Geniş odadaki tek ses Jennie ve Taeyong'un tedirgin bir şekilde nefes alıp verişlerinin sesiydi. Jennie üzerindeki ince yorgana biraz daha sarıldı. Pencereler kapalıydı ama yine de odanın içinde gezinen soğuk hava Jennie'yi üşütüyordu. Keskin dönüşlerle dolu hayatını düşünüyordu Jennie. Politik bir gerilimin içine doğması, annesinin ölümü, babasının acımasızlığı ve kendisinin isyancı rolü...
Anılar, sözler... Hepsi kafasının içinde birbirinin üzerine çıkan bir çarkın dişleri gibiydi.
"Uyudun mu?" Jennie kısık bir sesle sordu. Taeyong ile aynı yer yatağında yatıyorlardı. Yatağın her iki yanında yanan ferforje fenerlerden gelen ışık Jennie'nin yüzünde gölge oyunu oynuyordu.
"Hayır." Taeyong'un sesi de Jennie'ninki kadar kısıktı. Sırtı neredeyse Jennie'nin sırtına değiyordu. Soğuktan korunmak için etrafına sardığı kolları kaskatı kesilmişti. Yorganın büyük kısmı Jennie'nin üzerinde olduğu için Taeyong açıktaydı.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Her şey için?" Jennie dudaklarından kaçaçak kelimeyi fark ettiğinde ağzını sıkıca kapattı. Bir süre sessiz kaldılar. Aralarındaki karanlık boşluğun boyutu değişti.
"Sırtıma değen şey... Senin elin mi?" Jennie'nin ses tonuna tedirginlik hakimdi. Birkaç dakikadır sırtına sürtünen şeye anlam veremiyordu. Soğuk hava, aynı yatakta yatmak... Aklına farklı şeyleri getirse de Taeyong böyle bir şeyi yapacak bir adam değildi. Yine de... "Taeyong?"
"Efendim?" Taeyong'un sesi yarı uykuluydu. Homurdanarak konuşmuştu.
"Sırtıma değen şey... Elin... " diye tekrarladı Jennie. İç gıdıklayıcı bir his yerleşmişti vücuduna.
"Ne?" Jennie'nin ne söylediğini anladığında Taeyong hızla ayağa kalktı.
"Ben bir şey yapmadım." Taeyong'un ses tonu fazla savunmacıydı. Elleri iki yanında boşlukta sallanıyordu. Kalbi suçluluk duygusu altında ezilirken nefes alıp verişi değişti.
Jennie "O zaman..." dedi. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Yavaşça diğer tarafa döndü. İç gıdıklayıcı his artarak devam ediyordu.
Taeyong eğilip yorganı kaldırdığında Jennie'nin hemen yanında bir top halinde duran kırmızı yılanı gördüler. Jennie çığlık atarak yataktan fırlarken Taeyong yatağa girmeden önce kenara bıraktığı kılıcını almak için elini duvarda gezdirdi. Aşağıdan Balaccie'nin kahkahası geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cold Cherry | Jenyong
Conto"Sen şatosunda yaşayan bir prenses olabilirsin ama ben seni kurtaracak prens değilim. Aksine, seni oraya hapsedecek askerlerden biriyim." Taeyong keskin bakışları ile Jennie'ye baktı. Sesinde öfkeyle çileden çıkmışlık arasında bir tını vardı. Taeyo...