Terfi

0 0 0
                                    

😃😘😘🤗🤗🤗🙌 selam!

Arkadaşlar kitabın adlı değişti,ama bence böylesi daha uygun oldu. Kitabın içeriğine uygun bir başlık olduğunu düşünüyorum. Bu kitapta pek dram yok çünkü. Hayatta istediğim şeyleri yazdım da diyebiliriz biraz. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?

Ayrıca bir rica da bulunacağım. Profilime girip diğer kitabıma da bakıp oy ve yorum yaparsanız sevinirim.
O zaman yeni bölüüm...

Kafeden ayrılıp evin yolunu tutmuştum. Her zaman yaptığım gibi yine kaldırımdaki taşların çizgilerine basmamaya çalışarak, seke seke gidiyordum...
Yoldan geçenlerin üzerimdeki bakışlarını, kendi aralarında yaptıkları konuşmaları aldırış etmeden devam ettim eğlenceme.

Oturduğumuz mahalleye geldiğimde evimizin önünde bir araba olduğunu fark ettim. Daha önceden gördüğüm bir araba olmadığına emindim ama kime ait olduğuna dair bir fikrim yoktu. Kapımızın önüne geldiğimde adımlarımı yavaşlattım. Bir basamak çıkıp tam kapının önünde durduğumda, uzaktan bir kez daha baktım arabaya. Beyaz, jilet gibi bir arabaydı. Modelinin ne olduğunu baksam dahi anlamayacağım için hiç uğraşmadım, tek bildiğim bu bebek kime aitse, sahibi kesin zengindi.

Gözlerimi arabanın üzerinden çekip bir basamak daha çıktım ve kapıyı çaldım. İçeriden gelen gülüşme sesleri merakımı daha da artırmıştı. Bir kez daha çaldım kapıyı ve açılmasını bekledim.
Nihayet kapı açıldığında, karşımda yardım ister gibi bana bakan Mert, ve onun bacağına sarılmış çekiştiren bir kız çocuğu vardı.

Ağzım açık bir şekilde karşımdaki manzaraya bakarken, Mert'in yardım istemesiyle, ya da 'bıktım artık al şunları' demesiyle silkelenerek kendime geldim.

Mert'in bacağına yapışan küçük kızı belinden kavrayak kucağıma aldım. Baygın gözlerimle Mert'e baktığımda haline acımadan edemedim. Yalnız anlamadığım bir nokta vardı ;bir tane küçücük kıza mı bakamamıştı bu?

Kapıyı kapatıp Mert'e döndüğümde küçük kız kucağımda inmek için debeleniyordu. Ellerimi kızın belinde gevşeterek yere indirdim. Gitmesi için kenara kayıp yol verdiğimde, koşarak içeriye gitti.

Tek elimi belime koyup soru sormak için Mert'e döndüğümde kendisini duvara yaslamış olduğunu gördüm.

"Noldu sana? Kim bu kız? Ayrıca dışarıdaki arabada baya şekil. Kaç model acaba? Baya da lüks sanki. Annemler nerde? Semih ile teyzem nerde? Be-"

"suuuuuus! Sus Mayıs, sus! "
Mert'in sesi susmamı sağlarken bir yandanda korkutmuştu. Belimden indirdiğim elimi ona doğru sallarken bir yandanda sinirle bağırıyordum.

" ne bağırıyon be?Mal! "

" sensin, Mal. "Mert, üstüne basa basa söylediği mal kelimesiyle sinirlerimi iyice bozarken, merakımı daha fazla tutamadım ve içeriye geçtim. Gereksiz misafirleri görmem lazımdı artık.

Salona yaklaştıkça artan gülüşme sesleri, odaya geldiğimde dayanılmaz hale gelmişti.

Her zaman babamın oturduğu, hatta abim oturduğunda bile kızdığı koltukta takım elbiseli, şık bir adam oturuyordu.

Onun karşısında ki tekli koltuğa siyah mini etekli, beyaz gömlekli, topuz saçlı ve stiletto ayakkabılı bir kadın oturuyordu.
Yandaki kanepeye de annem ve babam oturmuş sohbet ediyorlardı.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan birisi kolumdan tutup beni geri çekti.
'noluyo ya?'diye bağıracağım sırada ağzımı kapattı ve merdivenlere doğru çekti.

Ani bir refleks ile ağzımdaki elini ısırmam ile beni bırakması bir oldu. Tam elimi kaldırıp yüzüne bir tokat indirecektim ki, arkamı dönmemle karşımda gördüğüm üçlü ile elimi geri indirdim. Mert, Semih ve Serpil bana manasız manasız bakarken ben üzerimdeki şoku atlamak için uğraşıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Menekşe Tarlasında Güller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin