Bölüm 1

74 5 1
                                    

DÜZENLENDİ.

Ada yeni evine taşınalı sadece birkaç gün olmuştu. Hatta sadece bu eve değil, İstanbul'a da taşınalı sadece birkaç gün olmuştu ve hemen işe başlamak zorundaydı. Henüz eve bile yerleşememişken işe gitmenin tamamen saçmalık olduğunu düşünmesine rağmen yine de sabah alarm çaldığı anda uyandı. Pencerenin önündeki kalın toz pembe perdeyi çekerek güneşin yatak odasının içine dolmasını sağladı. Harika bir sabah, günün harika geçeceğinin bir kanıtıydı. Kendi kendine bu evde en sevdiği şeyin, hatta tutmasındaki en büyük sebebin odasında bulunan penceresinin harika bir manzaraya sahip oluşu olduğunu düşündü. Masmavi deniz ayaklarının altındaydı sanki.

Heyecanlı bir şekilde banyoya yöneldi ve hazırlanmaya başladı. Önce kısa bir duş ve sonrasında normalden biraz uzun diyebileceği bir hazırlanma sürecinin ardından aynada gördüğü kişi gerçekten tatmin olmasını sağlamıştı. Aslında normalde bu kadar uzun sürmüyordu hazırlanması ama bugün ilk iş günüydü ve kendisini güçlü hissetmek için aynadaki görüntüsünden tatmin olması gerektiğini biliyordu. Diz kapağının bir karış üstünde olan dökümlü sade kırmızı bir etek ve üstüne kolları dar ama kendisi salaş olan kırık beyaz bir gömlekle ilk iş günü için tatmin edici bir görüntüye ulaşınca hazır olduğunu hissetti. Ayakkabı olaraksa her zamanki gibi uğurlu ayakkabısı olarak gördüğü beyaz spor ayakkabısını giyerek evden çıktı. Evet işe giderken spor ayakkabı tercih etmişti çünkü çalışacağı şirket, insanların rahat bırakıldığı çok kısıtlanmadığı bir yerdi ve aslında bu şirketi istemesinin en büyük sebeplerinden biri buydu.

Ada, ASİL adındaki bir yazılım şirketinin yeni yazılım mühendislerinden biriydi. Mesleğini ilk başlarda annesi ve babası seçmişti ama sonrasında Amerika'da gördüğü kısa bir eğitimin sonrasında bu mesleğin aslında onun için en doğru meslek olduğunu fark etmişti. Amerika'da üniversite okuduktan sonra daha fazla ülkesinden ve ailesinden ayrı kalamamıştı ve tekrardan ülkesine geri dönmüştü. İstanbul'da çok istediği yazılım şirketi olan ASİL yazılım şirketi Ada'yı kabul edince, 10 gün içerisinde kendisine bir ev tutup, ev için eşyaları almıştı ama daha tam yerleşmemişken işe başlaması gereken gün gelmişti.

Bütün belgelerini aldığından emin olduktan sonra hemen arabasına binip hızla yola koyuldu. Malum İstanbul trafiği ve Ada ilk günden geç kalıp dikkat çekmek istemiyordu.

Şirketin önüne geldiğinde otopark tarafına yöneldi ve arabayı park edip yavaşça indi. İşte hayalindeki şirketin kapısının önündeydi ve belki de burada hayatı değişecekti. 50 katlı şirket binasının kapısından hızlıca içeri girip resepsiyon kısmına doğru yürümeye başladı.

" Merhaba ben Ada Karahan. Yeni yazılım mühendisi. Yağız Karasu ile görüşecektim. "

Konuşurken heyecandan bayılmak üzereydi, dizlerinin titrediğini hissediyordu ama özgüvenli görünmek için heyecanını belli etmemeye çalıştı. Konuşurken sesinin titrememiş olması ise tam bir mucizeydi onun için.

Adının Asu olduğunu yakasındaki karttan öğrendiği resepsiyonist kız hızlıca önündeki ekrandan bir şeylere bakarken Ada'da yeni iş yerini incelemeye başladı. Şirketin giriş kısmı tamamen beyazlarla döşenmişti. Koltuklar, masalar ve geriye kalan her şey. Ortamı renklendiren tek şey birkaç tablo ve bir iki tane şık olduğunu düşündüğü çiçeklerdi. Fakat çiçekler bile aslında sadece yeşil renkten ibaret ağaçcıklardı.

Ada etrafı incelerken Asu Hanım elinde bir kartla ona doğru döndü.

" Merhaba Ada Hanım. Hoş geldiniz. Aramıza katıldığınız için çok mutluyuz. Buyurun bu yaka kartınız. Sağ tarafta asansörler var. 43. katta sağ koridordan ilerleyerek Yağız Bey'in odasını bulabilirsiniz. "

Yaka kartını eline alıp kısaca inceledikten sonra kadına gülümseyerek asansörlerin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı. Asansörlerin sağ tarafında simsiyah bir piyona vardı ve başında yine şık giyinimli bir beyefendi harika bir parça çalıyordu.

Asansörleri çağırmak için duvara monte edilmiş dokunmatik ekrana kaçıncı kata gitmek istediğini yazdıktan sonra sistem onu B asansörüne yönlendirdi. Yine hızlı bir şekilde B asansörüne ilerledi ve içi tamamen aynalarla döşeli olan asansöre bindi. 43. kata geldiğinde ise asansörün kapısı açıldı ve kendinden emin dik bir şekilde Yağız Bey'in olduğunu tahmin ettiği odaya doğru ilerlemeye başladı. Kapının hemen önünde Yağız Bey'in sekreteri olduğunu düşündüğü ve yine yaka kartından isminin Ayla olduğunu öğrendiği gayet güzel ve alımlı sekreter kıza ismini söyledi fakat Ayla Hanım ona biraz beklemesi gerektiğini söyledi. Karşıdaki rahat koltuklardan birine oturarak eline önündeki şık sehpada duran dergilerden bir tanesini aldı. Tabi ki teknoloji dergisiydi hem de Ada'nın okumaktan en zevk aldığı dergiydi. Kendini kaptırmış sayfaların arasında gezindiği sırada Ayla Hanım'ın adını seslendiğini fark etti ve yerinden kalktı.

" Ada Hanım çok üzgünüm fakat Yağız Bey az önce ayrıldı. Sizin için odanızın hazır olduğunu ve işe başlayabileceğinizi söyledi. İsterseniz ben odanıza kadar size eşlik edeyim. "

Ada bir an ne diyeceğini bilemedi. Nasıl yani adam hem onu yanına çağırıp üstelik tam zamanında geldiği halde en azından bir merhaba bile demeden gitmiş miydi? Ayrıca nasıl olmuştu da önünden geçip gittiği halde onu görememişti anlayamadı. Kısa bir an duraksadıktan sonra Ayla Hanım'a döndü ve başıyla onaylayarak

" Peki. Sizin için sorun olmazsa bende odama geçmek istiyorum. "

Ayla Hanım'a bir şeyler söylemenin saçma olacağını düşünerek kadını takip etmeye başladı.

Oda Yağız Bey'in odasının yan tarafındaki odaydı. İçeriye girdiği anda odanın aurasına kendini kaptırmadan edemedi. Fakat daha sonra Ayla Hanım'ın halen kapıda beklediğini fark edince teşekkür etti ve kadın odadan çıkıp kapıyı kapatınca yalnız kalarak masasına doğru yöneldi. Masasına çantasını ve bilgisayarını koyacağı sırada bilgisayarı gördü ve boşuna kendi bilgisayarını taşıdığını fark etti. Önünde kocaman bir apple marka ekran, yine apple marka laptop, yine bir apple marka telefon vardı. Patronu Yağız Bey ortamı en güzel ve uygun şekilde ayarlamak için her şeyi düşünmüştü ve kesinlikle harika görünüyordu. Bu oda da bembeyazdı şirket gibi. Duru ve sade olmasına rağmen Ada kendi kendine küçük değişiklikler yapması gerektiğine karar verdi. Ayrıca odanın manzarası harikaydı, boğaz sanki ayaklarının altında gibiydi. Ada ister istemez çok etkilenmişti ve patronuyla tanıştığı ilk gün oda için teşekkür etmesi gerektiğini aklının bir kenarına not etti.

Ve işte şimdi geriye kalan hayatının ilk günü başlamıştı.

*************************************

Merhaba arkadaşlar.

Öncelikle ilk bölüm bile olsa okuyan herkese çok teşekkür ederim. Bu benim ilk hikayem ve tecrübesizliğimden dolayı şimdiden yaptığım anlatım hataları için özür dilerim. Elimden geldiği kadarıyla yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım. Sizden de isteğim anlayış :) Yorumlarınız benim için çok önemli. Beğenmediğiniz herhangi bir şeyi söylemekten çekinmeyin lütfen. Şimdiden her şey için teşekkür ederim.

Keyifli Okumalar.

The NightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin