9-Acıtan Gerçekler

69 8 1
                                    

Arkadaşlar işte yeni bir bölüm daha okuyun ve lütfen lütfen lütfen yorum yapın bu bölümü @Burak Taşdemir'e ithaf ediyorum hepinize iyi okumalar.Hepinizi çok çok çok öpüyorum:-*

Multimedyada Azra'nın conversleri

Bazen hayat o kadar sıkıcı gelir ki insana.Hayatında bir değişiklik ister.Halbuki bir baksa etrafına onun o sıkıcı hayatına bile muhtaç insanlar olduğunu görebilir.Ama o bunlara bakmak yerine hayattan bir aksiyon bir macera bekler.Peki alır mı?Alıp almadığını bilemem ama alırsa acaba benim gibi eline yüzüne bulaştırır mı?Evet ben Azra Ünal.Her zaman hayatında bir değişiklik isteyen onu bulduğunda da salak gibi eline yüzüne bulaştırmaktan korkan ve yağmuru sevdiği halde şimşekli gecelerde annesinin odasına kaman ayıptır söylemesi beceriksizin teki olduğu için her şeyi bok etmede üstüne olmayan inatçı ama gururlu...'Ne saçmalıyorsun yine sen.Gururluymuş.peh.'İç sesim devreye girmesi ile dağılan düşüncelerimi bir kenara atıp üzerinde atmosfer tabakası olan dünya'ya döndüm.

"Ne dikiliyorsun kapıda iki saattir Azra?Üstelik sorduğum sorulara cevapta alamadım henüz."derken oldukça sinirli ve endişeli bir şekilde ayağı ile parke de ritim tutarak benden cevap bekleyen Yaren'e baktım.

Bu kızın bu huyunu sevmiyordum.Tamam bende gevezeyim ama bu benden de beter çıktı arkadaş onun kiler ses telleriyse benimkiler ne arkadaş?

"Allah Allah sabah sabah nereden buluyorsun bu enerjiyi diye düşünmüyor değilim.Altı üstü bahçeye çıktım.Hem bu havaları sevdiğimi sende biliyorsun.Sıkıldım evde otur otur."dedim onunkinden çok ta farklı olmayan bir konuşma yaparak.

"Neden hayalet görmüş gibi girdin içeri?"biraz daha yumuşamış bir ses tonuyla.

"Gördüm desem yalan olmaz?"diye mırıldandım.

"Efendim?"dedi.

Dediğimi duymamasının verdiği rahatlıkla yalan söyledim.

"İlaçlarımı almam gerekti biraz fenalaştım da."dedim artık bıkkın bir ifadeyle.

Sonra omuz silkip merdivenlerden yukarı çıkmaya başladığında derin bir 'Oh' çektim.Çokta haksız sayılmazdım.Ne o öyle gizli mesajlar,takipler falan.Ayyy.Fazla ürkütücü derken mutfağa girdim.İlaçlarımı içip spreyimi çektikten sonra çantama attım.Spreyim benim her şeyimdi.Kriz anında aynı uyuşturucu bağımlısı gibi ona ihtiyacım vardı.

Bu hastalık ben bebekliğimden beri varmış.Doktorlar büyüdükçe düzeleceğini söylüyorlar.Ah hadi 17 yaşımdayım daha ne kadar böyle sürebilir ki.Gerçi çocukluğumda daha kötüymüşüm.En büyük krizimi 3 yaşında yaşamışım ambulansla hastaneye kaldırıldığımda yolda kalbim durmuş ama sonra kafasına esmiş tekrar çalışmış falan.Tam bir ay hastanede yatmışım.Tabi tek refakatçim annemmiş o zaman.Zavallı annem babamın yokluğunda beni büyütmek için çok harcamış kendini.Bazen düşünmüyor da değilim benim için değer miydi?

Yani sonuçta ben hep babam olmadığı için ezik görülüp arkadaşları tarafından dışlanan sonra da oturup kaldırımda onların neşeli bir şekilde oynamalarını izleyen babamın yokluğunu her hissettiğim güne lanet eden ama bunu dışarıya göstermeyecek kadar gururlu bir çocuktum.Çocukluğum böyle geçmişti.

Yaren'le orta okulda tanışmıştık.O beni babam yüzünden yargılamayıp yanımda olan ilk arkadaşımdı.Tab Can da Sanem de vs...

Peki babama ne oldu?İnanın bu soruyu ben de net bir şekilde bilmiyorum.Anneme küçüklükten beri 'babama ne oldu?'diyorum öldü diyor.Kabullenmek istemiyorum.'Mezarı nerede?'diyorum yok diyor.Tövbe bismillah diyorum.'Peki nasıl öldü?'diyorum zorlukla dudaklarımın arasından, zamanı gelince öğreneceksin diyor.La havle'ne zamanı?'diyorum iki ay sonra reşit olacağım ben o eski kandırabileceğin saf küçük Azra değilim'diyorum 'Yeter artık'diyerek klasik 'anne babama ne oldu?' kavgamızı sonlandırıyor ve bundan nefret ediyorum.İşte durumum böyle.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUT ELİMDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin