Şüphe (1)

11.4K 255 35
                                    

- Aral soru sormayı kes artık! Arkadaşım diyorum neden inanmıyorsun senin gibi birine yalan borcum mu olacak!?

bunu dememle gözümün içine daha derin bakmaya başladı. Yalan söyleyip söylemediğimi tartmaya çalışıyor gibi bakıyordu. Sabahtan beridir soru yağmuruna tutuluyorum, parti bittikten sonra Asel'in burada kalması için Aral'dan izin almaya gelmiştim. Biraz işkillenmişti, rahatsız olmuştu ama kabul etmişti; hatta istediği kadar kalabilir, sana iyi gelecekse gibisinden birşeyler de zırvalamıştı. O gün Asel'in eşyalarını taşıtmıştım hemen misafir odasına...

Aral kolumu tutarak:

- Zişan acayip bir koku alıyorum. Umarım saçma sapan bir iş içerisinde değilsindir. Yoksa seninle birlikte, yandaşçılarınıda yakarım haberin olsun güzel karıcığım.

vurgu yaparak söyledi. Bende kolumu kurtararak:

- Aral defolup gidermisin başımdan? Dünden beri car car car! Bir şey yok diyorum, Asel benim çocukluk arkadaşım! Küçükken yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Tabi sen bilmezsin, o zamanlarda bile birilerini öldürüyormuşsundur!.

o birşey söylemeden hemen odadan çıktım. Bebeğin yanına gittim. Mışıl mışıl uyuyordu, eskiye nazaran biraz daha tobmikleşmişti. Beşiği sallarken arkamdan biri sarıldı. Siagara kokusundan tanıyordum Aral'dı. Hemen ittirdim:

-bana birdaha dokunma! Midem bulanıyor sen dokununca. 

bebeği öpüp gidiyordum ki ensemden sıkıca tutup alnımı alnına dayadı:

- beni sinirlendirmek için vargücünle uğraşıyorsun. Bu aralar dikkat et kendine hatun! 

deyip bıraktı. Kapıya kadar geldikten sonra başımı hafif yana çevirip:

- inan bana Aral tehditlerin beni artık korkutmuyor. 

aşağı inerken bir yandan da telefondan Asel'i aramaya çalışıyordum. İşim var deyip kahvaltı etmeden çıkmıştı. Açıkçası nereye gitti merak ediyordum. Bir iki çalıştan sonra:

- efendim Zişan?

sessiz olmaya çalışarak:

- Asel neredesin? Merak ettim seni. 

diyerek başladım. Hemen konuya girmeyecektim:

- geliyorum birazdan. Ufaklığa kıyafet felan almaya gitmiştim. 

gülümseyerek:

- düşünceli arkadaşım benim. 

kıkırdadım. Oda kıkırdadı:

- ben gelince alışverişe diye çıkalım. Herşeyi detaylı anlat, sonrada işimize koyulalım. 

kolumdaki saate baktıktan sonra:

- tamamdır bekliyorum seni. 

deyip mutfağa geçtim. Dolaptan soğuk su çıkardım. İçecekken içeri Hazar geldi:

- Zişan?

ona dönerek:

- buyur Hazar?

genzini temizleyip:

- bu dün gelen arkadaşın Asel... ne iş yapıyor? 

aha!! Şimdi biraz terlemeye başladım. ben tam ağzımı açacakken:

- Mimarım ben.

Hazar arkasını dönerken Asel keyifle devam etti:

- Çizim yapıyorum. Amerika'daydım, bir süredir orada eğitim veriyordum fakat Zişan çağırınca onu kıramadım. 

Mafyanın EsaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin