BANGTANPİNXO (BTS BLACKPİNK EXO)

8: "İdol derken?"

Lisa

Kumandayı televizyona doğrultup kanalları gezmeye başladım. İzleyeceğim bir şey bulamayınca oflayıp televizyonu kapattım.

Sinirden şakaklarımı ovmaya başlamıştım ki Jennie unnie salona indi. Bir ona bir de elindeki çiçeklere bakmaya başlamıştım.

"Ooo unnie? O çiçekler ne öyle?"

"Bişey olursa ben odamdayım."

Derin bir iç çekip gözlerimi devirdim. Tabii ki de cevap vermemişti. Uzandığım koltukta doğrulup çiçekleri elime aldım. Salak unniem notu üstünde bırakmıştı. Not 'sandığım' şeyi elime aldığımda, çiçekçinin fotoğrafı vardı.

"Haa salak! O kadar malmıyım ben de notu almıyım."

Unniem dolabın arkasından çıkınca çığlık attım. Ama öyle böyle değil.

"Ya sen malmısın unniee!!"

Yanıma oturup bana sarıldığında ben de hemen sarılışına karşılık verdim.

"Biliyosun değil mi seni çoooook seviyorum. Çok güzelsin Lisa. Tayland'ın prensesisin. Saçların o kadar mükemmel ki yumuşaklığı 400 metre öteden belli oluyor. Çöpleri atarmısın?"

"Bir an cidden öyle düşünüyorsun sanmıştım." dedim gözlerimi devirerek. Yanağımı parmaklarının arasına sıkıştırıp gülümsediğinde ben de somurtmuştum.

"Öyle düşünüyorum maknae. Çok şirinsin."

********
Uzattığı patilerini yakalayıp gülümsedim. Kuma gerçekten çok tatlıydı.

"Lisa yeter Kuma'nın gitme vakti geldi."

Biz yurtta kaldığımız için hayvanları içeri sokmamız yasak. Tabii biz gizli gizli içeri sokmazsak. Fesatlık time geçiriyorum.

Yanaklarımı şişirerek Kuma'yı Jennie unnienin kucağına bıraktım. Kuma'ya el sallayıp mutfağa girdim. Jisoo unnie soğanları kesmekle uğraşıyordu. Ve..ağlıyordu. Arkadan unnieme sarıldım.

"Yaa unnie neden ağlıyorsun?"

"Soğan-"

Elindeki bıçağı kapıp soğana batırdım.

"Sen nasıl benim unniemi ağlatırsın PİS SOĞAN!"

"Lisa salakmısın?"

Gülüp bıçağı tezgaha bıraktım.

"Ben bugün dışarıda yiyeceğim."

Kaşlarını çattı...

"Nereye? Neden benim yemeklerimi yemiyorsun? Yoksa tadları mı kötü?"

"Hayır unnie. Yemeklerin çok güzel. Ama bugün Sehun, Baekhyun ve Taehyung'la yemek yiyeceğim."

"Hayatta olmaz!.."

Bir an bağırınca yerimde sıçradım.

"Seni Baekhyun ve o salak Sehun'un yanına gönderemem. Tae'nin yanına gidersen git. Aslında onun yanına da gitme. Psikolojin bozulur."

"Uf tamam be! Yemek yemiyorum ben okula gidiyorum."

Mutfaktan çıktığımda yeni uyanmış bir Rose karşımda duruyordu. Gözleri yarı kapalıydı. Minik bir kahkaha atıp yanağını öptüm.

"iyy Lisa. Neden bu kadar erken kalktınız ki? Jennie unnie neden bu kadar erken kalktı. O hiç kalkmazdı."

"Rose biz uyumadık ki. En son film izleyip sabahlıyorduk. Ve macera filminde uyuya kaldın."