Şşş, naber?
++++
"Utanmayı bırak artık!" dedi Tony Steve'in üzerinden örtüyü çekmeye çalışırken. "Ben senin sevgilinim!"
Steve üzerindeki örtünün kayıp gittiğini hissederken bu seferde yastığının altına girdi. "Git başımdan!"
Tony sinirle soluyup yastığı da fırlatırken Steve'in başka bir şeyin altına girmesine izin vermeden üzerine çıktı. "Sana kahvaltı hazırladım, Dummy bile duygulandı be!"
Steve ellerini suratından çekip ona baktı. "Gerçekten mi?"
Tony başını sallarken Steve'in üzerinden kalktı. Steve direnmenin çözüm olmadığının farkındaydı. Ne de olsa Tony bunu yapmayı bu gece de isteyecekti. Sonra yarın gece, ondan sonraki gece ve ondan da sonraki gece... İşin utanç verici kısmı bunu Steve de istiyordu.
Onu sürüklemesine izin verdi. Ama masada gördüğü iki kaseden sonra buna pişman oldu.
"İki kaseye süt doldurup içine de gevrek mi koydun?" dedi kaşlarını çatarken. Bunun şaka olmasını diledi, ama Tony gayet ciddi görünüyordu.
Tony kocaman gülümseyip eline aldığı kaşığı Steve'in ağzına götürdü. "Beğendin mi?" dedi beklentiyle.
"Yapmak uğraştırmış olmalı."
Tony gülüp kaşığı geri bıraktıktan sonra Steve'i belinden tutarak kendine çekti. "İzin var mı?" dedi bakışlarını dudaklarına yönlendirirken.
Steve cevap olarak dudaklarını birleştirdi ve elleri Tony'nin saçlarını buldu.
Tony için her şey bundan daha mükemmel olamazdı. Steve için de öyleydi tabi ama.. evinden uzak olan da oydu. Daha doğrusu, her şeyden uzak.
Evini ve arkadaşlarını o kadar çok özlüyordu ki.. Tony de farkındaydı durumun. Steve için üzülüyordu. Ama elinden onun bu halini izlemek dışında hiçbir şey gelmiyordu.
Steve Tony'i çok seviyordu. Ama evinden uzak kalmak onun için işgence haline gelmişti artık, dayanması çok güçtü. Gün geçtikçe Tony'e, yeryüzüne ve hatta o aptal robota daha fazla alışırken evini de bir o kadar çok özlüyordu. İstese Tony gitmesine izin verirdi tabi, ama gitmek de istemiyordu. Evlerine ve aralarındaki ilişkiye fazla bağlanmıştı.
Yine de gitme isteğinin önüne geçmesine yeterli değildi.
Tony pijamalarını giydikten sonra yatağa, Steve'in yanına sokuldu. Eeemmm... şey.. Steve'i artık daha fazla arzuluyordu ama, Steve'in ruhani haline göre bunu dışa vurmazdı bazen. Şu an olduğu gibi, Steve pek mutlu değildi.
O geceden sonra birkaç kez daha birlikte olmuşlardı, ama bunları inanması güç olsa da Steve başlatmıştı. Tony de, inanması daha da güç, çekingendi. Onun kızmasından veya yanlış anlamasından korkuyordu.
Yine onu belinden kavrayıp kendine doğru çekip boynuna küçük bir öpücük kondurduktan sonra iyi geceler dilemişti.
Steve ona doğru döndükten sonra daha fazla yaklaşıp kollarını Tony'nin beline sardı.
Tony kaşlarını çatıp Steve'in çenesini kaldırdıktan sonra yanaklarındaki ıslaklığı daha net fark etti. "Ağlıyor musun sen?"