Şafağın sökmesine oldukça az bir zaman kalmıştı. Ben oldukça susamış ve acıkmıştım. Halsizlikten adımlarım dahi sehrelmişti.
"Çocuklar. Daha varmamıza ne kadar var?"
sorumu cevaplayan Hazel olmuştu.
"Çok az kaldı. Merak etmeyin varmak üzereyiz."
Herkez yorulmuş ve halsiz düşmüştü.
Kamp alanımızı gördüğümüzde herkezin yüzü gülümsemişti.
"Hey Glamora iyimisin evlat?"
Quralanın sesi ile ona doğru döndüm.
Koşarak ona sarılmıştım.
"Quralan. Seni çok özlemişim."
"Evlat. Bende seni çok özledim."
Herkez bizi farkettiği anda olduğu yerden koşturarak yanımıza gelmeye başlamıştı.
"Hey Glamora şükürler olsun iyisin."
"Ardlive'nin askerleri tarafından az daha öldürülüceğinizi öğrendik doğru mu?"
"Ardlive ve askerleri burayı talan ettiler. Bizi öldürecekler."
"Birşeyler yapmalıyız."
Herkez ayrı bir dilden sorunlarını söylüyordu. Oldukça korkmuş ve perişan durumdalardı, ve benim ne yapabileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Hey bu kadar yeterli. Glamora'nın ve bizlerin dinlenmesi gerek. Sorunlarınızı halledeceğiz."
Edran resmen hayatımı kurtaracak bir atak yapmıştı. Ona şuan minnettardım. Ona hep minnettardım. O hep benim hayatımı kurtarmıştı.
Edran'a teşekkür babında gülümseyip çadırıma doğru ilerlemeye başladım.
Çadırıma girip rahatça uzandım. Şuan gerçekten çok yorgundum ve uyumaya ihtiyacım vardı.
...
Bağırma ve koşuşturma sesleri ile gözlerimi aralamıştım. Her ne oluyorsa insanların panik yaptığı belliydi. Çadırdan çıktığımda herkezin silahlarını kuşandığını farketmiştim.
Edran'da aynı telaşlı halindeydi.
Edran'ın yanına hızla koştum.
"Edran. Burada neler oluyor?"
"Edwart Ardlive tarafından kaçırıldı Glamora. İçimizde bir casus var. Ardlive'nin buraya girmesi imkansız."
"Diğerleri nerede?"
"Onlar Yer bulma büyüsü için Gralem'a gittiler."
"Sen nereye gidiyorsun?"
"Ardlive'nin sarayına. Edwart'ı bulacağım."
dedi ve yük dolu çantasını alıp hızlı adımlarla yürümeye başladı.
"Edran bekle bende geliyorum."
"Glamora onlar seni istiyorlar. Senin gelmen çok tehlikeli olacaktır asla gelemezsin."
"Edran seninle gelmesem bile o saraya gideceğim biliyorsun değil mi? Tek başına oraya gidemezsin."
"Pekala. Ama bir şartım var, ters birşeyler olduğunu sezdiğin anda geri döneceksin."
"Kabul. Çantamı alıp geliyorum bekle."
Çadırdan çantamı kaptığım gibi Edran'ın yanına koşturdum.
"Hazırım."
"Tamam yürü o halde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GLAMORA
FantasyHer öldüğünde tekrar dünyaya gelip her 19 yaşında kendini aynı savaşta ve farklı diyarda bulan Glamora'nın hikayesi;