O N D Ö R T

2.5K 241 23
                                    


Üzerimdeki yorgunluk ve hastalık hali kendini atlatırken ben biraz daha kendimi iyi hissediyordum. Kalbimde iyileşme sürecindeydi. Belki tek başına iyileşmesi zordu ama böyle daha iyi kavrayacaktım duygularımı, özellikle kime ne hissettiğim konusunda. Eve geleli üç hafta olmuştu. Ayça ile vakit geçirirken bir şeyler öğrenirken kendime bile fırsat kalmamıştı. Belki de o da benim dikkatimi dağıtmak için yapıyordu bilmiyorum hergün farklı bir şey bulup karşıma çıkıyordu. Oturup düşünememiştim. Belki de kendim bu düşünceden kaçmak istedim bilmiyorum. İnsan karar vereceği esnada eğer o karar onu etkileyecekse genel olarak onu başından savarmış. Sanki kurtulabilecek gibi ama bu şekilde daha çok üzerime geleceğini biliyordum. Aslında beynimin verdiği kararı kalbime onaylatma işi kalıyordu ya da kalbimin onayladığını beynimin itiraz etmemesini bekliyordum. Ama onlar beni umursamadan kendi aralarında ben yokmuş gibi davranıp şahsının inadı üzerine kendilerinden ödün vermiyorlardı. Kıracaktım birisinin bacağını ama ne zaman bilmiyordum. Öncelikle kırılması gereken bir gururum vardı.

Sabahın erken saatlerinde kalkarak hastaneye gelmiştik. Doktor kontrolünden geçerek tekrar evin yolunu tuttuğumuzu sanarken Ayça mağazaların yanına geldiğimizde kendi sesini duyurarak bizi dışarı indirmeyi başarmıştı. Sorgu dolu bakışlarımdan nasibini almayarak beni önemsemeden koluma girdi. Bazen akıl almaz fevri hareketleri sinir etsede iyiliğim için yaptığını biliyordum. Üzerine giydiği uzun elbisesinde yan taraflarında birer karış yırtmaç vardı üzerine aldığı kot ceketi ile ayrı bir hava katarken arkasına yaptığı at kuyruğu saçı gözüme doğru savurdu. Ona gülerek kafamı çevirdim. O ise keyif almış şekilde bana daha çok yanaştı. Girdiğim koluna sıkı sıkı tutunarak ona ayak uydurdum ve birlikte bir mağazaya giriş yaptık. Acele ile ben konuşurken yüzünü buruşturdu. "Eğer alacağın bir şey yoksa boşuna durmayalım. Hiç sevmem böyle yerleri" bana karşı homurdanırken altına tuttuğu gri eşofman takımına baktım. Elim ile kumaşını yoklayarak ona onay verdim. O ise bana bedenimi ölçen bakışlar atarak iki tane aldı ve devam etti. Birkaç aldığı eşya ile kabine girerken sende dene dediğinde gerek yok dedim. Elime çantasını tutuşturarak içeri gitti. Arada sessiz kalınca kendi bildiğimi okuyordum. Bu iyi bir şeydi. Onu beklerken sağ tarafa doğru ilerledim. Boy aynasında kendimi es geçerken yan taraftaki yeşil gömlekte takılı kaldım.
Erkek reyonu üst katta olmasına rağmen buradaydı ama çok güzeldi onu elime aldım. Erkek kıyafetlerini herzaman severdim. Ayça'nın kapıdan çıkmasıyla yanına gittim. Aynaya ulaşarak bir kendine bir de benim yansımama bakarak cevap bekledi. Kafa sallayarak ona bakındım o ise tekrar içeriye girdi ve ben ayna ile karşı karşıya geldim. Gözlerim haykırdı ama yansıma gözlerini kaçırdı. Dudaklarım az kalsın itiraf edecekken boşta kalan elim ile ağzımı kapattım ve ses çıkarmadım. Gözüm elimde ki gömlek ile gözlerim arasında mekik dokurken dolan gözlerimi de görmezden geldim. Az kalsın onu kime aldigimi söyleyecekti. Az kalsın ona ne kadarda yakışır diye düşündüğümü dile getirecekti. Karşımda ki insana bile daha insaniyetli davranıyordum. Kendime ve Savaş'a neden bu kadar kötüydüm.

Bazen bazı yaşadıklarım gözümün önüne geliyordu. Mesela Savaş her dışarıya çıktığında içten içe ona dua ediyordum. Sarhoş olarak geldiğinde başka bir kadın yanında varsa diye içimde bilmediğim bir duygu beni kemiriyordu. Bana yakın davranırken aslında utanıyor ama ona belli etmemek için sert davranıyordum. Sadece hasta olduğu için bana kötü davrandığı zamanlar ondan nefret ediyordum. Bir sonraki gün gelip başımda benden özür dilerken pekte önemi kalmıyordu açıkçası. Aslında her gece yanıma geldiğini bildiğim halde bilmiyormuş gibi yapmam beni zor duruma sokuyordu. Ben Savaş'tan çok kendimden sakınıyordum. Ben Savaş'ı öyle bir konuma getirmiştim ki öyle bir adamı sevmek ya da hoşlanmayı kendime yakıştıramıyordum. Bu yüzdendi başka kişide hayat bulmaya çalışma sebebim. Işte bu yüzden sevgiye olduğum halde başkasının gösterdiği sevgiye karşılık verdiğimi sandım. Işte tam olarak buydu. Benim kendime itiraf etmekten kaçındığım şey onunla bunca şeyden sonra eş olma düşüncesiydi ve ben sonumu bilmeden bu düşünceyide kendimden atmadığım için kendimden soğudum.

Gönül BağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin