-4- İnat

26K 1.9K 1.1K
                                    

"Şş buna vaktimiz yok. Şimdi bir karar ver. Yakalanacak mısın yoksa beni çetene alacak mısın?"


Barlas cebinden çıkarttığı anahtarı salladı. Kolumu çıkardığım camdan kendime doğru çekerken doğruldum. Barlas gerilişimle keyiflenirken anahtarı esmer çocuğa uzattı. "Meriç arabayı çalıştır, geliyorum."


Bakışlarım hızla Meriç'e döndü. Meriç anahtarı alıp ağaçların arkasına doğru yönelirken "Olur böyle şeyler." dermiş gibi bana omuz silkti. Gözlerimi yumdum ve sakinleşmeyi umarak gülümsedim. Olmamalıydı böyle şeyler!


"Dediğin gibi, neyse ki şu an çeteden biri arabada beni bekliyor, değil mi?"


Sesi oldukça yakından geldiği için gözlerimi araladım. Kollarıyla cama yaslanmıştı. Yüzündeki ifade tam anlamıyla 'Seni yendim' diyordu. Her türlü ihtimali düşünmüş olmaları normaldi çünkü tehlikeli bir iş yapıyorlardı. Ardında fazladan bir araba bırakmış olmaları da onlar için önemli değildi çünkü bu hurda arabalar da çalıntıydı. Asık suratımla ona bakıyorken homurdandım. "Eninde sonunda kabul ed...."

"Şş. buna vaktimiz yok. Şimdi sen bir karar ver, hapise mi gireceksin yoksa polisler gelmeden uzayacak mısın?"


Bugünlük bu kadar rezillik yeterdi sanırım. Polisler gelmeden uzasam iyi olurdu. Sessizliğime karşılık zaferle sırıtıp yaslandığı camdan geri çekildi ve ağaçların arkasındaki arabaya yöneldi. 


"Seni güvenli bir şekilde çıkaracağım buradan, beni takip et. Çağrı sen o arabaya atla."


Hala ardımızda kalan arabasını gözlüyor olan Çağrı hızlı ama isteksiz adımlarla yanıma bindi. Barlas ağaçların arkasına geçmeden önce hızla döndü ve arabanın farlarını işaret etti. 


"Eğer ya çetenizdeyim ya hapisteyim de demiyorsan o farlarını kapat."


Ona sinirle bakarken farları kapattım. Dalgayla alkışladıktan sonra ağaçların ardına geçti ve saniyeler içerisinde arabasıyla önümdeydi. Polisler diğer girişten mekana girerken karanlığın yardımıyla görülmeden mekandan çıktık. Her ne kadar gururum elvermese de buraları pek iyi bilmediğim için dediği gibi onu takip etmeye başladım. 


"Belki de seni rehin almalıyım çeteye girmek için, ne dersin?"


Güldü. Sanırım şaka yaptığımı sanıyordu. Umarım gerçekten şaka yapıyordum. Sinirlerim bozulmuştu. 


"Çeteye girmek için bu kadar uğraş..." Sustuğunda gözümün ucuyla ona baktıktan sonra tekrar yola döndüm. Gözleri kısılmıştı. "Arabamı o hale getiren zalim de sensin o zaman?"


Kaşlarım kalkarken suçlulukla gülümsedim. Direksiyonu sağa kırıp ikimizi de öldürecekmiş gibi bakıyordu. "Belki de ben seni rehin almalıyım."


Güldüm. Bu sefer de ben onun şaka yaptığını umuyordum. "Aslında olayın derinlerine inersek suçlusu Barlas. Başta kabul etseydi araban sapasağlam olacaktı."

Siyahın ÇırağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin