Bölüm 4

28 1 0
                                    

Arkadaşlar merhaba.

Küçük bir ricam var. Hikayeme yorum yaparsanız çok mutlu edersiniz beni. Yeni bir yazarım ve sanırım biraz motive olmaya ihtiyacım var :)

İyi Okumalar..

*********************************************

Ada eve geldiğinde Nazlı'nın onu aradığını gördü. O an fark etti ki kıza hiçbir şey söylemeden oradan ayrılmıştı ve Nazlı onu merak etmişti büyük ihtimalle. Telefonu açıp yorulduğu için eve geldiğini kısaca anlatarak telefonu kapattı. Konuşacak hali yoktu ve olanları önce kendisinin sindirmesi gerekiyordu. Yavaşça yatağına oturdu ve öylece yere bakarak düşüncelere daldı. O an yeniden aklına dudaklarına değen Yağız'ın dudakları geldi ve istemeden de olsa yanaklarının yandığını hissetti yeniden. Yağız'ın bunu neden yaptığını anlamıyordu. Neden hiç tanımadığı birini öpmüştü ki? Ya da kendisi neden ona karşılık vermişti ki? Hiçbir şey anlamıyordu. Kendini toparlayarak yerinden kalktı ve pencereyi açtı. Derin bir nefes alarak arkasını döndü ve banyoya attı kendini. Bu geceyi unutmak için duş alması gerekiyordu. Düşüncelerini dindirmek için soğuk suyun altına girdi.

Ada, yüzüne vuran güneş ışıklarıyla uyandı. Bu sabah sanki kendini daha iyi hissediyordu. Çabucak hazırlandı ve evden ayrıldı. Yağız'la görüşmeyecekti. Yani en azından gerek olmadıkça görüşmeyi düşünmüyordu. Görürse de hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı. Dün gece çok düşünmüştü. Dün dünde kaldı ve yaşanan her şey yanlıştı. Yağız'ı hiç tanımıyordu ve her şeyden önemlisi Ada'nın patronuydu. Şirkete gelince hemen masasına oturup projeyle ilgilenmeye başladı ve yine zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Odasının kapısı hafif tıklatıldı ve içeriye sekreter kız girdi.

"Ada Hanım, Yağız Bey sizi görmek istiyor. "Ada bir anda heyecanlandığını hissetti ama kıza belli etmemeye çalışarak kafasını olumlu bir şekilde salladı. Yerinden kalkarak Yağız'ın odasına doğru ilerlemeye başladı. Kapının önünde derin bir nefes alarak dikleşti ve kapıyı sakin kalmaya çalışarak tıklattı. İçeriden Yağız'ın gür sesini duyunca yine yavaş bir şekilde kapıyı açıp içeriye girdi.

Ada bu durumdayken Yağız'ın da ondan bir farkı yoktu. Kendinden emin, hiçbir şey olmamış gibi davranma kararı almıştı. Yaptığının yanlış olduğunun o da farkındaydı. Aslında tam olarak yanlış değil de Yağız dün olanların saçma olduğunu düşünüyordu. Birden kendini tutamamıştı sadece o kadar. Bunu neden yaptığını bile bilmiyordu. Kızın başı önünde yavaşça içeri girdiğini görünce yüzünde hafif bir tebessüm oldu ama hemen kendini topladı.

"Buyurun Yağız Bey, beni görmek istemişsiniz. "Ada, Yağız'ın karşısına dikildi ve yüzünde hafif bir tebessümle konuştu. Yağız kısa bir an duraksasa da sonradan toparlanarak,

"Merhaba Ada Hanım. Projeyle ilgili biraz konuşmak istiyordum sadece. Yenisiniz ve belki bilmediğiniz eksik birkaç yer vardır diye düşünmüştüm. "Yağız kendi kendine gerçekten böyle bir şeye gerek var mıydı acaba diye düşündü. Aynı şekilde Ada da buna biraz şaşırmıştı. Çünkü bu projeyle ilgili sürekli toplantılar yapılıyordu zaten. Yine de Yağız anlatmaya başlayınca Ada da onu dinlemeye ve arada projeyle ilgili fikirlerini söylemeye başladı. Kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki bu sırada odaya gülerek Cenk'in girdiğini fark etmediler bile. Cenk hafifçe öksürdü ve gülümseyerek yanlarına gitti.

"Bu nasıl bir çalışma azmi. İçeri girdiğimi bile fark edemeyecek kadar ne hakkında konuşuyordunuz? "Ada, Cenk'in bu kadar pozitif ve güler yüzlü olması karşılığında içten bir şekilde gülümsedi. Yağız ise bu sırada kızın daha önce bu kadar içten gülümsediğini hiç görmediğini düşünüyordu.

"Yağız Bey projeyle ilgili biraz konuşmak istemişti. Birkaç fikrim vardı ve onlarla ilgili konuşuyorduk Cenk Bey."

Yağız hiçbir şey söylemeyince Ada kendini konuşmak zorunda hissetmişti sanki. Yağız da Ada'nın konuşması üzerine kedine gelip Cenk'e döndü.

"Kardeşim, bize katılmak ister misin? "Ada, Yağız ve Cenk arasındaki bu samimiyete şaşırmıştı. Demek ki çok yakınlardı. Cenk, Ada'nın yanına oturdu ve projeyle ilgili fikirlerini sunmaya başladı.

Farkında olmadan saatler geçmişti. Ada hafifçe oturduğu sandalye de dikelip esnemeye çalıştı. Gerçekten de çok yorulmuştu. Bu sırada Yağız bir şeyler anlatıyordu halen.

"Bu proje şirketin prestiji açısından çok önemli. Her şey kusursuz olmalı. Bu sadece bir uygulama değil, biz burada bu konu ile ilgili yapılanların en iyisi yapmaya çalışıyoruz. Eğer başarabilirsek birçok firma bu uygulamayı kullanacak. Elimizden gelenin en iyisi yapmalıyız. "

"Merak etme dostum herkes harıl harıl çalışıyor. Her şey mükemmel olacak. "

Yağız kafasını Ada'ya çevirdiğinde kızın koltukta uyuyakaldığını gördü. Saçları geriye doğru düşmüş, yüzünü iki elinin üstüne yatırmış uyuyan kız adeta mest etmişti Yağız'ı. Kendi kendine kızın su gibi duru olduğunu düşündü. Ada çok yorulmuştu, öğle yemeğine bile çıkmayıp Yağız'ın odasında yemişlerdi ve kız daha fazla dayanamayıp oracıkta uyuyakalmıştı. Cenk, Yağız'ın kızı izlediğini görünce yüzünde dalga geçer bir gülüşle arkadaşına döndü.

"Ne oldu patron? Çok etkilenmiş görünüyorsun. "Yağız, arkadaşına ölümcül bakışlar atarken eliyle kapıyı işaret etti. Sesini iyice alçaltarak Cenk'i odadan kovdu. Cenk ise kovulduğu kısımda değil de Yağız'ın kıza karşı koruyucu tavırlarına takılmıştı ve yüzünde kocaman bir sırıtmayla odadan çıktı.

Cenk odadan çıkınca Yağız Cenk'in yerine oturup kızı izlemeye başladı. Şu an ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Öylece durmuş kızı izliyordu. Bir an elini kaldırıp hafifçe kızın yüzüne dokunmak istedi ama kızın uyanmasından çekinmişti. İlk defa böyle bir şey hissetmişti. Hayatında hiçbir zaman bir kız uyanmasın diye bu kadar çekinerek hareket etmemişti. Ama şu an Ada uyansın istemiyordu. Öylece burada uyusun istiyordu. Üzerindeki ceketini çıkarıp kibarca kızın üzerine örttü. Kıza doğru eğildiği sırada burnuna gelen kokuyla neye uğradığını şaşırdı. İstemsizce ellerini kızın saçlarına götürdü ve hafifçe tutarak burnuna götürdü. Derin bir nefes çekti ciğerlerine ve gözlerini yumdu o anda. O kadar güzel kokuyordu ki bu kokuyu tarif etmek imkansızdı. Çiçek gibi değildi, başka bir koku dese hayır Yağız bu kokuyu tarif edemiyordu. Tek hissettiği nefes almaktı. Ona nefes aldıran bir şey vardı bu kokuda. Tek tarif edebildiği buydu.

Yavaşça tekrar koltuğuna döndü ve kızı izlemeye başladı tekrar. Ne kadar zaman geçtiğini anlamadığı bir anda kız kımıldamaya başladı ve gözlerini yavaşça araladı. Bir an nerde olduğunu anlamasa da karşısında Yağız'ı görünce ne olduğunu anladı. Hemen ayağa kalktı ama aniden kalktığı için gözü karardı ve hafifçe sendeledi. O anda beline dolanan kollarla neye uğradığını şaşırdı. Yağız, Ada'nın sendelediğini görünce hemen yakalamıştı onu. Ada Yağız'ın bu hareketine çok şaşırmıştı yine ve hafifçe geri çekildi.

"Yağız Bey çok özür dilerim ben nasıl oldu anlamadım, uyuyakalmışım... "

"Sorun değil Ada Hanım. Benim suçumdu saatin nasıl geçtiğini anlamamışım. Cenk de yeni gitti zaten. Merak etmeyin. "Ada kendini rahatsız hissetmesin diye Yağız bu küçük yalanı söylemek istemişti. Ada, Cenk'in yeni gittiğini duyunca biraz olsun rahatlamıştı en azından onların çalışmasını engellemediği için. Yağız'ın odasından izin isteyerek çıktı ve kendi odasına gitti. Saat akşam dokuz olmuştu. Otoparka gitti, eşyalarını arabasının arka koltuğuna koydu ve direksiyonun başına geçti. Ama ne yaparsa yapsın arabası çalışmıyordu. Dakikalarca uğraştı ama arabası çalışmıyordu. Arabanın kaputunu açtı ve eğilerek bakmaya başladı sorunun ne olduğunu anlamak için. Oysa ki arabalar hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Sıkıntıyla kendini doğrultup arkasını döndüğünde Yağız'la burun buruna geldi. Afallayarak geriye doğru sendelediğinde Yağız yeniden kızı belinden tutup kendine doğru çekti. Kısa bir an ikisi de duraksadı. Ada başı önüne eğik bir şekilde duruyordu. O anda Yağız kızının kokusunu iyice çekti ciğerlerine. Yine nefes aldığını hissediyordu sanki. O an ağzından çıkanları tutamadı bir anda.

"Kokun... Sanki ilk defa nefes alıyormuşum gibi hissettiriyor. "

The NightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin