Koku Her Daim Kazanmaz

7 1 0
                                    

Tavuk etrafını yokladı kimse yoktu çatıdan inmek istiyordu lakin inerse sıkıntı çıkabilirdi. Oyunun bitmesini istedi on iki saat boyunca insanların birbirlerini öldürmesini istemiyordu üstelik sadece on beş yaşındaydı. Dileğinin ne olacağını kestiremiyordu lakin o iyi bir kızdı eğer kuzeninin geri gelmesini dilerse kötü bir e sebep olabilirdi. Derin bir nefes aldı çatından aşağıya doğru kendini bıraktı intiharı herkes için iyi olacaktı. Gözlerini kapattı ancak yere sert bir şekilde çarpmadı. Gözlerini açtı. Karşısında kumral saçlı yakışıklı ve boynuzlu biri vardı. Boynuzlarından  Öküz olduğu net bir şekilde anlaşılıyordu. "Teşekküre gerek yok bu oyunu bitireceğim ve hanelerin savaşıda son bulacak."
"Senin abin benim kuzenimi öldürmüştü peki sen neden benim hayatımı kurtardın?"
"Dediğim gibi oyun son bulacak bu şehirden çıkmalıyız." Oyunu bitirmek bu çılgınca diye düşündü Tavuk. "Peki o halde yukarıda Fareye neden öyle cümleler sarf ettin?" "Onu öldürmek istiyorum ancak oyunu bitirmeyi daha çok istiyorum." Öküz onu sakince yere bıraktı. Belli bir süre yürüdüler. Sonra Öküz sordu."Eğer sen bu turnuvada ölürsen ailen başka birini gönderebilir mi?" "Evet beni kötüler onları gaza getirirler kesin kazanacağına inandırırlar ve gönderirler." "Peki en son hangi turnuvayı Tavuk hanesi kazandı?" "Anneannem sekizinci turnuvayı kazandı ancak o çok kötü birisi". Karşılarına birden koşuşturan Maymun ve Fare çıktı. Öküz bir sakinlikle onların önlerine geçip "durun yoksa duracak haliniz bile olmayacak" dedi. İkisinde durdu. Maymun Öküze dönerek "Ne var?" dedi. "Ablan o da bu turnuvayı bitirmek istiyordu şimdi onun dileğini mi yapacaksın yoksa onun en iyi arkadaşını mı öldüreceksin?" "En iyi arkadaşı kim oluyor?" "Fare" dedi Öküz. Bizi toparlamaya çalışıyor dedi Tavul içinden. Maymun duraksadı sonra sözü Fare aldı. "Benim gördüğüm yüz ihtimalin yüzündede ablan kazanamıyordu zaten. Sona kalmıştı ancak karşısındakini incitmek istemedi." "Ablam bu oyunu bitirmeyi her şeyden çok istedi onun dileğini yapacağım."

Ahtapot koşuyordu. Karşısına Kokarca çıktı. Geçen turnuvada neler olduğunu kimlerin nasıl öldüğünü biliyordu. Ona asla saldırmamalıydı yoksa ölürdü. Kokarca ona baktı. "Hey sen ölmeye hazırlan."
"Ne sen neden bunu yapmak istiyorsun?"
"Babam turnuvayı senin yüzünden kaybetti benim tek amacım ise seni öldürmek bu yüzden gücümü hiç çekinmeden kullanacağım."
"Kılıçlarım seni o kadar hızlı keser ki o gazı salmaya vakit bile bulamazsın."

Ejder Yılanı havada uçuruyordu. "Hey beni dinle bizim annemiz Ejder babamız Yılan başka kimin öyleydi biliyormusun?" "on iki sene önce katılanlarla hiçbir farkımız yok demeye çalışıyorsun farkındayım neyse bunu çok kafana takmada aşağiya bak." Yılan aşağıya baktı Kokarca ve Ahtapotu gördü birbirlerine girmek üzerelerdi.
"Ne yapacağız?"
"Yanındaki Yılan yumurtalarını atacaksın yılanlar onları yerken bize izlemek düşecek." Yılan elini çantasına attı. Yaklaşık on beş tane yumurtayı onların üzerine fırlattı. Ahtapot düşen yumurtaları görünce şaşırdı ve yukarı baktı. "Bu da mı senin oyunun ha?"

Yumurtaların düşmesiyle içlerinden yavruların çıkması bir oldu. Ahtapot her birine bıçaklarını saplamaya başladı.
Kokarca ise yılanlar tarafından köşeye sıkıştırılmıştı. Sonra yılanlar onu sokmaya başladı. "Hayır" dedi Ahtapot eğer o ölürse ikizlere karşı yanlız kalacağını biliyordu. Bir an Kokarca gazını saldı. "Kaçmam gerek" dedi Ahtapot. Hızla koştu arkasına bile bakmıyordu. "Kardeşim şu korkağa da bak nasıl koşup kaçıyor" dedi Yılan."Hadi ona ikizlerin marifetlerini gösterelim" dedi Ejder. Oyunu kazanacak ve tüm dünyanın kralı olmayı dileyeceklerdi ancak biri kazanacaktı onlarda bunun farkındaydı oyunun sonuna kadar iş birliği yapacak ardından birbirleriyle kardeş kardeşe bir duello yapacaklardı. Bu durumda biri ölürken diğeri tüm dünyanın kralı olacaktı. "Hazırlan kardeşim" diye haykırdı Ejder "Ben doğuştan hazırım kardeşim gönder hadi" diye yanıtladı Yılan. Ejder gerildi ve Yılanın önlerinde koşan Ahtapotun önüne fırlattı. Yılan hemen elindeki zehirli kılıcı ona doğrulttu. "Seni sokacağım" dedi gülümseyerek. "Yanlız kendin bile bir şeyi unutuyorsun yılanlar sokarak değil tükürerek öldürürler" dedi Ahtapot ve elindeki topu ona doğru fırlattı. "Heh beni bir top mu öldürecek?" Ona doğru gelen topu tek kılıç darbesiyle ortadan ikiye ayırdı. Ancak topun parçalanması ile ortaya mor renkli boğucu bir gaz çıktı."Kardeşim yardım et"
"Hahaha sana şu an kimse yardım edemez" dedi Ahtapot.  Ejder ise kardeşinin sesini duymuş ancak ona yardım edemiyordu. Gaz bulutu gittikçe büyüyor bir sokağı yutacak hale geliyordu. Bir şeyler yapmalıydı. Eline sırt çantasındaki petrolü aldı ve gazın içine doğru dökmeye başladı. Tam elindeki çakmağı aşağıya bırakacakken duraksadı kardeşinin çıglıklarını dinlemeye başladı. Sonra toz bulutu dağıldı. Ortada sadece kardeşinin binlerce parçaya ayrılmış vücudu vardı...

"Nasılsın?" diye sordu Tavşan yanındaki ölü Geyiğe. Yürüyorlardı. On iki sene önce ölen oğluna bildiği bütün her şeyi o öğretmişti ölu yürütmekte buna dahil. "Çok sıkıcısın varya oyunda sana ihtiyacım olmasa seni asla arkadaşım yapmazdım gerçi benim hiçbir arkadaşım konuşmuyor. Acaba oğlum da böyle düşünüp üzülmüşmüdür?
Karşımıza kimse de çıkmıyor ama bu oyun benim için çok kolay olacak"  dedi ve büyük bir kahkaha attı.

"Koş hadi evladım koş" dedi Köpeğin sırtında giden Koyun. "O aptal bizi yakalamadan kaçalım buradan" diye devam etti. "Sakin ol eğer bizi yakalayacak olursa ben onun icabına bakarım." "Sen Tavşan hanesi hakkında hiç bir şey bilmiyorsun galiba genç adam o tam bir piskopat bundan emin ol ve ondan olabildiğince uzak dur ta ki yanına üç kişiden fazla takım arkadaşı bulana dek çünkü o zamana kadar o herkesi öldürebilir." "Sen neden seni yanıma almamı istedin?" "Beni Öküze götür bu oyunu bitirmek istiyordu bende bitirmek istiyorum bence sende bunun için çabala." Hızla koştu Köpek sırtındaki altmış beş kiloluk kadına hiç aldırmıyordu. Sonra karşısına bir an o çıktı Tavşan. "Benden bu ladar korktuğunu bilmiyordum Köpek hadi diyelim sıtındaki yaşlı bir kadın ancak sen sen tam bir korkaksın." Köpek sırtındaki koyunu yavaşca yere indirdi."Buradan hemen git bu o ve benim aramda." "Seninle daha yeni ne konuşmuştuk Köpek bunu yapmamalısın Öküzün yanına gitmeliyiz." "Gitmek için son şansın bunak acele et" dedi Köpek. Koyun orada kaldı. Köpek Koyuna dönerek "hadi" diye haykırdı. "Ölürsek ancak beraber ölürüz." Tavşanın arkasında bir an Geyik , Kokarca ve Yılan belirdi. Hepsi ölmüştü ancak Yılan ve Kokarcayı ne ara öldürmüştü. Son hızla Köpeğe doğru koştu. Köpek de karşılık vermek için ona doğru koştu. Birbirlerine girdiler. Tavşan onu üstünden attığında yerde Köpeğin kafası kaldı. Beş saniye sonra Köpek de kalktı. Koyun o an elindeki asayı yere vurdu. Büyük bir deprem oluyordu. Yan tarafta bulunan bina üzerlerine doğru geldi. Ve en sonunda devrildi. Tavşan ve ölüleri onun altında kaldılar. Koyun ise çareyi kaçmakta buldu...

~~~Bölüm Sonu~~~

(Ben yaklaşık bir ay kadar köye gidiyorum yani sizin anlıyacağınız intermet yok bölüm atamayacağım ama umit ediyorum ki bol bol yazacağım)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Takvimin Savaşı 2 : Alev ParlıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin