AŞK-Î-NTİKAM

GEÇMİŞİN YEMİNİ

California cezaevinin önüne yaklaşan jeep'ten inen siyah takım elbiseli şöför hanımefendinin cıkması için arka kapıya dogru ilerleyip kapıyı actı,
-"Buyrun leydim"
Sözde Leydi ince ve asil sesiyle teşekkür etti,
Şöförün tuttugu şemsiye altinda elbisesinin tozlanmaması için yolun karşısına hızlıca gecti,
Karşıda tüm endamıyla nice mahkumun ömür boyu müebbetle yattıgı California f tipi cezaevi vardı,kim bilelbilirdiki buraya suçlu doldurmak zorunda olan jennifer johnson'ın buraya mahkum ziyaretine gelecegini.
Hava cok sıcaktı,güneş bir aydır gündüzleri uyumuyordu,herhalde o da devlet memurları gibi düzenli yaşamak zorunda olan kölelerdendi.
orta boylu,kendinden bagımsız göbegi olan,pala bıyıklı bu üniformalı adam görevli memur olmalıydı,Ona dogru yaklaşıp iyi günler dileyip ince ve yapmacık yumuşak sesiyle konuşmaya girdi:
-"İyi günler memur Bey,kardeşimi görmek için gelmiştim yardımcı olabilirmisiniz?"
Kadının giyinişene ve yapmacık tavırlarına aldanan memur:
-"Tabi,ama sormamda sizin için bir sakınca yoksa,sizin gibi soylu bir hanımefendinin kardeşinin burda ne işi olabilirki?"
Adamın alaycı ses tonuna sinirlenen jennifer kendine hakim olup konuşmaya girdi:
-"Uzun hikaye"
-"Kimliginizi görebilirmiyim?"
-"bir dakika cantamda olmalı,
buyrun memur bey."
"-Yanınızdaki eşyalarınızıda kontrol edip aynı zamanda üzerinizi aramak zorundayız,"
Belindeki telsizi kılıfından cıkarıp:
"Carter,buraya gelebilir misin?" Deyip ilerdeki kadına el salladı,
Agır ve güçlü adımlarla buraya gelen bayan Carter,pek bayan denemezdi,evrimin vucut bulmuş haliydi,şişkin pazuları ve uzun boyuyla tabi 110 kg agırlıgınıda eklemek gerekirse agır siklet boksöründen farkı kalmazdı,
" bu insanların toplumdan soyutlanan ve dışlanan insanlar oldugunu düşünüyordu,hepsi ayrı bir yaratıktı,böyle mahkumlarıda ancak böyle gardiyanlar idare edibilir" diye düşünmekten kendini alamadı.
"-Şüpheli bir durum var mı carter?"
-"Hayır Rick geçebilir."
-"Buyrun gecebilirsiniz bayan"
Carter size youlu gösterir.Belgelerinizi cıkış yaptıgınızda alıcaksınız.
B

asamakları çıkıp ana binaya girdiler,Burası bir hapishaneye benzemiyordu,En tehlikeli mahkumların tutuldugu hapishaneye hiç mi hiç benzemiyordu,Duvarlara george,whasington,benjamin franklin've daha nicelerinn sözleri ve porteleri asılmıştı.Yerler daha yeni silinmişti,yerlere baktıgında kendi yansımanı görebilirdin,Tavanda olması gereken eski ve kirli floresanların yerine,yeni model parlak floresanlar vardı,Görevinden uzaklaştırıldıgından beri 6 yıl geçmişti, ama şartlar
bu kadar iyi olamazdı,Biraz ilerledikten sonra asansöre bindiler,bayan Carter kalın işaret parmagıyla -5 kata bastı. Mahkumların nerede tutuldugu belli olmuştu,abisininde kendini tutamadı:
"-onlarda insan degil mi bayan?"
"-Anlayamadım sizi"
"-mahkumlara fare muamelesinde bulundugunuzu söylüyorum."
"-Öylede denebilir ama inanın bayan,Bu şartlar bile onlar için çok iyi eger bu hapishanenin yetkilisi ben olsaydım,
Günde bir öğün yemek verip üç vakit tüm tesisin kanalizasyonunu temizletirdim."
Cantasını yokladı sadece ruj şeklinde kamufle edilmiş biber gazı vardı,bu kadına saldıramazdı bunlarla,aksi halde -5 katta cıglık atarken bulurdu kendini.Asansörden indikten sonra saga sapıp biraz yürüdükten sonra çelik kapıların görevliler tarafından acılmasıyla bekleme salonuna geldiler.
Carter erkeksi sesiyle:
"-Siz burada bekleyin bayan johnson,mahkuma sizi görmek isteyip istemedigini sormak zorundayız,eğer sizi görmek isterse görüş odasını hazırlayıp sizi çagırttırırız."
"-Teşekkür ederim bayan Carter."

Yaklaşık yarım saat sonra bayan carter yanında iri modellerden(memurlardan)biriyle gözüktù.agır adımlarla bayan johnson'a yaklaştılar.
Carter söze girdi:
"-Bayan abinizle görüşmeden önce koğuş gardiyanı Bay Wilson ile görüşmenizi öneririm"
Kısa sacları,tras olmaktan tahriş olan yüzü ve burdaki bütün yaratıklar gibi iri cüssesiyle egitim çavuşunu andıran bu adam Bayan Carter'dan onları yanlız bırakmasını isteyip söze girdi.
"-Bunu size söylemek pek kolay degil ama bayan,Bence abinizin tedavi görmesi gerekiyor,durumu gercekten hiç iyi değil."