Kuru Soğuk (2.bölüm)

244 14 0
                                    

Bir kaç dakika sonra kapı tıklatıldı , kuzenlerim sırayla içeriye girdi . Onları hep çok sevmişimdir. Normal bir akraba ilişkimiz olmamasına rağmen biz kuzenler hep kardeşmişiz gibi büyüdük. Annem , halama karşı mesafeliydi . Bu yüzden , 10 kere İstanbula gidersek belki 1 kere halamlara uğrardık. Ama biz kuzenlerimle sürekli görüşürdük.İnternetten , telefondan .. Bu yüzden onların bu kadar geç gelmesine kırılmıştım açıkcası .. 

   Halam başladı söze , "Kuzenlerin daha öncede gelmek istediler ama ben gelmelerini istemedim . Şimdiyse geleceklerinden haberim yoktu. Birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi biliyorum ama büyük bir kaza atlattın sonuçta. Yorgundun ve daha çok yorulmanı  istememiştim." Esma; ''Durumunu merak ettik. Annem hep iyiye doğru gittiğini ancak tam topralanamadığını ve dinlenmeye ihtiyacın olduğunu söyledi. Bizi rahatlatmak için öyle söylediğini düşündük . Bu yüzden arayıp doktorla konuştum. Doktorsa; annemden daha da rahatlatıcı konuştu .Birileriyle konuşmanın sana iyi geleceğini söyledi ve bizde hemen toparlanıp geldik.'' Esra ile göz göze geldik. Bir tebessüm vardı yüzünde. Gözleri parlıyordu. ''Ne yaptın yine '' diye sordum. ''-Bize bir bandananın resmini yollamıştın ya , internetten gördüğünü söylemiştin , işte onu aldık sana .. ''

    Kuzenlerimin daha önce gelmemiş olması beni çok üzmüştü ama onlar gelmek istemişlerdi.Hatta arayıp doktorumla bile konuşmuşlardı. İşte benim kuzenlerim diye geçirdim içimden .

     Taha ise o muhteşem gülümsemesiyle paketi bana getirdi. O an nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Ve devam etti , "sana bir hediyemiz daha var " cebinden çıkardığı şık bir takı kutusunu usulca kucağıma bırakıp gitti.

    Esra ;''Bir şey lazım mı canım ? Kıyafet , yiyecek , içecek.. Canın ne isterse söylemelisin.'' Gülümseyerek yüzüme baktı , ''Benim sana bir süprizim daha var.'' ; çantasından bir poşet çıkartıp yanımda ki çekmeceye içindekileri boşaltmaya başladı. Önce bir meyve suyu ve bir kaç bardak çıkarttı. Alt tarafa yerleştirdi sonra bir kaç paket çikolatayı hemen başucuma koydu . Ve büyük süprizi olan waffle kucağıma fırlattı .. Hep beraber gülmeye başladık .Esra da Ipod unu bıraktı bana , canım sıkılırsa diye .  

  Halamı da onlarla gitmeye ikna ettim . Zaten yatma zamanı da gelmişti . Doktor bir seferliğine ziyaret saati dışında izin vermişti görüşmemize ve bu bana gerçekten çok iyi gelmişti . Onlar gidince banyo yapmaya karar verdim . İşte artık yaşadıklarımı anlayabilecek zamanım olacaktı.. Banyo ya kadar tutuna tutuna gittim . Zaten banyoda tabure vardı . Saçlarımı açtım . O günden beri onlarla ilgilenmemiştim . O an aynaya da hiç bakmadığımı fark ettim . Hızlıca başımı aynaya çevirdim . Geniş alnım , babamın asla bozmamı istemediği kaşlarım , kahve rengi hafif çekik gözlerim , hokka burnum , annemin tabiriyle hurma dudaklarım .. Her zaman koyu renkliydi dudaklarım . Öğretmenlerimden bu yüzden çok azar işitmiştim . ''Dudağında ki ruju çıkart'' . Kirpiklerimde sık ve uzundu  ..Pembe pembeydim hep ben . Ama o pembelik yoktu şimdi .. Dudaklarımda ki renk .. Birden gözlerim doldu.

 Annemleri merak ediyordum . Banyo ya girme fikrini bir kenara bırakıp doktorumla konuşmaya karar verdim. Tutunarak yürüyebiliyordum , sonuçta iyileşince annemleri görmeye gidebilecektim ve doktoruma bunu ispatlamam gerekliydi... 

 Bir kaç adım ilerlemiştim ki  kuru bir hıçkırık işittim , iç çekerek bir ağlayış . Sesler yan odada ki küçükten geliyordu. Usulca kapıyı açtım . Yatağındaydı. İçeri girip-girmemek konusunda kararsız kaldım.Yavaşça yanına oturdum . Dönüp bana bakmadı bile. Sadece hıçkırıkları biraz azaldı.  Bense biraz daha yaklaşarak saçlarını okşadım. İşte o zaman dönüp bana baktı. 

-'Merhaba.' dedim sessizce.

Bir kaç dakika cevap vermesini bekledim. Ancak etrafta sadece karanlığın sesi vardı. Tam kalkacakken fısıtlıyla bana ; 'Gitme' dedi. Bende en sevdiğim hikayeyi anlatmaya başladım . 'KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ'....

- Vee büyük anneyi kurdun karnından çıkartmışlar..

Gözleri kapanmıştı. Odama geri döndüm, benimde uykum gelmişti. Taha'nın verdiği  kutuyu farkettim. Ancak ilaçların etkisinden olacak ki kendimi çok zor tutuyordum. Kutuyu elime alıp , hemen yatağa uzandım ..

SABAH

   Gözlerimi açar açmaz halamın o muhteşem sesiyle karşılaştım. '' Günaydın tatlım. Kahvaltını hemen getiriyorum .'' diyerek odadan çıktı. Hafifçe doğruldum . Dün akşamı hatırlamaya çalışıyordum. Yerimden kalkarken elime o muhteşem kutu geldi. Hemen kutuyu açtım. Ve o incecik gümüş halhalı bileğime takıverdim. 

        Her şey harika gözüküyordu. Meyve suyu , domates , salatalık , peynir ... Uzun zamandır böyle bir kahvaltı yapmamıştım. Sanırım diyetime son verilmişti. Her şey öylesine   güzeldi ki .

    Buruk bir mutluluk işte. Üzülmem gereken şeyleri unutmuş gibiydim. Tabii ki unutmadım. Nasıl unutabilirdim ki ? Halama ince bir gülümseyişle teşekkür ettikten sonra benim için Taha'yı çağırmasını istedim. Bana gerçekleri anlatabilecek bir tek o vardı.. Halama böyle söyleyemiyceğimi bildiğim için , halhal için teşekkür ediceğimi özellikle belirttim. 

   Taha dersahaneden çıkıp gelicekti. Çıkış saati 16.40 hastaneye varışı 17.18 di . Ziyaret vaktinin bitmesine az kalmıştı. Halamın da yardımıyla tekerlekli sandalyeyle bahçeye çıktım. Daha sonra izin alıp biraz başbaşa konuşmak istediğimi söyledim. Halam ilk önce itiraz edicek gibi oldu ama sonra gitti. 

-Nasıl geçti dershanen ? 

-Yorucuydu. Bütün gün soru çözdük .. 

    Birden öyle çok özendim ki  Taha'ya. Şimdi ben onun yerinde olsaydım ,annem ve babam yanımda olsaydı. O sınava ben girebilseydim... Hüzünlenmiştim. ''-Senin neyin var ?  Dün akşam seni böyle bırakmamıştım.''

''-Taha sana bir şey soracağım. Ancak bana doğru cevabı vericeğinden emin olamıyorum. Sana güveniyorum ama ..''

''-Merak ettim bak şimdi. Söyle hadi.'' 

''Şeyma !'' Adımın telafuz edilmeye çalışıldığını duyduğumda , arkama dönüp baktım  ve o küçük çocuğu gördüm. Birden bana doğru koşmaya başladı. Arkasından yakını olduğunu düşündüğüm bir kadın ''Enes hemen yavaşla!''diye bağırıyordu. Zaten bizim  koşuşturmamızda ondan sonra başladı. Küçük birden yere yığıldı. 

 Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Böyle olmasından nefret ediyordum. Hani filmin tam ortasında, siz hiç istemesenizde gözlerinize bir ağırlık çöker ve göz kapaklarınız yavaşça kapanır. Gözlerinizi açtığınızda film bitmiştir artık oyuncuların isimleri , jenerik müziğinin kime ait olduğu hızlıca akıyordur ekrandan . İşte hayatım tam da böyle. Bir şeyler oluyor ve ben gözümü kapatıyorum. Açtığımda ise her şey olmuş bitmiş , bense  tamamen farklı bir yerdeyim. Yaşamla bağlantım kopuk kopuk. Bana anlatılanlara inanmak zorundayım. Olanlar hakkında sadece fikir yürütebiliyorum ve bu fikirler çoğu zaman beni yanıltıyor. 

   Hikayem hakkında onlarca tebrik mesajı aldım teşekkür ederim.  :) 

Kuru SoğukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin