Gözlerime hücum eden güneş ışığından kurtulmak istercesine başımın altındaki yastığı alıp yüzüme bastırmaya başladım. Ama bu çok fazla olan uykumun birazcık daha açılmasından başka bir işe yaramamıştı.
Nefes alamayıncaya kadar öyle durdum ve sonra gözlerimi zar zor açarak yeniden yastığıma yatmaya başladım.
O sırada açılan kapıdan içeri giren Kaan göründü.
"Ooo uyanmış bizim uyuyan güzel. Bende seni uyandırmaya geliyordum. Hadi kalk kahvaltı hazır. Vallaha kızım sende çok şanslısın. Bak kıymetimi bil. Millet böyle kahvaltı hazırlayan bir kardeş için ne yapmaz ki yani? " dedi gülümseyerek içeri girerken.
"Birtek sucuklu yumurta pişirmekle kahvaltı hazırlıyor mu oldun şimdi?"dedim gözlerimi devirerek. Sonuçta annem işe gittiği zamanlarda herşeyi hazırlardı. Birtek yiyeceğimiz şeyi bize bırakırdı ki bizde genelde sucuklu yumurta yapardık. Sonuçta sucuklu yumurta candır. Ikimizinde en sevdiği yemek.
"Şimdide yemek beğendiremiyoruz. En sevdiğin şeyi yaptım kızım daha ne istiyorsun?"dedi kadınlar gibi iki elini beline yerleştirirken.
"Off tamam Kaan amma uzattın sen git gelirim birazdan."dedim yeni uyandığımı belli eden sesimle. Daha sonrada yanımdaki küçük yastığıda alıp yüzüne attım. Ama tabikide ıskaladım. Bende bu nişancılık varken vursam şaşardım zaten.
"Tamam hadi ama hızlı ol yoksa bu tatlı midem o güzel yumurta için daha fazla dayanamayabilir."dedi elini midesine koyarak. Gülümsemesi yüzüne iyice yayılırken konuşmama fırsat vermeden kapıyı kapatıp çıktı. Bense sadece göremesede gözlerimi devirmekle yetindim.
Boş olan midemden çıkan sesler beni uyarırken kalkmaya karar verdim ve banyoya gidip rutin işlerimi hallettim.
Aşağı inmemle masada oturmuş yumurtayla bakışan bir adet Kaan görmem bir oldu. Elini çenesine dayamış öylece yumurtaya bakıyordu. Bu haline gülümserken yanına gidip sandalyeye oturduğumda gözlerini yumurtadan çekip bana kaydırdı.
"Sonunda be nerede kaldın kızım? Kaç saattir seni bekliyorum burda."
"Geldim ışte Kaan. Hadi çok konuşmada yemeğini ye."dedim gözlerimi devirerek.
Hiç birşey demeden önündeki yumurtasını iştahla yemeğe başladı. Gülümseyip bende yemeğimi yemeye odaklandım.
"Bu arada Asena bir daha böyle rüyalar görürsen hemen gelip bana anlat tamam mı? Belki bize yardımcı olabilir."dedi ağzındaki yemeği boğazından aşağı gönderirken. Dediği şeyle yüzüm düşerken tabağımdaki yumurtayı çatalımla oymaya başlayıp başımı aşağı yukarı salladım." Tamam. Söylerim."
Rüyam beni etkilemişti. Belkide bu uzun zamandır rüyamda babamı görmememden kaynaklanıyordu. Bunu bilmiyordum ama aklıma geldikçe moralimi bozduğu kesindi.
Kahvaltımız sessiz geçerken Kaan son lokmasını da alıp masadan kalktı." Canım kardeşim buraları sen toplarsın ben Mete'lerle buluşmaya gidiyorum."dedi mutfaktan çıkıp odasına doğru yol alırken.
Hiç şaşırmadım. Her gün Mete'lerde zaten. Her zaman sofrayı toplama görevini bana bırakıp kaçıyordu. Bu yüzden bişey söylemeden son lokmamıda alıp ayağa kalktım ve sofrayı toplamaya başladım.
Aradan biraz zaman geçince dış kapının kapanma sesi duyuldu. Kaan'ın çıktığını anlayıp masayıda sildikten sonra gidip televizyonun karşısındaki koltuğa oturdum. Ne yapsam diye düşünürken duyduğum kapı ziliyle kalkıp kapıyı açmaya gittim. Kaan bişey unutmuştur belki diyerek kapıyı açtığımda İdil'in birden cırlayarak boynuma atlamasıyla biran afallasamda bir kaç saniye sonra bende kollarımı beline sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HESTİA KABİLESİ
AdventureKaan ve Asena... 7 yıl önce kaybettikleri doğa kaşifi babalarının izinden giderek, asırlardır saklanan Hestia Kabilesi'nin gizemini çözebilecekler mi?