Evden çıkmadan önce Minseok'tan onun teşkilattan olduğunu öğrenmiştim. Başından beri tüm hayatları mahveden kralı içten içe yok etmek için orada olduğunu..
"Yifan! İçeride misin?! Aç kapıyı!"
Elinde büyük bir valizle dışarı çıktı.
"Gerçekten gidecek misin?"
"Evet.."
"O evde artık birlikte yaşayacağımızı söylemiştin. Gün gece yanıma geldiğinde artık her şeyin iyi olacağını söylemiştin."
"Seni öptüğümde artık hiçbir şeyin iyi olmayacağını anladım Jongin. Birbirinizi bırakmayın hm? Benim gitmem gerek."
"Gitme."
"Bunu gerçekten istiyor musun?"
"Evet. Seni yanımda istiyorum. Lütfen gitme.. Artık oyun bitti. Herkes onlardan kurtuldu. Bırak mutlu yaşayalım."
"Yani bana bir şans verecek misin?"
"Ben o şansı kendime veriyorum Yifan. İyi ve mutlu hissetmeye ihtiyacım var. Bir kez daha kurtar beni."
"Peki abin? Onunla da konuşacak mısın? Seni koruyamadığı için ona kırgın olduğunu düşünüyor."
"Yalnızca bu konu için kendimi hazır hissetmiyordum. Eve döndüğümüzde konuşacağım."
"Peki sence yeni bir hayat kurabilecek miyiz?"
"Artık kimse tehlikede değil. Yeni bir hayat kurduk bile."
Eve birlikte döndük. Luhan'ın yanında biri vardı. Tüm bu olaylara karışmadan önce hayatında olduğunu söylediği sevgilisi Yixing.. Artık onun da bizimle yaşayacağını öğrendiğimde onun adına mutluluk duydum. Çünkü Jongdae de Minseok'u iyileştirmek istediğinden bahsediyordu. Herkesin mutluluk için bir şansı vardı.
Tüm olanları düşündüğümde kirli olanın ben olmadığımı görüyordum. Onun bana dokunmuş olması beni kirletmemişti. Yalnızca kalbi kötü insanlar kirli sayılabilirdi. Biz o kirden çoktan arınmıştık.
Hiçbir çarem olmadığını düşündüğüm o anda bile her zaman bir çıkış yolu olabileceğini öğrenmiştim. Ne olursa olsun önemli olan tek şey, o yolun hangi kapıda olduğunu anlamaktı. Kurtulmak için denemek gerekiyordu ve bundan sonraki hayatımda pes etmenin hayatımda yeri yoktu.