamıyorum artık skfkg]
Steve yoktu.
Evet, kesinlikle, evin hiçbir köşesinde yoktu. Jarvis ve Dummy'nin çabaları yetmiyormuş gibi Tony bir de kendisi aramıştı ama sonuç, Steve evde yoktu.Aslında evini özlemiş ve onu bırakıp gitmiş olabileceğini düşünmüştü-- ama hayır, Steve haber vermeden asla yapmazdı. Başına bir şey gelmiş de olamazdı.. Tony kimseye haber veremezdi de, çünkü teknik olarak Steve diye biri yoktu. O oturup delirmemeye çalışırken-- ah, evet, evet kesinlikle onların başının altından çıkmıştır.
Tony üzerine bir şeyler alıp evden fırlarken, onların başının altından çıkmış olması için Steve sayesinde varlığına inandığı tanrıya dua ediyordu-- en son ne zaman dua etmişti o?
Charles'ın mekanının önünde durduktan sonra koşar adım girişe yöneldi. Korumalar bile şaşırıp kalmıştı, uzun zamandır gelmiyordu. Yukarıya çıkarken merdivenlerde can dostu Clint ile çarpıştı. Ama bu sefer, onu kocaman öpmek yerine boğazına yapıştı. "Söyle! Nerde o!"
"K-kimden-- argh, Tony--"
Yukarıki kattan Steve'in kahkahalarının geldiği duyunca sakinleşip Clint'i bıraktı. Clint'in bozduğu yakasını özenle düzelttikten sonra merdivenlerden yukarıya çıkmaya devam etti.
Charles'ın mekanı Steve'e göre değildi. Korkardı o. Ama şu an, kahkaha atıyordu. Burada eskortlar, sadece sarhoş olmak için gelenler, zengin koca arayanlar, öyle bir uğrayanlar gibi çeşitli kesimler vardı. Ve hayır, Steve bunca rahatsızın arasında kahkaha falan atmazdı. Kapıyı açtıktan sonra duraksadı. Ona alkolü kendisinin öğretmesi gerekiyordu-- tanrı aşkına sarhoş olmuş!
"Bakın geldi işte!" dedi Steve kahkaha atıp parmağıyla onu işaret ederek.
Tony rahat bir nefes almıştı ki, nerede olduğunu hatırladı. Öfkeyle odanın diğer tarafına dönünce, Charles ve Erik'in de aynı durumda olduğunu gördü, ne harika, onsuz parti!
"Derdiniz neydi?" dedi iç çekip ellerini beline koyarken.
"Sadece tanışmak istemiştik!" dedi Charles dudaklarını büzerek.
"Ne içirdiniz ona?" Erik elindeki şişeyi sallayıp onun önüne atınca tekrar iç çekti. "Ona alkol mü verdiniz?"
"Hayır! Charles kaşlarını çatıp ellerini havaya kaldırdı. Sadece düğünümüze davet ettik!"
"Evleniyor musunuz?" dedi Tony kaşlarını çatarak.
"İstersen sen de gelebilirsin.."
Tony duraksayıp kimlerle ne konuştuğuna baktı.. ne harika. Ardından diğer köşede halen kendi kendine gülen Steve'i kaldırdı. Charles ve Erik onlara el sallayınca Steve de onlara salladı, kesinlikle Steve'ler sarhoş edilmemeliydi.
Onu zar zor arabaya götürüp kendisi sürücü koltuğuna geçti. Steve'e doğru bir bakış atmıştı ki onun şimdiden uyuyakaldığını fark etti.
Eve döndüklerinde Steve'i uyandırmamaya özen göstererek onu yukarıya taşıdı.
[Kestik! İşte tam da bu cümlede içimden dedimki; neden Tony'i deniz insanı yapmadım.. Daha kolay olurdu hayal etmesi. Şu an Tony'nin Steve'i kucağına alıp taşıdığını düşünmek-- ölüm gibi bir şey skdkfk Bu yüzden Steve'i biraz daha sıska düşünün ya da bir şekilde halledin işte.. Neden Tony'i deniz insanı yapmadım! Çok pişmanım! Neyse.. Fanartları çok güzeldi aodmdkx]