boyutlar

210 21 24
                                    

Üzerimi tekrar değiştirdim. Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüm.
Ben: hmm... fena değil.
Mabel: *nefes nefese.* üzgünüm ayakkabıyı unutmuşum.
Bana elinde bir çift sarı dolgu topuklu ayakkabı uzattı (medyadakilerin sarı olduğunu bar sayın.).
Ben: iyi bakalım.
Mabel: hadi bekletme erkek arkadaşını.
Ben: biz sevgili değiliz!
Mabel: he he tabi
Beni iterek kapı dışarı etti.
Ben: BIRAKSAYDINDA AYAKKABILARIMI GİYSEYDİM!
Hemen ayakkabılarımı gidim, arkamò döndüm.
Bill: bu öfke ne?
Ben: şey.... boş ver.
Bill' e yaklaştım.
Ben: gidebiliriz.
Bill: tabi, ama önce...
Gözleriyle kolunu işaret etti.
Ben: *gözlerini devirir.* Bu konuyla ilgili uzun uzun tartışabilirdim..... ... ama bu gün boşvereceğim.
Bill' in koluna girdim. Bir boyut kapısı açtı ve içeriye girdik.
Ben: peki burası nasıl bir boyut?
Bill: burada kişilikler tam tersi.
Ben: yani.... Ben yumuşak ve sevimli biri miyim?
Bill: ve burada benim peşimde koşan sensin.
Bana gülümsedi ve göz kırptı. Bizi direk Esrarengiz Kulübe nin önüne ışınladı.
Ben: ben kendimi gördüm ve onunla tanımamaya gidiyorum.
Bill: bende geleceğim.
Birlikte kasaya bakan benim yanıma gittik. Bill' i görünce gözleri ışık saçtı resmen.
2. Ben(hdjdjdjdjfjj bi tuhaf oldum.): BİLLLLL
Bill'in üstüne atlayıp ona sıkı sıkı sarıldı. Bill de fırsattan yararlanıp ona sarıldı. Aralarına girip onları ayırdım.
Ben: sen
2. Ben: aahhh inanamıyorum sen bensin!
Mutlulukla yerinden şıçradı.
Ben: hey ben bu kadar sevimli değilim. Ayrıca durumdan faydalanma!
Bill' in omzuna yumruk attım.
Ben: git kendini bul.
Bill: iyi iyi ama çok geçmeden iki tane olarak geri döneceğiz.
Boyuma gelene kadar eğildi ve yanağımı öpüp ışınlandı.
2. Ben: çok şanslısın.
Ben: yaa ne demezsin.
2. Ben: biz Bill ile hiç anlaşamıyoruz... .. hemde benim sayemde amcalarım onun burada kalmasına izin verdi!
Ben: ha? Ne yani ona aşık mısın?
2. Ben: e-evet, ya sen
Ben: hayır!
2. Ben: zaten benim onunla hiç şansım yok. Yüzüme bile bakmıyor. Ve benden habire-
Gözüm giydiği pembeli kıyafetlere takıldı bir an.
2. Ben: bir saniye yerime bakar mısın?
Ben: neden?
2. Ben: sana bir şey vermek istiyorum.
Ben: peki.
Ben kasanın başına geçtim. O da koşarak yukarı çıktı. O sırada yanıma Bill geldi. Bu Bill' in bizim evrendeki olmadığı gayet açıktı.
2. Bill: hey Sadness bak şu kız çok tatlıymış.
Ben: eee.
2. Bill: diyorum ki bi konuşsan.
Ben: hayır.
2. Bill: eğer konuşursan elini tutarım.
Ben: iğrenç bunu aslağa yapmam.
2. Bill: bu gün yatağın tes tarafından mı kalktın sen? *oğlan tek kaşını kaldırır.*
Ben: yatağımın neresinden istersem orasından kalkarım.
2. Bill: wow bu gün sende ciddi anlamda bir değişim var.
Tam ağzımı açacaktım ki öteki Bill elinde kızmızı bir gül ile tanıma geldi.
Bill: al bakalım.
Ben: 😐 teşekkürler.
2. Bill: ah tamam şimdi anladım sen başka bir boyuttan geldin.
Ben: 😒
Bill: ah ve de...
Cebinden kırmızı kalpli bir paketin içindeki çikolatayı bana uzattı.
Ben: *sırıtır.* hmm bu daha iyi. 😏
Çikolatayı almak için elimi uzattığında kolunu yakalayıp beni kendine çekti.
Ben: sanada elini veren kolunu kaptırıyor...
Bill: *sırıtması genişler.*başka yerlerini kaldırdığına sevin.
Ben: 😲 sapık!
2. Bill: ne yani sen buna mı asılıyorsun?
Ben: bu derken! Senin gerçek formun üçgen lan!
Bill: hey sakin ol.
Ben: şuna bak!
2. Bill: harbiden yazık sana dostum.
Bill in sırtını sıvazladı. Aslında şöyle bir bakınca içinde olduğum durum tuhaf veeee sinir bozucu.

Gravity Falls Gizemli KuzenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin