1.bölüm

1 1 1
                                    

Yeni okula başlama heyecanı beni yine uykudan ederken, sersem sersem geziniyordum öylece . Bugüne dair tek teselli biricik kankam Alya benimle aynı okula gelecek.

Sabahın ilk ışıkları odamı aydınlatırken, gözlerimde ki uyku beni adete uyutmak için zorluyordu. Uyanmak bir işkenceydi sanki benim için. Hele bir de bugün üç ay tatilden sonra yeniden okula başlayacaksam daha da zordu. Bu okula yeni başlıyor olduğum gerçeğini saymıyorum bile.

Esneyerek kalktım yataktan. Odamda bir banyo yoktu, bu yüzden odamdan çıkıp bütün aile beraber kullandığımız banyoya ilerledim.

Banyonun önünde küçük çaplı bir tuvalet sırası vardı ve ben altıma yapmak üzereyim.
Benden bir yaş büyük ve benim için kankadan farksız olan abim Mert, sırayı kapmak için bin bir takla atıyordu. Onun arkasında bir kaç günlüğüne bizde kalmaya karar veren en büyük teyzemin en büyük oğlu, can kuzenim Semih ve onun arkasında tam bir telefon manyağı olan kardeşi Serpil vardı.

Serpil şu anda bile elinden telefonu düşürmüyordu. Burnundaki piercing ve saçındaki mavi boya ile ailenin yüz karası konumunda olsada kız bunu umursamıyordu.

Tuvaleti gelmiş olacak ki yerinde sıçrayıp duruyordu kız fakat elindeki telefonun ön kamerasını her daim açmış olduğu gibi yine açmış, selfie çekiyordu dudaklarını büzerek. En nefret ettiğim şey selfie çekmektir bu arada.

Sıraya şöyle bir uzaktan bakınca gülmeden edemedim. Hepsi sallanıp duruyordu yerlerinde. İçerdeki kişi her kimse hemen çıkmazsa, kesinlikle hepsi altına yapabilirdi. Tabi bende.

Mert, kapıya kendini zamkla yapıştırmış, ayağı ve yumruğu ile kapıyı pataklarken, Semih onu arkaya itip öne geçmeye çalışıyordu.

Nihayet kapı açıldığında, içeriden bol, çizgili eşofmanını düzelterek babam çıktığında sıradan koro halinde bir 'ohhh beee' sesi yükselmişti.
Babamın dışarıya bir adım atmasıyla Semih ve Mert büyük bir kavgaya başlamışlardı bile.

-"lan ben misafirim! Çekil "

" Lan siktir git! Ne misafiri? Üç gün kalırız diye geldiniz, temel attınız amk. "

Mert daha fazla dayanamamıştı anladığım kadarıyla, bir hamle yaparak Semih 'i Serpil' in üzerine itti ve içeriye dalıp hemen kapıyı kilitledi.

Yerde yatan Semih 'kaçtı lan kaçtı. Al sıçtık' diye söylenirken, onun altında kalan Serpil telefonun elinden düşmesine sinirlenmiş ve bağırıyordu

"Telefonum nerde!? Ben ona tam 2.500 tl verdim be! Ve daha sadece beş ay üç hafta dört gündür kullanıyorum "

Serpil ve Semih üst üste yatarken fırsattan istifade hemen ilk sıraya geçtim.iki dakika sonra da içeriden
" ohh! Valla rahatladım. "diyerek Mert çıktı.
" iğrençsin ya "diye tepki verdiğimde yıkamamış olduğu ellerini saçıma sürerek
" Gir hadi cimcime, boş yapma "dedi. Ona iğrenerek bakmaya devam edersem okula geç kalabilirdim, bu yüzden hemen içeriye girdim ve işlerimi halledip çıktım. Detay vermeye gerek yok herhalde?
Daha fazla oyalanmadan ellerimi yıkadım ve odama girip üzerime kıyafetlerimi giydim. Okulun ilk günü olduğu için çanta almaya gerek yoktu ama çanta olmadan okula giderken kendimi hep biraz eksik ve boşta hissettiğim için son zamanlarda moda olmuş olan deri süs çantamı aldım elime. Küçük olduğu için fazla rahatsızlık vermezdi.

Aşağıya indiğimde kocaman bir kahvaltı masasının beni beklediğinden habersizdim tabi. Annem evimizde misafir olduğu için döktürmüştü sofrayı. Zaten bi babamın evde olduğu günlerde bide misafir olduğunda böyle hamarat olurdu. Onun dışında kahvaltı masası benim mıntıkam içindeydi.

Boş olan sandalyelerin birini çekip oturdum. Ellerimi birbirine sürterek masaya aç kurtlar gibi bakıp, dudağımı yalarken yukarıdan gelen seslerle kafamı oraya çevirdim.
Söylenerek aşağı inen Semih ve ona gülerek tepki veren Mert'i buldu gözlerim. Tatlı tatlı atışıyorlardı yine ve bu beni güldürmeye yetiyordu. Semih Mert'in koluna girmiş, anneme

"Şeyma Teyze, bu senin oğlun misafir perverlikten hiç anlamıyor ha! "diye Mert'i şikayet ediyordu. Bu sözler üzerine annem kızgın bakışlarıyla Mert'i göz hapsine alırken benle beraber masadaki herkes gülmekle yetiniyordu sadece.

Kapı zili çalınca annem kalkmak için yeltenince, ağzımdaki lokmayı tam yutmadan oturması için el işareti yaptım. Zaten herzaman beni kaldırmıyomusunuz kapı açmak için? Niye şimdi bu tavırlar? Alışkın değilim yalnız ben. Normalde kalmazdım ama gelenin, arkadaşım Alya olduğunu düşündüğüm için kalmıştım. Doğruda düşünmüştüm çünkü gelen Alya idi ve yine otuziki diş sırıtıyordu karşımda. Ona hoşgeldin diyip tekrar içeri geçtim. Koltuğun üzerindeki çantamı alıp, içeridekilere el salladıktan sonra okula gitmek için evden çıktık.

Arkadaşlar bölümlerden sonra duyuru yapmayı unutuyorum ve zaten pekte sevmiyorum duyuruları. O yüzden sizden tek istediğim bölümler hakkında yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.

Lütfen 🙏 Emeklerimiz boşa gitmesin.

Bu arada kitap yeni olduğu için daha karakterlerimiz var. Karakter ismi bulmakta zorlandığım için bir karar aldım. İlk yorum yapan kişi ilk karakterimiz olacak. Ya da istediğiniz bir isim varsa yoruma yazabilirsiniz. Daha sonraki karakterlere sonraki bölümlerde bakıcam. 😘😘😘😘😋

Menekşe Tarlasında Güller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin